Gül’ün unutulma sebebi o liste mi?
.
Eski meslektaş ve eski bakan Ahmet Tan ile karşılaştık dün Kocatepe Camii’nde, Ümit Enginsoy’un cenaze töreninde.
“Geçen gün yazdığın, bana göre yılın haberiydi” dedi Turizm eski Bakanı.
Tan’ın bahsettiği, 28 Aralık 2012 Cuma günkü yazımdı.
Yani, ‘Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Göktürk 2 uydusunun uzaya fırlatılması törenine davet edilmemesi’ olayının perde arkasını aktardığım yazı.
O yazı şöyle bitiyordu:
“(...) ODTÜ Kampüsü’nde yapılan o törenin organizasyonu TÜBİTAK’a aitti. Hazırlık ve düzenlemeyi TÜBİTAK Genel Sekreteri yapmış. Davetli listesini de...
TÜBİTAK Genel Sekreteri kim?
Ogün Bahadır.
Pekiyi Ogün Bahadır’ın daha önceki görevi ne?
Cumhurbaşkanlığı Protokol Müdürlüğü!
Evet; Bahadır geçen yıla kadar Çankaya Köşkü’nde, Cumhurbaşkanı Gül’ün protokol müdürüydü.”
Ahmet Tan’ın ‘yılın haberi’ dediği işte bu bilgiydi.
Tan, hiçbirimizin aklına gelmeyen bir detayı, hatta temel noktayı şu şekilde ekledi habere:
- Senin yazını okuyunca, Gül’ün gerçekten unutulduğuna, bunun gerçekten art niyetsiz bir ihmal olduğuna kanaat getirdim.
- Neden?
- Çünkü eminim, davetli listesini yapan o bürokrat, bir önceki görev yerinde sahip olduğu protokol listesini yanına almıştır
TÜBİTAK’a giderken.
- Yani?..
- Yanisi şu... Eminim, Cumhurbaşkanlığı Protokol Müdürlüğü görevini yaparken elinde olan listeyi kullanmaya devam ediyordur ve ona göre yapmıştır o törenin davetli listesini de. Doğal olarak, o listede Abdullah Gül’ün adı yoktur. Çankaya Köşkü’nden yapılan davetlerde, davet edilecekler listesinde Cumhurbaşkanı olmayacağına göre... Yani bu yüzden unutulmuştur Cumhurbaşkanı Gül’e davetiye gönderilmesi.
Dediğim gibi, hiçbirimizin aklına gelmemişti işin bu boyutu.
Düşününce gayet mantıklı geldi...
Elveda Ümit
Meslektaşlardan birini daha uğurladık dün.
Ümit Enginsoy, 52 yaşında terk etti bu dünyayı.
Hiçbir zaman ‘bu dünyanın insanı’ olmamıştı zaten.
Yıllar önce, tanıdığım ilk gün de böyle düşünmüştüm; birkaç ay önce uzunca sohbet ettiğimiz gece de...
Sorunları vardı. Büyük sıkıntıları...
Belki onlardan kurtuldu giderek ama keşke bu olmasaydı kederlerinden kurtuluşunun yolu.
Nur içinde yat sevgili Ümit.
Mekânın cennet olsun.
Sırrı Sakık’a gelen telefon
Ümit’in cenazesi için Kocatepe’nin avlusuna gelenlerden biri de BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık’tı.
Birkaç meslektaş, Sakık ile ayaküstü sohbet ederken yanımıza önce yara bandı satan biri, ardından da bir dilenci geldi.
Sohbetin konusu, cenaze törenlerinde cami avluları ve mezarlıklarda yaşanan benzer sahnelere ve sadaka taleplerine döndü.
Sakık, “Bunlar hiçbir şey” dedi ve oğlu Sidar’ı kaybettikten sonra yaşadığı bir olayı anlattı:
- Biri aradı beni cenazeden sonra. “Evladın için Kur’an okuyorum, dua ediyorum” dedi. “Allah razı olsun” dedim, teşekkür ettim. Aynı kişi bir hafta sonra tekrar aradı, “Banka hesap numaramı vereyim, okumanın karşılığı olarak bana ödeme yap” diye. “Pes” dedim.
Gerçekten pes.
KEŞKE...
Adaleler gibi iradeyi güçlendirecek
egzersizler de olsa.