155 ölünün haber değeri
.
Silahlı kalkışmanın 28’inci yılında, mücadeleyi bir başka boyuta taşımayı hedefleyen PKK, Şemdinli çevresinde gafil avlandı.
Baskına hazırlanırken baskın yedi örgüt.
Elbette verilen ‘tek bir şehit’ bile diğer bütün gerçeklerden öte bir acıyı ifade ediyor.
Elbette ‘tek bir gazi‘miz bile olmaması hepimizin istediği.
Lâkin bu mücadelenin kaçınılmazları var malum. Çok uzun süredir - belki de - ilk kez, ilk ateşi PKK’dan beklemedi asker. Teröristi beklemeyip, ona gitti.
Sonuçta da (Şemdinli’den söz ediyorum) 115 örgüt üyesi, hedeflerine saldıramadan etkisiz kılındı. Eskiden olsa, ‘büyük darbe’ olarak nitelenirdi PKK’ya verdirilen bu kayıp.
Şimdi bakıyorum, neredeyse haberden bile sayılmıyor. Oysa hala öyle. Çok önemli.
Tekrar ediyorum, sözünü ettiğim Şemdinli cephesi.
O metruk hallerinden bir türlü kurtarılamayan karakollarda yitip giden canları unutuyor değilim.
Maksadım, terörle mücadelede ‘mutlak bir başarı’ varmış gibi bir tablo çizmek de değil elbette. Bütün aksaklık, eksikliklerin arasında, ‘Şemdinli gerçeği’nin de görülmesini istiyorum sadece.
Demek ki; isteyince, çalışınca, tam konsantrasyon ile tam mesai verilince bazı şeyler yapılabiliyormuş, başarılabiliyormuş.
Söylemek istediğim bu.
İnternet medyası ‘Asalak’lardan temizlenmeli
“İnternet medyasında çeteler ve tetikçiler var.”
Hadi Özışık, böyle dedi geçenlerde Habertürk’ten Kutlu Esendemir’e verdiği röportajda.
Ne zamandır yazacağım, gündem ancak izin verdi. İnternet Medyası Derneği Başkanı Özışık haklı. Kesinlikle ve sonuna kadar haklı.
İnternet medyasında işini ciddi, layıkıyla, emeğe saygı anlayışı içinde yapanların sesi oldu Hadi Özışık bu çıkışıyla.
Tabii aynı zamanda, bu derdi paylaşan biz gazeteciler ve okurların da.
Her sektörde olduğu gibi ‘sağlamlar’ ile ‘çürükler’ aynı sepette internette de.
‘Çürük’ kokusu bütün sepete siniyor. Kirli gösteriyor sepetin tümünü.
Zaman içinde, ‘sağlamlar’dan bazılarına da, kenarından köşesinden sirayet ediyor çürüme.
- Kaynak göstermeden kullanılan haberler, yorumlar, yazılar...
- Kaynak gösterilse de, içinden cımbızlanan bir bölümün başlığa çıkartılmasıyla bir anlamda tahrif edilen, anlamı kaydırılan ve algısı farklı şekillendirilen haberler, yorumlar, yazılar...
- Kaynağı tarafından yalanlanmış ya da tashih edilmiş haber, yorum veya yazıların ilk halini ‘kes - yapıştır’ yöntemiyle yayınlayıp, akılları sıra daha fazla ‘hit’ peşinde koşmalar...
- Daha fazla ‘tık’ peşinde koşarken, adını andıklarından ‘tık’ çıkmayınca, o insanlar tarafından ciddiye alınmayınca daha da pervasızlaşan, hadsizleşen, terbiyesizleşen bir tarz...
- “Çamur at izi kalsın” anlayışıyla gerçek habercilerin, mesleğin emekçilerinin hedef tahtasına oturtulması alışkanlığı...
- “Ateş olmayan yerden duman çıkmaz” sözünün toplumda (maalesef) gördüğü itibara güvenerek, masa başında, kaleme alınan düzmece metinler, ‘sözde’ analizler...
- Tehditvari bir üslup ile insanları korkutmaya, sindirmeye ve bu şekilde önce o kişilerin kendilerini muhatap almasını sağlamaya, bir adım sonrasında da o insanlardan nemalanmaya çalışan bir anlayışın tezahürü “Flaş... Flaş... Flaş...”lar...
İnternet sepetindeki ‘çürükler’den kastım, işte bu saydıklarımı günlük, standart uygulamaya dönüştürenler.
Hadi Özışık’ın dikkat çektiği nokta da, bu alışkanlığı bir tarza, bir yönteme dönüştürenlerin şimdilerde ‘kutsal ittifak’ dönemine evrilmiş olmaları belli ki.
Fiyatı bir ‘üst banner’ ya da bir ‘açılır reklam penceresi’ kadar olan bu ‘sözde haberci’leri; ‘parazit’lere benzetirim oldum olası. Gerçek habercilerin, mesleğin emekçileri üzerinden beslenen ‘asalak’lara.
Bırakın haberciliklerini, kendileri bile ‘gerçek’ olmayanlar bunlar.
Sitelerinde künyeleri dahi olmayanlar.
Gerçek isimleri, gerçek adresleri, gerçek kimlikleri ile var olamayanlar.
Yıllardır o sektörün içinde olan, dernek başkanlığı yapan Özışık kadar detaylı bilmem mümkün değil tabii.
Benim istediğim açık: Ciddi, tutarlı, saygın, kurumsal ve rekabetçi bir internet medyası.
Bu nedenle de, benim gibi düşünenlerin atacağı adımlara naçizane destek vereceğimi kayıtlara geçirmek istedim.
KEŞKE...
Özeleştirinin de, eleştiri türlerinden biri olduğunu fark edebilsek.