Erdoğan CHP’ye neden güvenmiyor?
.
Vatan Haber
“Anamuhalefet partisi diyor ki: ‘Kredi veriyoruz’. Kendisi muhtac-ı himmet bir dede, nerede kaldı gayrıya himmet ede... Sen nereye kredi vereceksin, sen krediye muhtaçsın. Hangi krediyi vereceksin. ‘Bu işin çözüm yeri Meclis’tir’ diyor. Meclis’te bununla ilgili bugüne kadar çok bilgiler verildi. Fakat yenilen pehlivan güreşe doymazmış. Bunlar, buna doymuyor.”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan önceki gün Gabon, Nijer ve Senegal’i kapsayan Afrika turu için Türkiye’den ayrılmadan önce, İstanbul Atatürk Havalimanı’nda bunları söyledi.
Sonrasında, uçakta ise yeni bir açıklama yapmadı.
‘İmralı görüşmeleri’ ile ilgili olarak, “AKP’ye yeni kredi açıyoruz, sorunu çözün” diyen Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu sözleri toplumun genelinde ‘olumlu’ bir yaklaşım olarak algılanmıştı. Fakat Başbakan, bu açıklamaya ters ve sert bir tepki verdi.
Erdoğan’ın bu reaksiyonunun nedeni, CHP’ye yönelik ‘güvensizliği’ydi.
Ve bu güvensizlik yedi ay önceki AK Parti - CHP görüşmesine dayanıyordu.
Şöyle ki...
Tarih 6 Haziran 2012.
Yer Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Merkezi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, üçer kişilik kurmay heyetleri ile birlikte Erdoğan’ın makam odasında bir aradalar.
Gündem, Ana Muhalefet’in Meclis’e sunduğu “Kürt sorununa çözüm önerileri paketi”.
AK Parti heyeti, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik ve Grup Başkanvekili Mahir Ünal’dan; CHP heyeti ise Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi ve Genel Başkan Yardımcıları Faruk Loğoğlu ile Sezgin Tanrıkulu’dan oluşuyor.
Görüşmenin bir yerinde Erdoğan, hemen yanındaki koltukta oturan Kılıçdaroğlu’na dönüp şöyle diyor:
“Bakın biz burada çaylarımızı içerken, arkadaşlarımız çalışmaya hemen başlayabilirler. Şu anda, hemen burada, yan odaya geçip başlasınlar.”
Tayyip Erdoğan, böyle dediği o görüşmenin üzerinden geçen yedi ayın sonunda, şimdi CHP’ye güvenmediğini söylüyor.
Erdoğan bu düşüncesini, kamuoyu ile Afrika seyahatine çıkarken sarf ettiği şu sözlerle paylaştı:
“Bakın bu kadar açık konuşuyorum. Kendi yardımcısı Akif Hamzaçebi, ‘Bu hemen olmaz, şöyle 2 - 3 ay bize bu işte müsaade edin’ dediler. Ondan sonra 3 ayı devirdik. Buna rağmen yine söylüyorum, eğer samimiyse, dürüstse, versin 3 arkadaşına talimatı, ben 3 arkadaşıma, hepinizi şahit tutarak talimatı veriyorum. Bu çalışmayı başlatalım. Daha başka bir şey olabilir mi? Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanı bu sözü veriyor size. Başbakan yardımcım yanımda, genel başkan yardımcım yanımda, grup başkanvekili arkadaşım aynı şekilde, hepsi hazır. Buyursunlar bu çalışmayı yapalım.”
Başbakan’ın bu sözlerle ortaya koyduğu tavrı, önce uçakta Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’a, ardından da Gabon’un başkenti Libreville’de (CHP ile yapılan o görüşmede de yer alan heyet üyesi) Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik’e sordum.
Bozdağ, “CHP ‘kredi açtım’ diyor. Bankalar kredi açar ama sonra faiziyle geri alır biliyorsunuz. Burada Ana Muhalefet’ten beklenen, kredi açması değil, ‘Yanınızdayız, destek oluyoruz’ demesidir. Bu işin olumsuz sonuçlanması halinde siyasi sorumluluk zaten iktidarın olacaktır ve biz bu sorumluluğu zaten almışız üstümüze” diye konuştu.
Ömer Çelik ise “Sayın Başbakan haklı olarak güvenmiyor CHP’ye” dedi ve devam etti:
- Beyefendi söyledi; biz hem hazır hem de hazırlıklıyız. Ana muhalefet eğer samimiyse, biz buradayız. Ama kamuoyu önünde iyi niyetli, istekli, gayretliymiş gibi görünüp, sonra hiçbir şey yapmamak çözüme katkı sağlamıyor. Toplum bu durumu görüyor. CHP sadece toplumu değil, kendini de kandırıyor.
‘İmralı görüşmeleri’ ile ivme kazanan yeni süreçte, iktidar - ana muhalefet denge ve denklemini, iktidar kanadının ortaya koyduğu yukarıdaki tablo ışığında bir kez daha okumakta fayda var.