90’lardan bugüne o lojmanlar
.
Yıllar, on yıllar geçiyor; Ankara’da bazı gerçekler değişmiyor.
Önceki akşamki intihar saldırısında, bombalı aracın önünde infilak ettiği Devlet Mahallesi, Merasim Sokak’taki General - Amiral Lojmanları; teröristlerin yıllardır özel hedeflerindendir.
90’larda, lojmanlara sızan örgüt DHKP-C’ydi mesela.
***
Bir örnek...
İşte, Genelkurmay Eski Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın, Kasım 2012’de, TBMM Darbeleri ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu’nda verdiği bilgilerden bir bölüm...
Büyükanıt muvazzaflığı döneminde atlattığı suikast girişimlerinden bahsediyor:
“(...) Tümgeneraldim... Genel Sekreterken, DHKP-C aşırı sol örgütleri, oturduğumuz lojmanın kapıcısı o örgütün üyesi çıktı. Dünyada gördüğüm en terbiyeli insandı. Beni çok severdi. Çünkü mesela Malatya’daki bir meslektaşım iki kutu kayısı gönderir, o gelir benim çantamı almaya, ben bir kutusunu ona veririm. Eşim çocuklarına bakar eder, işte elinden geldiği kadar, maddi gücümüz elverdiği takdirde. Uslu, terbiyeli, sessiz... Kapıcıya el atmışlar, ele geçirmişler. Sonradan Güniz Sokak’ta yani Sayın Demirel’in evinin olduğu yerde bir örgüt yakalandı. Ona el atan örgüt, başında da bir şey var; aldılar, götürdüler... Başındaki, örgütten susturuculu silah... Şimdi, ben Genel Sekreter olduğum için en erken ben ayrılıyorum lojmandan, bir an evvel Genelkurmay’a gitmek için. Çok açık bir hedefim, ne korumam var ne bir şeyim var. Ben merdivenden inerken beni vuracak, bisikletine binip kaçacak.”
Büyükanıt anlatınca kamuoyuna mal olan bu olay 1993 senesinde yaşandı. Yaklaşık 20 yıl sonra Yaşar Büyükanıt açıklayınca öğrenildi.
İlk kez duyacağınız ikinci olay
Açıklanmadığı için bilinmeyen ikinci örneği de ben duyurayım buradan.
Sene 1995... Yaşar Büyükanıt’ın bahsettiği örgüt üyesinin yakalanmasından iki yıl sonra.
Yer yine aynı lojmanlar...
Söz konusu olan yine bir kapıcı.
Görev yaptığı lojmanlara girişlerinden birinde, nizamiyedeki nöbetçi astsubayın şüphelenip elindeki paketleri ve üstünü aramak istemesi üzerine kapıcı panikliyor.
Yapılan aramada, kapıcının içeriye patlayıcı sokmak üzere olduğu çıkıyor ortaya.
Ardından da, o kişinin aslında kapıcı olarak göreve başlayıp, lojmanlara sızmış bir DHKP-C mensubu olduğu tespit ediliyor.
Ve her birinde 8 general ya da amiralin yaşadığı lojman bloklarından birinin kalorifer kazanına bomba koyarak, binayı havaya uçurmak üzere hazırlık yaptığı...
Bir nöbetçinin dikkati sayesinde ortaya çıkan bu olay, o dönem açıklanmamış, gizli tutulmuştu.
***
Diyeceğim o ki; en azından son 20 - 25 yıldır o lojmanlardan vazgeçmiyor terör örgütleri.
İsimleri, eylem türleri ve kullandıkları yöntemler değişiyor ama hedefleri aynı.
Yaşananlardan bir kısmını - bu yazıya konu iki örnekte olduğu gibi - er ya da geç, bir şekilde öğreniyoruz; bir bölümünden ise hiç haberimiz olmuyor.
Ve bu durumun, gelecekte değişeceğini düşündürecek hiçbir emare de yok maalesef...
***
NOT:
Söylemeden geçemeyeceğim...
Gerekçeleri ne olursa olsun; terörü kınayan, katliamları lanetleyen bir metnin altına imza atmayan ya da atamayanların bundan sonra söyleyeceklerinin hiçbir kıymeti yok.
En azından benim
gözümde.