Temiz Hava
.
ve kırmızı bakır
ve mensucat
ve sevda ve zulüm ve hayat
ve bilcümle sanayi kollarının
ve gökyüzü
ve sahra
ve mavi okyanus
ve kederli nehir yollarının,
sürülmüş toprağın ve şehirlerin bahtı
bir şafak vakti değişmiş olur,
bir şafak vakti karanlığın kenarından
onlar ağır ellerini toprağa basıp
doğruldukları zaman.
En bilgin aynalara
en renkli şekilleri aksettiren onlardır.
Asırda onlar yendi, onlar yenildi.
Çok sözler edildi onlara dair
ve onlar için :
zincirlerinden başka kaybedecek şeyleri yoktur,
denildi.
Sevdiğim bir sanatçımız, sevdiğim bir şarkısında ‘başımız sıkışınca Nazım’a sığınamadık’ der. Nazım’a, onun o güzelim Kuvayi Milliye’sine bu kadar ihtiyacımız olduğu başka zamanlar oldu mu emin değilim...
Destan, bu halkın gücünü, dayanışmanın ne olduğunu ne güzel anlatır. Gerçeği de. Gürül gürül, kara sevdayla.
***
Ve gelelim şimdiki zamana, memleketimizdeki insanlık manzaralarına... Ülkemiz akıl almaz olaylara sahne olmaya devam ediyor. Cumhuriyet’in 93. yılında hemen her şeyin artık rayına oturduğu bir ülkede soluk alıp vermek dururken, ‘kıt kanaat soluduğumuz havanın’ bile riske girdiği bir Türkiye’deyiz!
Olabildiğince az gergin yazılar yazmaya özen gösterdiğim bir dönemden geçerken, son olarak Musul’da yaşananların ardından Güneydoğu’da ortaya çıkması muhtemel tablo karşısında diyecek söz bulamaz haldeyim. Bildiğiniz gibi 20 Ekim’de Musul’un güneyinde bir fabrikanın bütün sülfür stokları yakıldı ve sülfür dioksit iki kişinin ölümüne yol açtı. Çok sayıda mağdur hastanelere başvurdu... Kıymetli bir yakınımın geçenlerde dediğini gel de anma: ‘Ölü bir değil ağlayasın, deli bir değil bağlayasın!’
Temiz Hava Hakkı Platformu
Bereket, Türkiye Tabipler Birliği, Toraks Derneği, Greenpeace, TEMA vb. çevre sivil toplum kuruluşlarının kurduğu Temiz Hava Hakkı Platformu işin rengini çok güzel özetlemiş.
En başta halkın konu hakkında doğru, açık ve net bir biçimde bilgilendirilmesinin altını çizmişler. Platform sağlıklı ölçümlerin yapılmasını, sonuçlarının anlık paylaşılmasını ve gerekli önlemlerin alınmasını talep ediyor; içme sularının temizliğinin sağlanması şart diyor.
Platformun aktardıklarına göre, hafif olduğu için rüzgârla beraber çok hızlı yayılan sülfür yağmurla tepkimeye girerek sülfürik asit oluşturabiliyor. Tehdit Güneydoğu bölgesinde. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Mardin istasyonu verilerine göre ise ‘25 Ekim’de gözlenen kirlilik düzeyleri hem saatlik hem de 24 saatlik yasal sınır değerleri aşmış olması bakımından çok önemli.’
Platform, ‘Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı konuya ilişkin acilen ortak bir çalışma yürütmeli ve acil müdahale planlarını yürürlüğe koymalıdır’ diyor. Yine önemli bir husus: Risk grupları olan yaşlılar, bebekler ve kronik hastalığı olanlar hava kirliliğinin yoğun olduğu zaman diliminde dikkatli olmalı ve hava normale dönene kadar açık havaya çıkmamalı. Yineleyelim: Bölge halkı için anlık haber akışının sağlanması çok önemli.
Malum, (her anlamda) temiz hava solumak en temel insan hakkı. İnsan hakları kimin umurunda, o ayrı konu.