Bolu’da bu kez, Akbaba Lokantası
.
Vatan Haber
Ülkenin en önemli doğa ve yaban hayatı fotoğrafçılarından biri, dostum Mehmet Gürbüz (http://www.mgurbuz.net) “Akbaba lokantası açıyoruz” dediğinde, bir an duraksadım. Mehmet güldü: “İlk anda kimse anlamıyor zaten” dedi ve devam etti:
“İlk duyduğunda, ‘Akbaba eti yeniyor mu?’ diye soran da oldu, ‘Akbabalar leş yer. Bir restoran için uygun bir isim olduğundan emin misin? diyenler de...”
Mevzu şu...
‘Akbaba Lokantası’, Ornitofoto Kuş ve Yaban Hayat Fotoğrafçıları Derneği’nin bir projesi.
‘Dörtdivan Akbabalarını Koruma Projesi’.
Projenin finansmanını Birleşmiş Milletler Küçük Destek Programı sağlıyor.
Amaç, Bolu - Dörtdivan bölgesinde yaşayan akbabaları ve bu hayvanların yaşadığı habitatı korumak.
Kara Akbaba, Kızıl Akbaba, Küçük Akbaba ve Sakallı Akbaba... Dörtdivan’da, dördü de yaşıyor.
Besin zincirinin sonunda yer alan akbabaların kendi aralarında da bir sıra, bir hiyerarşi var.
Şöyle ki:
Havadaki leşçillerden, karadaki hayvan leşini ilk bulan ‘kuzgun’ oluyor. Ama bulduğu leşin derisini yırtamadığı için yiyemiyor ve ölü hayvanın çevresinde beklemeye başlıyor.
Hemen ardından ‘küçük akbaba’ geliyor leşin başına. Deriyi kesemediği için, o da kuzgun ile birlikte bekliyor.
Üçüncü sırada gelen ‘kızıl akbaba’, leşin yaralı ya da kesik bölgeleri varsa, o noktalardan yemeye, daha doğrusu didiklemeye başlıyor.
Ama leşin - tabiri caiz ise - cerrahı, ‘kara akbaba’. O, kalın deriyi kesiyor ve etin de büyük kısmını yiyor.
Leşin başında beklemekte olan, ilk gelen üçlü de bu aşamada devreye giriyor. ‘Kızıl akbaba’ iç organlar, ‘küçük akbaba’ ile ‘kuzgun’ da geriye kalan parçalar ile besleniyor.
Leşin artık sadece kemikleri kaldığında ise sıra ‘sakallı akbaba’ya geliyor. Sakallı’nın besin maddesi kemikler...
Akbabalar leşçil kuşlar.
Yiyecekleri hayvanları öldüremiyorlar. Diğer hayvanların öldürdüğü ya da bir şekilde ölen canlıların leşleri ile (yukarıda anlattığım sıra ile) besleniyorlar.
Anadolu’da hayvan popülasyonunun
azalması ve diğer etkenler sonucu, açlık tehlikesi ile karşı karşıya kalan akbabaların nesli tehdit altında.
Dördivan Akbabaları Projesi kapsamında kurulacak olan beslenme istasyonlarında (yani Akbaba Lokantası’nda) akbabaların düzenli ve sağlıklı besine ulaşması sağlanacak. Üstelik de veteriner kontrolünde...
Çevredeki entegre üretim tesislerinden toplanacak kanatlı hayvan leş ya da atıkları akbabalar için kullanılacak.
Dörtdivan Akbaba Ofisi, bölgedeki avcılar ile bir iletişim ağı kuracak. Avcıların, arazide tespit ettikleri yaralı, sakat ya da ölü hayvanları yetkililere bildirmesi, ayrıca avladıkları ancak yemedikleri, mesela yaban domuzlarını beslenme istasyonlarına getirmeleri sağlanacak.
Bu kadar da değil...
Ornitofoto Derneği’nin iştigal alanı fotoğrafçılık.
- Akbaba Lokantası’nın yakınına, yurt dışındakiler gibi bir ‘kamuflajlı fotoğraf çekim alanı’ inşa edilecek. Dünyanın dört bir yanından gelen yaban hayatı fotoğrafçıları, buradan akbabaların fotoğraflarını çekebilecek.
- Avcı derneklerine fotoğraf eğitimi verilecek. Silahla değil, fotoğraf makinesi ile ‘görüntü avcılığı’ yapsınlar diye...
Dörtdivan, Ankara - İstanbul arasında ve Kartalkaya yolu üzerinde.
- Bu konum avantajı kullanılacak ve turistler akbabalar ile tanıştırılacak.
- Çocuklar, kuşlar ve doğal hayata dair bilgilendirilecek.
- ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’ bağlamında, bölgedeki kadınların sürece, etkin bir şekilde katılmaları sağlanacak.
- Yöresel ürünler ve hediyelik eşya satışı ile bölge ekonomisi canlandırılacak.
Bütün bu eko-turizm faaliyetinden elde edilecek gelir de, uzun vadede projeyi finanse etmeye devam edecek.
Akbaba Lokantası, Uluslararası Akbaba Farkındalık Günü olan 1 Eylül 2012’de
Dörtdivan’da açılıyor. Yemeğe değil ama desteğe hepimiz davetliyiz...
KEŞKE...
“Ya göründüğün gibi ol, ya olduğun gibi görün” prensibini, öncelikle bu sözü diline pelesenk edenler uygulasa.