‘Ben bile bu kadar hız beklemiyordum’
.
Başbakan Yardımcısı Arınç ‘çözüm süreci’nde çok olumlu gelişmeler olduğunu söyledi ve “Bundan öncesi tamamen kaygı doluydu. Bugüne kadar yapılamamış bir yola girdik” dedi
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, yurt dışındaki Türk gazetecileri buluşturan “3. Avrupa Medya Buluşması” için Fransa’nın başkenti Paris’te.
Arınç’ın; bu ülkede yaşayan Türk sivil toplum temsilcileri, Fransa İslam Konseyi üyeleri, Fransız medyası, düşünce kuruluşları ve iki Fransız bakan ile de bir araya geldiği Paris temaslarını yerinde izliyoruz.
Ankara’dan heyet ile birlikte gelen üç gazeteciyiz. Yoğun programının arasında Bülent Arınç ile ülke gündemindeki önemli başlıkları konuştuk:
- Çözüm sürecinde kamuoyunda dile getirilen kaygılara hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Kaygı duymaya gerek yok. Bundan öncesi tamamen kaygı doluydu. Bugüne kadar yapılamamış bir yola girdik. Başbakanımızın “İmralı ile görüşülüyor” demesinin üzerinden üç ay geçti. Ben dahil kimse bu kadar hızlı gideceğini beklemezdi. Çok olumlu bir şekilde gidiyor. Bu işin çok zorlu bir süreç olduğunu, beklediğimiz, beklemediğimiz bir çok engel ile karşılaşacağımızı bilmemiz lazım. Herkes ümitli olmalı. Herkes arkasından çok iyi bir sonuç çıkacağını bilmeli, dua etmeli, desteklemeli. İşin başında iken yüzde 60’lara varan kamu desteği, süreç ilerledikçe ve beklenmedik olumlu gelişmeler oldukça yüzde 80’lere varacaktır.
- CHP ve MHP’nin süreçteki tavırlarına nasıl bakıyorsunuz?
CHP ve MHP’nin liderlerinin tavrındaki karşıtlık, tabanları tarafından kabul edilmiyor. CHP tabanının yüzde 50’den fazlası, ki bir genel başkan yardımcısı yüzde 65 demiş, sürece destek veriyor. Ama genel başkanın tavrı iki arada bir derede. Zavallı bir durum. Güçlü bir liderlik sergileyemediğini görüyoruz.
MHP tabanı destekliyor
MHP ise referundama da karşı çıkmıştı, tabanının yüzde 40’ını kaybetti. MHP tabanı da bu sürece yüzde 30-35 destek veriyor. MHP Genel Başkanı’nın, BBP’nin tavrına bakmasını tavsiye ederim. Milliyetçilik ise onlar da milliyetçi.
- Süreçte her şey çok hızlı ve çok kolay yürüyor gibi bir görüntü var ve bu yüzden endişeli bakanlar var. Bu endişeler haklı mı sizce?
‘Silahı bırakıyoruz’ demeleri birilerini herhalde çok şaşırttı. Bunu kabul edilemez buldular. Futbol tabiriyle kontrpiyede kaldılar. Geri de dönemiyorlar. Bir tavır değişikliğine ihtiyaçları var. Yoksa 75 milyon insan onlara şunu soracak, “Ey Bahçeli, ey Kılıçdaroğlu, siz yıllarca konuştunuz, raporlar yazdınız, askerler, siviller gittiler görüşmeler yaptılar hiç biri başarılı olamadı. Bugün bu sürecin başarılı olacağı görülüyorsa, niye karşı çıkıyorsunuz? Yani üç aydan beri bir şehit cenazesi olmadı, bir mayın patlamadı, bundan mı şikayetçisiniz, aksini mi istiyorsunuz?” Buna verecek cevapları yoktur. Hükümet her konuda başarılı oldu, terörle mücadelede de başarılı olacak.
- ‘Öcalan’a bir söz mü verildi’ diye soruyor insanlar. Ve birçok senaryo tartışılıyor...
Terör örgütünün geldiği öyle bir nokta vardır ki, bunları yapmak zorunda kalmıştır. Bunu Öcalan da, Kandil de söylüyor. Hangi konuda iddia sahibi olup da kaybettiklerini, bütün güçlerini neredeyse yitirdiklerini, eylem yapamaz hale geldiklerini... En azından son iki yılda ne söylediler, hangi noktaya geldiler? Peki neye razı olmuş olabilir örgüt? 30 senenin sonunda, artık netice alacak hiçbir iş yapamadıklarını, yapamayacaklarını, talepleri siyasi ise siyasi noktada dile getirmek gerektiğini... Gençlerin kırdırılarak, halkın kavga ettirilerek yola devam edemeyeceklerini görmüş olabilir örgüt. İkincisi, dış desteklerinin giderek azalmasıdır. Üçüncüsü, belki konjonktürel olarak gelişen bazı oluşumlardır. Belki 10 tane sebep sayılabilir. Ben bu sebeplerin hepsini örgütün dikkate aldığını düşünüyorum.
