Şampiy10
Magazin
Gündem

Yetim Kalacak Küçük Şeyler

.

ABONE OL
Vatan Haber

‘Yaşadıklarımız değil, yaşadıklarımızın anlık duygusudur gerçek ben’ diyor Oya Baydar kitabının girişinde.

‘Yetim Kalacak Küçük Şeyler’i, onunla Berlin’i, onun cümlelerinden dinlemiş şanslı bir okuru olarak okuyorum. Kitap Berlin’i anlatmıyor bu arada. İçinde Berlin’in de gezindiği bir anılar kitabı. Ama nedense ben hep Berlinli o sıcak yaz gününde, onun o matrak ve bir o kadar da derin, dünyevi ve bir o kadar da ruhani, hüzünlü ve bir o kadar güzel cümlelerinde takılıp kalmış bir biçimde okuyorum kitaptaki satırları. Öyle ki, Can Yayınevi’nin ilk fırsatta gönderdiği ve benim de ilk fırsatta okumaya başladığım bu anılar yüklü kitap, TÜYAP’a gitmem gereken zamanı unutmama yol açacak kadar etkileyici ve incelikli bir anılar silsilesi olarak karşımda salınıyor. Nihayetinde koştura koştura Beylikdüzü’ne varıyorum, o ayrı konu. Ama bütün gün kitabın yarattığı atmosfer zihnimde takılı kalıyor. Diyor ya Oya Baydar ‘ömür boyu yaşanan, biriktirilen yüzbinlerce, milyonlarca ânın toplamıdır’ diye; o noktada anılara sabitleniyorum o gün. Öylece. İmzalar, kitaplar, gençler, okurlar, arkadaşlar. Güzel güzel geçiyorlar önümden. Sanırım ben de onların önünden. Yaşamın bu olduğunu bilerek ya da bilmeyerek. Birbirimizde yetim kalacak anıların içine saklanarak. Ve bir gün öleceğimizi hem bilip hem de bilmeyerek.

***

Oya Baydar’ı yıllar önce ilk olarak ‘Elveda Alyoşa’ ile pek sevmiş, üzerine tutmuş bir de dönem ödevi yapmış biri olarak beni saran başka bir duygu var bu kitapta. Oya var. Bizim Oya. Ablamız, ustamız... Kadınlık var. Sahici bir kadınlık. Bu tür anlatılarda pek rastlanmayan, en fazla kaçılan, ama kaçtığını da kendinden saklamayan yaşamla kurulan duygularla işlenmiş bir köprü var. Ve o köprüden geçip geçmemek size bırakılmış. Kimi, benim gibi zamanı unutarak okuyacak bu kitabı besbelli. Kimi Türkiye’ye bakacak. Kimi sürgünlüğe. Bir kısmı, bir yazarın anıları diye okuyacak bu kitabı. Bir kısmı ise işlerini bahane edip hiç okumayacak.

Ne olursa olsun kitap herkes için bir vaat. Ancak bilinen bir vaat değil bu. ‘Elveda Alyoşa’nın kahramanının vaatleri gibi. Elinizi uzatıp değdiğinizi düşündüğünüz anda başka bir bölüme doğru kayıyor. Yetimlikse, al sana yetimlik! Çağımızın insanının özeti gibi.

‘Sana söz vermiştim; gelmiyorum. Çocukluğumuzun uzak gezegenine doğru yola çıkarken sen, unutulmayan anların, zamanda sürgün anıların kuytusuna gizleniyorum.’

***

Kitap İstanbul’dayken bitmedi. Baktı olacak gibi değil okuruyla birlikte yollara düştü. Bir yüzyıl öncesine göz kırpan savaş karşıtı bir projenin eşiğinde okundu ve başka okurlarla buluşsun diye Mur Nehri’ne eşlik eden bir bankın üzerine bırakıldı.

Oralarda olup bitenlerden yarın bahsedeceğim sizlere.

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Tek perdelik
  2. Cumhuriyet Bayramı
  3. Yaşlanmak ve yaşlılık
  4. Milyonlarca Yıldız
  5. Çöküşler
  6. Biri serbest mi dediniz?
  7. Tecavüzcü
  8. Cinsel şiddet
  9. Af
  10. Başka başka konular

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.