Beşiktaşlı bir okurdan mektup var...
.
Pek adetim değil aslında, gelen bir okur mesajını olduğu gibi aktarmak.
Nadiren çıkıyor zira bunu *ak eden okur postası.
Dün yazdığım “Semt, biz ve misafirlerimiz” başlıklı yazı ( *ttp://www.gazetevatan.com/murat-celik-946212-yazar-yazisi-semt-biz-ve-misafirlerimiz-/ ) üzerine gelen elektronik postalardan birini aktaracağım şimdi size.
Alican Arıcan isimli genç bir VATAN okurunun yazdıklarını...
***
“18 Mayıs tari*li yazınız *akkında...
Murat abi selamlar,
Seninle *iç tanışmadık fakat senin iyi bir Beşiktaşlı olduğunu biliyorum.
Umarım yanlış *atırlamıyorumdur, da*a evvel Beşiktaş yönetimlerindeyer aldığını da *atırlar gibiyim.Yazına değinmeden evvel Beşiktaş için *arcadığın emekler adına teşekkür ederim.
Ben Alican Arıcan, 27 yaşında, ekmeğini reklam yazarlığından kazanan genç bir kardeşinim. (‘Kardeşin’ kısmını uygun görürsen :) )
Beşiktaş şampiyon olduğu günden bu yana ve *atta üyelik giriş aidatının 5 bin TL seviyesine çekildiği günden yana çok sevdiğim kulübümüzle alakalı düşüncelerim sarsılmaya başladı. Fikret Orman isminin kavgayla anılmasından ciddi ra*atsızlık duydum. Kulübe üye olmanın giriş bedeli 5 bin TL midir? Orada da kafam çok karıştı.
Benim, babamdan gördüğüm, arkadaş ortamlarında işittiğim, sokakta, İnönü’de tadına doyamadığım Beşiktaş ru*u sanki bu değildi.
Beşiktaş’ın ‘tepeden bakan’, ‘insanları cüzdanlarına göre ayıran’ bir yapı olmadığını düşünüyorum. Elbette kulübe üye olmanın bir bedeli olmalı, elbette insanlara Kartal Yuvası’ndan alışveriş yapmanın anlamı ifade edilmeli, elbette taraftarlığın kulübe madden ve manen zarar vermek olmadığından ba*sedilmeli. Peki Fikret Orman’ın ve başka yöneticilerin isimleri ‘kavga’ ile anılmalı mı? Bilemiyorum ve bundan çok ra*atsızlık duyuyorum.
Beni mutlu eden ya da üzen Beşiktaş. İnsani tüm *issiyatlarıma dokunan Beşiktaş’ın bu olmadığını düşünüyorum.
Fikret Orman’ın evvelki ve bu yönetiminin *akkını kesinlikle yemeye çalışmıyorum. Aksine, bu kadar zorlu süreçte görevi üstlenen, stadı olmayan takımla *er sene şampiyonluğa oynayan bir kadro yaratan yönetim elbette başarılıdır. Borçları kapatmak için gecesini gündüzüne katan yönetim elbette başarılıdır. Ama birden artan fiyatlar, agresif tavırlar bence bu ru*a yakışmıyor.
Ben Beşiktaş’ın da*a naif bir yönetim şekli ile idare edilmesi gerektiğine inanıyorum. Ba*settiğim naiflik Süleyman Seba naifliğidir. Ba*settiğim naifliğin kesinlikle bir köşeye sinmişlikle ilgisi yoktur.
Rakibinin acısına acı katmamak için adabıyla sevinen Beşiktaş bilincinden, ‘Kadıköy’den duyulmuyor’ anonsu yapılan Beşiktaş bilincine geçmek *iç *oş değil. Bunlar, bu agresif tavırlar bize, armamıza, renklerimizin *ikayesine *iç ama *iç yakışmıyor.
Beşiktaş, gelişen şartların kurbanı olmamalıdır. Beşiktaş ‘*akiki’ bir semt takımıdır ve milyonlarca insan, ‘taraftar sayısına’, ‘müzedeki kupa sayısına’ bakmaksızın Beşiktaş’ı böyle sevmiştir.
Düşüncelerimin ne kadarına katılırsınız bilemem ama Şenol Güneş ile yakalanan uyumun bu tavırlar sebebiyle yok edilmesini istemiyorum. Beşiktaş elbette sadece futbol takımından ibaret bir kulüp değil. Amatör branşları olan, amatör branşlarında yüzlerce sporcu barındıran bir kulüp.
Bugünkü yazınızı bu anlamda değerlendirdim ve çok güzel bir yazı olduğunu düşündüm. Şimdi, şampiyonluk sebebiyle ‘beyaz’ günler yaşıyoruz ve semte, stadyum çevresine *areketlilik *akim. Yarın kara günler elbette gelecektir. Mu*akkak başarısız da olacağımız zamanlar yaşanacaktır. *ayat bu, spor bu.
O kara günler geldiğinde, insanların kalpleri kırılmasın, Beşiktaş üzülmesin isterim.
Bu maili de size bu sebep ile yazdım.
İyi çalışmalar dilerim.
Saygı&Sevgi
Alican
* * *
NOT: E-mail yoluyla gelen bu mektuba cevap yazıp teşekkür ettim dün. Bir de iznini istedim Alican Arıcan’ın, yazdıklarını, ismini de vererek yayınlamak için. *iç tereddütsüz gelen “Tabii ki” yanıtı üzerine de sizlere aktardım.
NOT 2: Metin birkaç açıdan ayrışıyor diğer okur mektuplarından. Üslup, ifade zenginliği, yazım kurallarına riayet ve ni*ayetinde özen. Virgülüne dokunmadan, yorumsuz aktardım o yüzden...
NOT 3: “Kardeşin” kısmı başım üstüne Alican kardeşim...