Erdoğan’ın bilinçli tercihi
.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, hükümeti kurma görevini vermek için önce TBMM Başkanı’nın seçilmesini, ardından da Meclis Başkanlık Divanı’nın teşekkülünü beklemesinin nedeni ne?
Yani Erdoğan, görevlendirmeyi neden geciktirdi?
Bu hareket tarzı bilinçli bir tercih mi?
Ankara’nın gündemindeki seri sorular bunlar.
***
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yakınlığıyla bilinen bazı Ak Partililer ile konuştum.
Halen Parlamento üyesi olanlar da var aralarında, olmayanlar da...
Onlar diyorlar ki;
- Evet, Erdoğan bilinçli olarak bekledi. Herkesin seçim sonuçlarını, irdelemesini, sağlıklı değerlendirmesini ve sonuçları sindirmesi için böyle bir tercihte bulundu.
- Bekledi çünkü Türkiye, siyasetçisiyle, medyasıyla, sokaktaki vatandaşıyla; uzun süredir ‘koalisyon dönemlerinin dinamikleri’ni, böyle dönemlerin kendine özgü koşullarını unutmuş bir ülke.
- 7 Haziran’ın hemen ardından kamuoyuna hakim olan atmosferi, medyada yapılan değerlendirmeleri ve tabii Meclis’e giren 4 siyasi partiden yapılan açıklamaları bir hatırlayın... Duruma bir de şimdi bakın. Yani seçimin üzerinden bir ay geçtikten sonra...
- Geçen süre içinde herkes eteğindeki taşı döktü, dilinin altındaki baklayı çıkardı ve böylece 8 Haziran’da var olan flu noktaların birçoğu nispeten netleşti.
- Seçimin ardından geçen zaman, siyasi partilere, muhtemel koalisyon senaryoları için hem psikolojik hem de teknik hazırlık yapma olanağı da tanıdı.
Cumhurbaşkanı’nın nabzını tutabilen tecrübeli isimlerin yaşanan sürece bakışı işte bu.
Kadir Topbaş: Şehir hatları vapurlarından vazgeçmiyoruz
“Bu kenti, bu ülkeyi yönetenlere sesleniyorum; lütfen dokunmayın Boğaz’ın güzelliklerine, İstanbul’un hafızasına.
Bırakın, bizler gibi bizim çocuklarımız da martılara simit atabilsin Kadıköy’den Karaköy’e giderken.
Bırakın, yeni nesiller de çay ya da sahlep içebilsin Beşiktaş’tan Üsküdar’a geçerken.
Bırakın, gençler de “Şu gördüğünüz meyve sebze soyucusunun yanında bir tarak, bir de yara bandı... Hepsi sadece 3 Lira” diyen su üstü satıcılarının sesleri eşliğinde seyahat edebilsin Bostancı’dan Adalar’a.
Dokunmayın o güzelim şehir hatları vapurlarına.”
***
Böyle seslenmiştim önceki gün bu köşeden...
(http://www.gazetevatan.com/murat-celik-809966-yazar-yazisi-komsu-it-dalasi-nda-tasarrufa-gitmiyor/)
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’tan, “Merak etmeyin, şehrin sembollerinden olan o vapurlardan vazgeçmiyoruz” mesajı geldi dün.
HHH
Başkan Topbaş’ın, hassasiyetime teşekkür ettikten sonra kamuoyuna iletmemi istediklerini şu başlıklar altında toparlayabilirim:
- Haberlere de konu olan, o yuvarlak hatlı vapurlar; şehir hatlarının yolcu değil arabalı vapurları.
- Sirkeci - Harem arasında çalışan sadece 3 yeni nesil vapur var. Bunlardan 2’si halihazırda seferde, biri henüz teslim edilmedi.
- Geçmişte yaşanan, otomobilin denize düşmesi gibi kazalar, engellilerin rahatlıkla binemediği yönündeki çok sayıda şikayet ve büyük araçlara uygun olmaması, yetersiz kapasite gibi sebeplerle, arabalı vapurlarda yeni bir dizayna ve modele ihtiyaç duyuldu.
- Bir İstanbul klasiği olan, şehir hatları yolcu vapurlarına gelince... Onlardan vazgeçmiyoruz. Sadece yenileniyor yolcu vapurları.
- Görüntüsünde, ilk bakışta fark bile edilemeyecek kadar küçük çizgi değişiklikleri yapıldı biliyorsunuz. Onu da İstanbulluların oylarıyla gerçekleştirdik. Sadece bu kadar. Bir de içleri daha konforlu hâle getiriliyor yeni üretilen vapurların.
- Yani sizin ifadenizle, “O güzelim şehir hatları vapurları”na dokunmuyoruz, merak etmeyin, rahat olun.