Şampiy10
Magazin
Gündem

Firari sanıkların adlarını anan yok

.

ABONE OL
Vatan Haber

Ergenekon davasında, mahkemenin verdiği kararları konuşuyoruz.

Kimi ‘insafsız’ buluyor cezaları, kimine göre ‘az bile’.

Şahsi görüşlerin gelip takıldığı engel, “Bağımsız yargının verdiği kararlara saygı duymak zorundayız” cümlesi.

Gerçi daha Yargıtay’da temyiz süreci var ama...

***


Bugün itibariyle ortada iki somut gerçek var.

1) Hüküm giyen ve cezaevinde kalan sanıklar bir bayramı daha ailelerinden, sevdiklerinden ayrı geçirecek. Onlar demir parmaklıklar ve dört duvarın arasında, yakınları ise dışarıda aynı acıyı yaşamaya devam edecek.

2) Ergenekon davasının firari sanıkları ile ilgili nedense pek konuşan yok. Davanın, haklarında yakalama kararı bulunan firardaki sanıkları Emekli Tümgeneral Mustafa Bakıcı, Yeditepe Üniversitesi kurucusu Bedrettin Dalan, AK Parti eski Milletvekili Turhan Çömez’in dosyaları ayrıldı.

Ayrıldı da...

Bu isimlerin bulundukları ülkelerden alınıp getirilmeleri, yargılanmaları ve nihayet suçlu ya da suçsuz olduklarına karar verilmesi için kim ne yaptı, yapıyor veya yapacak?

Yüzlerce kişi kaçmayı akıllarından bile geçirmeden, üstelik güvenmediklerini söyledikleri adalete kendi ayakları ile teslim olmuşken, kaçıp gidenlerin bu yaptıklarının yanlarına kâr kalması bir tek benim mi içime sinmiyor?

İmkânsız olduğunu bile bile...

- Nokta kadar menfaat için virgül gibi eğilmediğimiz,

- Geriye kalan günlerde karşılıklı birbirimize hoyrat davranıp, birbirimizi kırıp, birbirimize küsüp, sonra da barışmak için bugünü beklemediğimiz,

- Karşımızdakilere tamamen egoistçe, saygısızca, hatta adeta sadistçe davranmadığımız,

- Atasözlerinden sadece kendimize uygun olanları, işimize gelenleri sanki evrensel ve bilimsel geçerliliği olan verilermişçesine seslendirmediğimiz,

- Sonsuz anlayış ve sabır beklediğimiz karşımızdakilerden anlayış ve sabrın zerresini esirgemediğimiz,

- Sadece kendi çocuklarımızın geleceğini düşünmediğimiz,

- Dünyanın tek merkezi olmadığımızın farkına vardığımız,

- Verdiğimiz sözleri tutamadığımızda rahatsız olduğumuz,

- Bize dokunmayan yılanların değil bin, bir yıl yaşamasını bile dert ettiğimiz,

- Başka yerlere düşen ateşler ile de yandığımız,

- Tanımadığımız kişilere “Sen” değil, “Siz” diye hitap etmenin, medeniyetin asgari gereklerinden biri olduğunu idrak ettiğimiz,

- Trafikte geçiş üstünlüğünün bazen karşımızdakilere de ait olabileceğini düşünebildiğimiz,

- Sahip olduklarımızın kıymetini, onları kaybetmeden önce de bildiğimiz,

- Karşıdan beklediğimiz iyi niyetin aslında ‘karşılıklı’ var olması gerektiğini unutmadığımız,

- Dürüstlük, sadakat ve vefa kavramlarının alkışlanması gereken, sıra dışı, özel hasletler olmadığını görebildiğimiz,

- İnsanlara hak ettiklerinden fazla değer vermenin çok da gerekli olmadığına ikna olduğumuz,

- Hedefi sadece hesap sormak ya da intikam almak olanların yaşadıklarına “hayat” demenin pek anlamlı olmadığını anladığımız,

- Sadece maruz kaldığımız kötülükleri değil, muhatap olduğumuz iyilikleri de unutmadan yaşamanın çok daha hakkaniyetli olduğunu bildiğimiz,

- Damdan düşmeden de halden anladığımız,

- Önyargılar ve yargısız infazlara uydurduğumuz kılıfların aslında hep dar ya da bol geldiğinin farkına vardığımız bir bayram olsa.

***


Size de iyi bayramlar.

Yazarın Diğer Yazıları

  1. ZIPIR
  2. Siyah-beyaz ölüm-yaşam
  3. Bahçeli’nin kararlılığı
  4. İttifak kulislerinden isimsiz demeçler
  5. Cumhur ittifakındaki bağ pamuk ipliği mi, çelik tel mi?
  6. Küresel liderin bölgesel temasları
  7. Tercih
  8. Siyaset, saygı, üslup
  9. Bu soru bütün Meclis’e
  10. İlk gün mesajları ve soruları

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.