Futbol hayattır aslında
.
Hafta başında, pazartesi akşamı, Almanya’nın Ankara Büyükelçiliği’ndeydik.
Büyükelçilik, Almanya’nın Dünya Kupası’ndaki ilk maçını izlemek için elçiliğin bahçesinde bir davet verdi.
Sadece bizlere değil, ilk maçta rakipleri olan Portekizli diplomatlara da ev sahipliği yaptı Almanlar.
Çoluk çocuk, sırtlarında formalar, bahçede neşeli ve heyecanlı bir akşama imza attılar.
Ankara’daki Portekizli diplomatlar da aynı şekilde ailece ve kendi ulusal takımlarının formalarıyla gelmişlerdi.
Sporun, futbolun, bizdeki gibi bir ‘düşmanlık’ değil, aksine bir ‘dostluk’ vesilesi olduğunu da işte bu davet sayesinde hatırladık. Yani aslında olduğu, olması gerektiği gibi...
***
Maç baştan sona Alman takımının hakimiyetinde geçti. Sonuç da Portekiz açısından tam bir hezimet oldu malum. 4 - 0.
Ev sahibi Almanlar - çocukları dahil - konuklarını rahatsız etmemek için sevinç gösterilerini abartmamaya özen gösterdiler.
Konuk Portekizliler de bu sonuca rağmen yüzlerindeki gülümsemeyi korumayı bildiler. Ve bir de tabii, kazananı tebrik etmeyi.
Yani olması gerektiği gibi.
***
Rakip taraftara ne ters bir bakış gördüm iki taraftan da, ne herhangi bir gerginlik emaresi.
Bırakın rencide edici bir tavrı, iki taraf da eğlendi o akşam Alman Elçiliği’nde.
Sporun tadını çıkardılar. Kazanan da, kaybeden de.
***
Hayat da böyle değil mi?
Tadını çıkarmayı bildikçe keyifli hâle geliyor yaşam.
Sadece sıkıntılı, gergin, üzüntülü taraflarına takılıp kalırsanız çekilmez oluyor.
Sadece yanlışları, sadece eksikleri görürseniz ağırlaşıp eziyor sizi.
Sürekli polyanacılık oynayalım demiyorum elbette ama hayatın kıymetini bilmek bizim elimizde.
Farkındalık gerekiyor.
Bir de özen.
Kendinizle ilgili farkındalık, çevrenizdekilerle ilgili, dünyayla ilgili farkındalık.
Ve önce kendinize özen, çevrenize ve çevrenizdekilere, dünyaya karşı özen.
Çok zor değil.
Hayat güzel.
Görebilene, görmek isteyene...
***
TATİL
Kaçıyorum bir süre için Ankara’dan.
Baba - oğul tatile çıkıyoruz Arda ile.
Evlatlar büyüyor.
Biz de büyüyoruz onlarla birlikte.
İkizler yolun başında daha. Zaman hızlı akıyor, onların da zamanı gelecek.
Arda ise çocukluktan gençliğe adım atıyor. Baba - oğul olmanın yanına, iki arkadaş olma özelliğini de ekliyoruz artık.
Haydi bize biraz müsaade...
Temmuzun ilk haftasında görüşmek üzere.
Kendinize ve sevdiklerinize iyi bakın.
***
KEŞKE...
Gülsek hep.