Dikkat! Yine sahte rakı!
.
Yaz tatillerinin en gözde bölgelerinden biri Bodrum...
Okullar henüz kapanmadığından, sezon tam açılmış değil Bodrum ve çevresinde. Yabancı turistler ve okul çağında çocuğu olmayanlar, Temmuz - Ağustos dönemine kıyasla, sakin Bodrum’un tadını çıkartıyor.
Biz de sezonu erken açanlardan olduk.
Bir haftalık izinden, çok önemli bir haber ile döndüm.
Sahte rakı alarmı
Bodrum bölgesindeki tanıdık esnafın hemen hepsinden aynı uyarıyı duydum.
Restoran işletmecileri ve market sahipleri aynı ciddi tehlikeye dikkat çekiyor:
“Bu sene piyasada yine çok sahte rakı var.”
Geçmiş yıllarda can yakan, ardından alınan bandrol ve bilyeli kapak önlemleri ile çözüldüğünü bildiğimiz ve unuttuğumuz tehlike hortlamış.
“Özellikle 35’lik rakıda sahte çok” diyor esnaf.
- Nereden geliyor pekiyi sahte rakı? Kim getiriyor?
- Tanımadığımız insanlar kamyonetlerle geliyorlar. Restoranlarını ya da otellerini kapattıklarını, stoklarında kalan rakıyı getirdiklerini söyleyip, nakit paraya ihtiyaçları olduğu için piyasa fiyatının yüzde 30 - 35 altına vermeyi teklif ediyorlar.
- Bandrol ve bilyeli kapak çözüm olmadı mı yani?
- İlk zamanlarda oldu tabii ama işte belli ki çözmüşler o işleri de. Bilmiyor musun abi bizim insanımızı?
- Alıyor musunuz bu rakılardan?
- Abi biz almıyoruz ama birileri alıyor tabii nihayetinde. O yüzden herkese söylüyoruz, “Bilmediğiniz yerden - özellikle de küçük - rakı almayın, bilmediğiniz mekanda içmeyin” diye.
- E madem biliyorsunuz bu durumu, neden şikayet etmiyorsunuz resmi makamlara?
- Doğru söylüyorsun abi, haklısın da, ne bilelim işte... Etmek lazım tabii...
Kocadon: “Siz yazın, herkes uyanık olsun.”
Esnafın verdiği alarmın boyutunu ve bu konuda ne yapılıp yapılmadığını sormak için Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon’u aradım.
Konuyu anlattım, Kocadon’un ilk cümlesi “Bize şu ana kadar yansıyan bir şey yok” oldu.
Doğrusu bu ilk cümle üzerine, sohbetin devamında “Şimdi bu konuyu yazmayın. Tatilciler gereksiz yere endişelenir, esnafın işi de olumsuz etkilenir” türünden sözler duyacağımı düşündüm.
Ama Başkan’ın hemen sonraki cümlesinde kaygımın gereksiz olduğunu anladım ve yaklaşımına şapka çıkarttım.
Bodrum Belediye Başkanı’nın sözleri aynen şöyleydi çünkü:
- Murat Bey, aslında sahte ya da kaçak içki konusu doğrudan belediyenin görev alanına girmiyor ama bu konuya değinirseniz çok iyi olur. Tam sezonun başında bu hayati konuda herkesi uyarmış olursunuz. Bahsettiğiniz türden olaylar yaşanırsa, toptan içki satmak isteyenler olursa, esnafımız da, vatandaşımız da hemen zabıtaya ya da doğrudan belediyeye bildirsin. 155 polis ya da 156 jandarmaya da ihbar edebilirler.
- Sezon başında bu konunun gündeme gelmesinden rahatsızlık duymazsınız yani...
- Olur mu? Aksine. Siz yazın ki vatandaş da uyanık olsun, işletmeciler de, bizler de. Yeter ki haberimiz olsun. Biz de, polis de, jandarma da hemen gereğini yaparız. Yazın ki herkes duysun ve bilgi sahibi olsun. Bizde biliyorsunuz, maalesef bir olay olduktan sonra o konuda yazılıyor çiziliyor. O zaman da iş işten geçmiş oluyor, bir kıymeti olmuyor.
Mehmet Kocadon işte böyle dedi telefonda.
Takdire şayan bir yaklaşım bu. Olması gereken aslında.
Umarım Başkan’ın yaklaşımındaki hassasiyet, icraatına da aynı şekilde yansır. Tabii sadece ihbar üzerine harekete geçmekle sınırlı değil, süreklı sıkı denetimler boyutuyla da.
Ben Bodrum - Milas bölgesini yazdım.
Eminim ‘sahte / kaçak alkollü içki’ tehdidi sadece bu tatil yöreleriyle sınırlı değildir.
‘Uyanık’ olma gerekliliği turistik her bölge için geçerli.