Beyatlı’nın masasında Beşiktaş sohbeti
BAŞBAKAN Yardımcısı Arınç, dünyaca ünlü yazar ve şahsiyetlerin Paris’teki buluşma ve sohbet etme yeri olarak tanınan “La Closerie Des Lilas” restoranına gitti. Restoranda Yahya Kemal Beyatlı’nın da isminin kazındığı masay oturan Arınç, birlikte oturduğu VATAN Gazetesi Ankara Temsilcisi Murat Çelik ile Beşiktaş sohbeti yaptı. Kafe-restoran, Ernest Miller Hemingway, Samuel Barclay Beckett, Jean-Paul Sartre, Louis Aragon, Vladimir Lenin gibi dünyaca ünlü yazar ve siyasetçileri ağırlamasıyla meşhur. Gündemdeki konuların değerlendirmesinden sonra laf Arınç’ın da tuttuğu takım olan Beşiktaş’a geldi. “Beşiktaş’ın durumuna baksanıza” diyen Arınç, gülerek, “Siyaseti bıraktıktan sonra Beşiktaş’ın yönetimine gireceğiz Murat ile birlikte” diye espri yaptı.
Mavi Marmara tazminatı için emsallere de bakılacak
- İsrail ile Mavi Marmara için tazminat görüşmelerinde hangi noktadayız?
Mavi Marmara’dan dolayı İsrail’in Türkiye’nin özür, tazminat ve Gazze’ye ambargonun kaldırılması gibi üç talebini de kabul etmesi çok önemli bir olay. Bu, Türkiye’nin dış politikadaki başarısı ve hükümetin kararlı duruşunun bir sonucu. İsrail, yaptığının bir haksız fiil olduğunu kabul etmiş ve sonuçlarına katlanacağını duyurmuştur. Adalet ve Dışişleri Bakanlıklarımızla bu meseleyi çözeceğiz. Tazminat konusunda İsrail tarafı bizimle görüşme talebinde bulundu. Bir an önce sonuçlandıralım istiyorlar. Ancak şunu vurgulamam gerekiyor ki, ‘tazminat’ın adı bile aileleri rahatsız ediyor. Tazminatın konuşulması, Mavi Marmara’da buluşan insanları, orada şehit olanların yakınlarını rencide edebilir. Çünkü onlar çok kutsal bir gaye için Gazze’ye gidiyorlardı. Bunun parasal bir karşılığı yok.
Emsal kararlar
Rehberimiz uluslararası hukuk olacaktır. Uluslarası hukukun geçmişte verdiği emsal kararlar dikkate alınmak sureti ile hukukçularımızla bir çalışma yapacağız. Bu çalışmanın sonuçlarını karşı tarafa teklif edeceğiz. Bu işlerde usul, İsrail devletinin toptan tazminat ödemesi. Türk hükümetinin de bu ödenen tazminatı hak sahiplerine vermesi şeklinde olacak. İsrail heyeti 22 Nisan’da gelecek. Bir çalışma yapacağız.
- İsrail medyasında çıkan ve bizim haberlerimize de yansıyan bazı rakamlar oldu. Tazminat konusunda telaffuz edebileceğiniz herhangi bir rakam var mı?
Rakam telaffuz edecek durumda değiliz. Ama dünyada, geçmişte 20’ye yakın emsal var. Uçak düşürülmesinden gazeteci ve aktivistlerin kaçırımasına kadar her ülkede cereyan etmiş olaylar var. Uluslararası hukukta iki tür tazminat var. Biri özürle birlikte ödenen tazminat, bir de özürsüz ödenen bir tür iyi niyet tazminatı var. İkincisine ‘cemile ödemesi’ diyorlar. Mavi Marmara, birinci gruba giriyor. Ortada bir haksız fiil var, bu kabul edilmiş ve özür dilenmiştir. Tabii özür dilenmesi, tazminat miktarını da arttırıyor.
- Geçmişteki örneklerde ortaya çıkan emsal rakamlar birbirine yakın mı?
Hayır. Ülkelere, olayların cereyan tarzı ve tarihlerine göre değişiyor. Rakam boyutuyla kıyaslanması yanlış olur ama mesela Lockerbie faciası üzerinden yıllar geçtikten sonra Libya uçağı düşürdüğünü kabul etti ve bir ödeme yaptı. Ama bunun dışında tek kişinin ölümüyle, hatta bazen ölüm olmadan doğan zararların tazmini de sözkonusu olmuştur. Biz şartların farklılıklarını dikkate alarak bizim olayımıza monte etmeye çalışacağız.
Balık tutacağız
3 dönem kuralı gereği gelecek seçimde aday olmayacaksınız. Siyaseti bırakacağınızı söylediniz. Bir dönem ara verip sonra tekrar dönecek misiniz, yoksa tamamen mi uzaklaşacaksınız?
Sonrası artık olur mu? Balık tutacağız ondan sonra. 69 yaşında Parlamentoya mı gireceğiz tekrar?