Gül gelecek ama nasıl ve ne zaman?
.
“Abdullah Bey ‘Ben geliyorum’ desin, Tayyip Bey de buna ‘Tamam’ desin, gerisi kolay. Formül bulunur. Mesela bir ‘Bayburt formülü’ neden olmasın?”
Önceki akşam, Cumhurbaşkanlığı seçiminin sonucunun belli olmasının hemen ardından, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Merkezi’nde duydum bu cümleyi önemli bir ismin ağzından. Bahsedilen ‘Bayburt formülü’; Meclis’te tek milletvekili ile temsil edilen bu ilin vekilinin istifa etmesi ve Anayasa’nın 78’inci maddesinin ek hükmüne göre yapılacak ara seçim ile Abdullah Gül’ün milletvekili seçilmesi.
***
Ancak dün itibariyle iktidar partisinin iç gündemi başka bir noktaya taşındı.
Abdullah Gül mesajını, üstelik de en açık şekilde; parti genel merkezinde, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında MKYK toplantısı sürerken verdi.
Cumhurbaşkanı, “Görevim fiilen bitti” dedi ve ekledi, “Partime geliyorum.”
Seçilmiş Cumhurbaşkanı, parti sözcüsü vasıtasıyla yanıt verdi: “Buyurun gelin, başımızın üstünde yeriniz var... Ama hemen şimdi değil.”
***
İktidar partisinin yeni genel başkanı ve dolayısıyla ülkenin başbakanı, 27 Ağustos günü belirlenecek. Hatta, birkaç gün öncesinden belli olacak çünkü tek adaylı bir randevu olağanüstü kongre.
Erdoğan’ın belirleyeceği halefinin 3 dönem sınırlamasına takılan bir isim olup olmayacağı bu noktada ayrı bir önem kazanıyor çünkü 3 döneme takılan biri olursa, bu tercih, “2015 genel seçimleri sonrası Gül’e zemin hazırlandı” şeklinde yorumlanabilecek.
3 dönem sorunu olmayan bir ismin seçilmesi ise aksine yorumları beraberinde getirecek.
Diğer taraftan, her şekilde, yeni genel başkan ve başbakanın üzerinde, görev yaptığı süre boyunca, hep bir ‘Gül’ (baskısı demeyelim ama) etkisi olacak. Abdullah Gül bu yönde hiçbir tavır sergilemeyecek olsa da...
Nitekim Çankaya Köşkü’nden dün gelen açıklama da bu durumun ilk işareti olarak görüldü. Ak Parti’deki ilk algı, “Abdullah Bey, seçilecek olan arkadaşımıza, 2015’te geleceği mesajını verdi” şeklinde oluştu.
***
Bu noktada, 2 hafta kadar önce bu köşede yer alan bilgiyi hatırlamakta fayda var.
(http://www.gazetevatan.com/murat-celik-662490-yazar-yazisi-gul-un-yolu-dikensiz-degil/ )
O yazıda, Erdoğan’ın kurmaylarından birinin şu sözlerini aktarmıştım:
“(...) seçilecek olan yeni genel başkan ve başbakanın performansı da çok önemli olacak gelecek açısından. Belki de bu göreve seçilecek olan arkadaşımız bu işi öyle iyi yürütecek, öyle başarılı götürecek ki, genel seçimlerde kimse yeni bir arayışa yönelmeyecek. Bunları bugünden hiçbirimizin bilmesi, öngörmesi mümkün değil. Dolayısıyla bir kurgulama içine girmek doğru değil. O yüzden, Anadolu’daki tabir ile, kervan yolda düzülecek.”
10 Ağustos 2014 saat 22.20. Yer Ak Parti Genel Merkezi.
Tayyip Erdoğan neşeli, rahatlamış ve gururlu bir ifadeyle geldi yanımıza. Başbakan olarak son, seçilmiş Cumhurbaşkanı olarak ilk karşılaşmamızda “Hayırlı olsun” dedim. Cevabı, “Hepimize, Türkiye’ye hayırlı olsun. Allah utandırmasın” oldu.
En önemli gecede torunu da oradaydı
Önceki gece AK Parti Genel Merkezi’nde Erdoğan ailesinin en küçük üyesi Ali Tahir de vardı. 9 aylık Ali Tahir, babası Bilal Erdoğan’ın kucağındaydı. Erdoğan’ın “Toplumsal uzlaşma dönemini başlatalım” çağrısını dinleyenlerden biri de Ali Tahir’di.
Erdoğan’ın hedefi
Recep Tayyip Erdoğan, seçilmiş Cumhurbaşkanı sıfatı ile yaptığı balkon konuşmasında iki noktaya özel vurgu yaptı.
1.) ‘Yeni bir toplumsal uzlaşı’ çağrısını, ‘gönülden isteği’ olarak seslendirdi.
2.) Yeni Anayasa isteğini yineledi.
Erdoğan, partisini ve başbakanlığı emanet edeceği halefini de işte bu iki temel nokta doğrultusunda belirleyecek.
Yani parti içinde göreceği kabulden de öte, bahsettiği o ‘yeni toplumsal uzlaşı’yı hayata geçirebilecek bir isim...
Yani, muhalefet ile (en azından bir kısmı ile) diyalog kurabilecek ve böylece Meclis’te Anayasa’yı değiştirecek ya da en azından 330’u bulup Anayasa değişikliğini referanduma götürebilecek bir isim.
***
Yasama, yürütme ve yargı güçlerinin bağımsızlıklarını ve birbirlerini denetlemelerini garanti altına alan bir başkanlık sistemini de içeren sivil Anayasa’yı 2015 haziranından önce hayata geçirmek Erdoğan’ın öncelikli hedefi olarak görünüyor.
En kötü ihtimalle, iki sandıklı bir 2015 seçimi... Yani hem Anayasa değişikliği konusunda referandum hem genel seçim.
Tekrar edelim...
Adalet ve Kalkınma Partisi’nde 27 Ağustos 2014 tarihinde seçilecek yeni genel başkan ve dolayısıyla yeni başbakanın öncelikli misyonunun, toplumsal uzlaşıyı tesis etmenin en önemli unsuru olan yeni Anayasa’yı hayata geçirmek olacağını söyleyebiliriz. Tabii yeni Cumhurbaşkanı ile birlikte.