Baykal davet mi bekleyecek?
.
Kemal Kılıçdaroğlu ve Deniz Baykal ile önce İstanbul’da, ardından da Ankara’da bir aradaydık önceki gün.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) halef - selef genel başkanları, İstanbul’da Süleyman Seba’nın cenazesinde birlikte saf tuttular cuma öğleden sonra.
Akşam da, Ankara’da birlikte nikah şahitliği yapıp, bütün geceyi aynı masada, yan yana geçirdiler.
‘Düğün ve cenaze’ yani...
***
Ankara’daki düğünde damat, RTÜK Üyesi Ali Öztunç’tu. Meslektaşımız ve arkadaşımız Öztunç, Kurul’un CHP’li üyelerinden biri. Mutluluğunu paylaşmak için bir araya gelen davetlilerin çok büyük kısmı da CHP’lilerdi önceki akşam.
Nikah öncesi kokteylde de, düğün yemeğinde de sohbetler hep, CHP’nin olağan üstü kurultayından çıkacak sonucun ‘düğün’ mü yoksa ‘cenaze’ mi olacağına ilişkindi.
***
Kılıçdaroğlu ile Baykal’ı yan yana görenler, ikili ile birlikte anı fotoğrafı çektirdiler art arda.
Baykal, halefine “Böyle ortamlarda, yemek yerken fotoğraf çekilmese keşke” dedi. “Ağzımız doluyken kötü oluyor görüntü...”
Araya girdim:
“İkinizi zaten çok sık yan yana görmüyor insanlar. Hele de parti içi gündem düşünüldüğünde böyle bir görüntü doğal olarak ilgi çekiyor” dedim.
Ardından da, “Ne olacak şimdi” diye devam ettim. “Hazır böyle bir arada yakalamışken, kısa da olsa yorumlarınızı alsam...”
Baykal, tabağındaki etten bir parça kesip ağzına attıktan sonra, ağzını eliyle kapatarak bana doğru döndü ve gülerek şöyle dedi:
“Ağzım doluyken konuşmama adetimi sürdürüyorum.”
Kılıçdaroğlu da güldü.
“Deniz Bey lokmasını yutarken, sizin değerlendirmenizi alayım o zaman” dedim Kılıçdaroğlu’ya.
CHP Genel Başkanı da çatalını hemen tabağına yöneltti, bir lokma da o attı ağzına hızlıca. Ardından da, “Ben de aynen öyle... Benim de ağzım dolu” dedi gülerek.
Gülüşmeler arasında ayrıldım yanlarından. “Anlaşıldı” dedim.
***
İki taraf da susmayı tercih ediyor.
İki taraf...
CHP’de iktidar Kılıçdaroğlu.
Baykal’ı ‘parti içi muhalefetin en önemli ismi’ olarak nitelemek size göre ne kadar yerinde bir adlandırmadır bilmiyorum ama bence uygun.
Olağanüstü kurultayda çok adaylı bir yarış bekliyor CHP’yi.
Kılıçdaroğlu aday.
Muharrem İnce, Emine Ülker Tarhan ve bir ihtimal Metin Feyzioğlu.
Bugünden görünen 4 aday.
Kılıçdaroğlu ile genel başkanlık yarışına soyunan adayların hepsi, Baykal’ın desteğini arıyor, arayacak. İnce, bu konuda ilk günden ön aldı.
Deniz Baykal ise tartışmaların uzağında, hatta üzerinde olduğu mesajını veriyor tavırlarıyla. Muhtemel adayların hepsine eşit mesafede durduğunu vurguluyor özenle.
***
Kendini, bilinçli bir tercihle böyle konumlandıran Baykal’ın en yakınındaki isimlerden birinin şu sözleri ise CHP’deki liderlik mücadelesinin yakın gelecekte boyut değiştirip, bambaşka bir noktaya taşınabileceğinin işareti gibi geldi bana:
“Üç - dört, hatta beş adaylı bir yarış parti birlik ve bütünlüğü açısından sıkıntılı bir durum yaratır. Parti içinde parçalı, bölünmüş bir yapı genel seçimlere giderken kimsenin işine gelmez. Dolayısıyla, çok adaylı bir yarışın fayda değil zarar getireceğinden hareketle, kurultaydan hemen önce belki de hep birlikte Deniz Bey’in altında birleşmek gibi bir formül ortaya çıkabilir. Deniz Bey’in de böyle bir çağrıya, böyle bir davete kayıtsız kalacağını sanmam.”
İlginç değil mi?
Söz konusu CHP olunca, insan “Neden olmasın, olur mu olur” diyor ister istemez.
Baykal’ın ağzı şimdilik dolu. Ağzı doluyken konuşmuyor.
Büyük konuşmak için büyük lokmayı yemesi gerekiyor belki de...