Adı sosyal medya ama...
.
Vatan Şaşmaz cinayeti bir kez daha gösterdi ki, ‘sosyal medya’ adıyla dönen dünyadaki yoz dehlizler tahmin edilenden daha uzun, daha derin.
***
İletişim çağında, çağın iletişim aracı sosyal medya.
Bir taraftan;
Ülkelerini, dünyayı yöneten liderlerin kullandığı,
Bırakın yazılı basını, televizyon haberciliğinin bile pabucunu dama atacak boyutta ‘canlı’ bir mecra...
Yani iyi, faydalı bir icat.
Fakat diğer yandan;
Manipülasyonun, dezenformasyonun, algı operasyonlarının, haysiyet cellatlığının en etkin alanı.
Sosyal medya global yozlaşmanın, küresel çürümenin en somut gözlenebildiği ortam.
Sahte isimlerle açılan hesaplar üzerinden yürütülen linç kampanyaları, hedef göstermeler, hakaret, küfür, tehdit, taciz, sapkınlıklar...
İnsan denen varlığın ne denli pervasız, ne kadar acımasız, ne derece hoyrat, ne ölçüde tehlikeli olabileceğini en net, en çarpıcı şekilde görebiliyorsunuz sosyal medyada.
Tabii aynı insanın ne kadar kaypak, korkak; çifte standartlı davranan bir canlı olduğunu da.
***
Dünyadaki hemen hemen bütün istihbarat teşkilatlarının en önemli bilgi kaynağı sosyal medya.
Açık istihbarat...
Herkes gönüllü veriyor bilgilerini.
Yaşam alanlarımız, yediğimiz içtiğimiz, aile, eş - dost...
Gittiğimiz yerlerin koordinatlarını yayınlıyoruz. Güzergâh veriyoruz.
Kimlerle görüştüğümüzü, sevdiklerimizi, haz etmediklerimizi ilan ediyoruz.
Saniyesi saniyesine canlı yayınlıyoruz hayatımızı. Hepsi, her şey kalıyor internetin sonsuz arşivinde. İnternet unutmuyor. Bilgiler, kayıtlar silinmiyor. İstihbaratçılar da bu sayede, herhangi bir insanın ilişkiler ağını, dostunu düşmanını zahmetsizce tespit ve takip edebiliyor.
***
Sosyal medya, insanın iki güdüsüne doğrudan temas ediyor.
Bir, teşhircilik.
İki, röntgencilik.
Takip etme edilme sistemi üzerine kurulu yapı, insan egosunu şişirdikçe şişiriyor.
Misal şu ‘selfie’ işi. Özçekim yani...
Temelinde narsizm var.
Herkes kendine aşık.
Ve herkes mükemmel.
Herkes kendini mükemmel görüyor ama sadece kendini...
O ‘mükemmel’, kendi dışındaki insanların birkaç istisna dışında - tümünü beş para etmez buluyor. Toplumu eleştiriyor, yargılıyor, mahkum ediyor, aşağılıyor.
O toplumun kendisi gibi ‘ben merkezci’ bireylerden müteşekkil olduğu gerçeğini aklının ucundan dahi geçirmeden...
***
Günlük yaşamda ‘asosyal’ olarak nitelenebilecek insanlar, ‘sosyal’ medyada yaşıyorlar. Orada var oluyorlar. Daha doğrusu orada var, orada mühim hissediyorlar kendilerini.
Ve nihayet her şeyi hak görüyor bazıları kendine.
Yaşamın doğal akışı içinde karşılaşma, tanışma, konuşma imkanı bulamayacağı kişilerle doğrudan temas kurma şansı veriyor sosyal medya insanlara.
‘Özçekim’den, ‘özgüven’e bu yoldan geliniyor işte.
Özgüven patlamasına... Cehaletin patlattığı özgüvene.