Çocuk gelinin oğlu Mahsun Kırmızıgül
.
“Ramo’nun karısı Havar karakteri benim yaşadıklarımı yaşamış. Beni de dayımın oğlu ile 13 yaşımda evlendirdiler. Kocam olan dayımın oğlunu 24 yaşımda kaybettim. Tek başıma kiremithanelerde çalışarak dört tane yetim büyüttüm. Bu filmi tüm taraflar izlesinler, izlesinler ki insanların ne durumda olduklarını görsünler. Ben filmi izlerken kendimi, etrafımdaki çaresiz insanları gördüm. Filmde oğlum benim hayatıma yer vermiş. O beni çok etkiledi. Yazıktır, günahtır çok analar, babalar, çocuklar ağladı, çok ocak söndü, çok insan perişan oldu. Bu filmi izlesinler ki, bir şeyler yapsınlar artık.”
Faike Bazencir, yaklaşık üç yıl önce, 2009 senesinde, ‘Güneşi Gördüm’ adlı filmi izledikten sonra söylemişti bunları.
Faike Bazencir mi kim?..
Abdullah Bazencir’in annesi... Yani bilinen, Türkiye’nin tanıdığı adıyla Mahsun Kırmızıgül’ün.
“Babam dört evlilik yapmış, üçü imam, biri resmi nikahlı. Annem imam nikahı kurbanı olmuş, ben de tabii. Ben doğduktan sonra babam bizi bırakıp Bingöl’e gitmiş, orada resmi nikahla evlenmiş. Çok uzun yıllar yüzünü bile göremedim onun. Arayıp da sormazdı bizi. Özellikle bayram sabahları çok üzülürdüm. Babamın elinden tutup gezmeye gitmek isterdim hep.”
Bu cümleler de Mahsun Kırmızıgül’ün 1999 yılında verdiği bir röportajdan.
Son yıllarda konuşmuyor Kırmızıgül bu konularda. Geçmişinden, ailesinden bahsetmiyor pek. Ama o röportajda çarpıcı detaylar var anlattığı:
“Bizim oralarda bir oduncu vardı. Bir gün hızarı bozulmuş, ‘Mahmut Ağabey, oduncu seni çağırıyor’ dediler. Ağabeyim gitti, bir daha dönmedi. ‘Elektrik fişini çekin, elektrik direğine çıkacağım’ demiş. Adam fişi çekmeyince ağabeyim direkte can vermiş. Ben koştuğumda ağabeyimi direkten indirmişlerdi. Bana göstermediler yüzünü. Hem ağabeyimi, hem babamı kaybetmiştim. Ağabeyim Mahmut’un ölümünden sonra annem de çalışmaya başladı. Kiremit ocağında çalışırdı annem. Saatlerce toz toprağın içinde kalırdı.”
12’sinde gelin, 14’ünde anne
Mahsun Kırmızıgül’ün annesi 13 yaşında evlendirilmiş. Daha 13’üne basarken. 12 yani...
14’ünde de ilk oğlu Mahmut’u almış kucağına... Kırmızıgül’ün ağabeyi Mahmut’u yani.
12’sinde gelin olan Faike Ana, 14’ünde doğurduğu Mahmut’u da 14 yaşına geldiğinde evlendirmiş.
Böyle bir ailenin üyesi işte Mahsun Kırmızıgül.
Türkiye’nin kanayan yaralarından biri olan ‘çocuk gelinler’ gerçeğine duyarlılığı bundan.
Hacettepe Üniversitesi’nin araştırmasına göre, en fazla çocuk evliliğinin Konya’da gerçekleştiği bilgisine dikkat çeken Kırmızıgül, ekibine “Bu sadece Doğu ve Güneydoğu’nun sorunu değil” diyor.
‘Hayat Devam Ediyor’ dizisiyle, konuyu televizyon ekranlarına taşımasının gerekçesini de şöyle açıklıyor Mahsun Kırmızıgül:
“Bu sorunun hedef kitlesi, sinema ile alakalı olmayan insanlar. Bu kitleye ulaşmanın tek yolu televizyon. Televizyon projesini tercih etmemin nedeni işte bu.”
Kırmızıgül, birlikte çalıştığı arkadaşlarına dikkat çekici bir bilgi daha veriyor:
“Bu konuyu savcılar bile maalesef tam olarak bilmiyordu. İnsanlar da bilinçlendi. Şimdi böyle bir ‘çocuk gelin’ gördüklerinde polise, savcıya başvuruyor insanlar. Polis ve savcı da artık konunun üzerinde daha hassas duruyor.”
Süpürge Meclis’e uçtu
Uçan Süpürge Derneği, ‘Çocuk Gelinler’ projesi kapsamında toplanan 50 binin üzerinde imzayı TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e götürdü dün.
Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde Meclis’te atılan bu adıma, medya pek ilgi göstermedi.
4 + 4 + 4 düzenlemesinin görüşüldüğü komisyonda kavga çıktı çünkü.
Yani...
Erkeklerin kavgası bir kez daha, sadece kadınların değil insanlığın en büyük ayıbı olan ‘çocuk gelinler’ konusunu gölgeledi.
Uçan Süpürge’nin başkanı Halime Güner’in verdiği şu bilgileri bir okuyun. Okuyun da görün insanlık olarak ‘ayıbımız’ın boyutunu.
Türkiye’de;
- 18 yaşın altında evlendirilen kadınların oranı yüzde 28.
- 15-19 yaş arası yapılan doğumlarda anne ve bebek ölüm riski, yetişkin hamileliklerine göre dört kat fazla.
- Dünyada her 10 çocuktan birinin annesi çocuk yaşta.
- Önlem alınmazsa, on yıl içinde dünyadaki çocuk gelin sayısı 100 milyonu geçecek.
Ve Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği’nin TBMM’nden istedikleri...
- Evlilikle ilgili mevzuat, çocuklar lehine gözden geçirilsin.
- Medeni Kanun’daki evlilik izin yaşı 17’den 18’e çıkartılsın.
- Yasal evlilik yaşının altındaki kadın ve erkek bireyler için, ‘ebeveyn onayı ve mahkeme kararıyla evlenme’ izni kaldırılsın.
- Yasal evlilik yaşından önce çocuklarını rızaları olsa bile - evlendiren ebeveynin, para ve hapis cezası dahil cezai yükümlülüğünün artırılsın.
Uçan Süpürge diyor ki:
- Türkiye Parlamentosu ve kamuoyuna sesleniyoruz: Çocukların evlendirilmesi suçtur. Bu suça ortak olmayalım! Çocuklarımızı erken evliliklere kurban etmeyelim!..