Netekim, bugünlere vardığımızda
.
Bir çayevinin önünden geçerken bir şeyler dolanıyor ayağıma; ileri geri sözler bunlar. Çayevinin içeriye doğru uzanan loşluğunda şişko yüzlü, olur olmaz her şeye gevrek kahkaha patlatmaya alışkın adamlar, bu kez kendilerinden hiç ama hiç umulmadık bir küstahlıkla, eşikte, neredeyse göz hapsine aldıkları otuzlarındaki genç adama ileri geri laflar sarf ediyor. Sözcükler arasından geçerek bana ulaşan en belirgin cümle ise şu:
‘Haydi oradan pis solcu!’
Genç adam da üşenmeden, belki az önce içerde içtiği çaydan vazgeçmiş, oracıkta, çayevinin sokakla buluştuğu kaldırımda yarım saat sonraki randevusunu da bırakmış bir halde , el ve kollarıyla sormaya çalışıyor onlara:
‘Solcular size ne yaptı bu kadar? Size bugüne kadar kimler neler neler yaptı...Neden hâlâ en büyük düşmanınız solcular?’
İçerdeki adamlar aynı monotonlukla devam ediyor: ‘Haydi oradan pis solcu!’
Ama, umulduğu üzere sahne burada kapanmıyor.
Genç adam da, çayevi müdavimlerinden kim bilir ne zaman öğrendiği çay demi faslıyla, hiç vazgeçmeden sorusunu sormaya devam ediyor.
***
‘Tarih felsefelerimizden biliyoruz ki iktidar sistemleri nihayetinde tedavülden kalkar, zararlı hale gelir. Ama bu, tarih sayfasını hemen boşaltacakları anlamına gelmez. Muktedirler, değişimin gelişimini yavaşlatmaya, engellemeye çalışmış ve çoğu zaman da bunu başarmıştır’ diyor Costas Douzinas, Yunanistan ve Avrupa’nın geleceğini tartıştığı kitabında (Krizde Felsefe ve Direniş-Metis; çev Tolga Buğra Işık). Ardından da radikal değişim için toplumda 3 temel faktörün esas olduğunu belirtiyor.
1- Eski rejimin toplumun büyük bölümü tarafından reddedilmesi
2- Eski sistemi uçurumun kenarından aşağı itmeye hazır bir siyasi özne
3- Halkın reddi ile değişim sürecini başlatan siyasi aktörü bir araya getiren katalizör.
Ardından 2012’den beri Yunanistan’da bu 3 faktörün de mevcut olduğunu ve nihayet Syriza’yla hayata geçtiğini belirtiyor. En önemli soruyu da o zaman patlatıyor: ‘Türkiye solu Yunanistan’daki gibi bir yol izleyebilir mi?’
Douzinas’a göre ‘Türk solunun onurlu bir mücadele ve fedakârlık tarihi var. Bununla beraber, siyasi yenilgi ve teorik başarısızlığı kanıksamış durumda. Yenilgi melankolisini (kitapta bu sol melankolisi uzun uzun tartışılıyor)ve solu inandırıcı bir ulusal yönetim programı imkânını ortadan kaldıracak kadar çok parti, grup ve fraksiyona ayıran ufak tefek farklar narsizmini bırakmaları gerekiyor.’
Hatırlatalım: Kendi içinde çoğulculuğu ve demokrasiyi benimseyen Syriza 2009’da yüzde 4, 2012’de yüzde 27, 2015’te ise yüzde 36’ya kadar yükseldi. Syriza’nın bu başarısı demokrasi ve eşitlik fikrinin de bir başarısı aynı zamanda. Ve en önemlisi, yenilgi melonkolisini aşma ve insanlarla buluşabilme başarısı da...
***
Gelelim kadınlara. 9-10 Mayıs tarihleri arasında Bilgi Üniversitesi Dolapdere kampüsünde geniş bir katılımla gerçekleşen önemli bir çalıştay vardı. Kadın Özgürlük Çalıştayı, müzakere sürecini kadınların gözünden masaya yatıran bir buluşmaydı. HDP milletvekili Pervin Buldan açılış konuşmasında kadınların mücadeleyle çok önemli bir noktaya geldiğini ama bunun yeterli olmadığını, bu çalıştaydan sonra ortaya çıkan sonuçlar doğrultusunda kadınların bulundukları yeri daha da yükseğe taşıyacaklarını ifade etti.
Kadınlar, kendi sözlerinin bu sürece yön vermesini çok önemsiyor ve yakın gelecekte, tüm Türkiyeli kadınlar olarak sadece barışın değil, demokrasinin de mihenk taşları haline gelmeyi hedefliyorlar. İki gün boyunca hararetle tartışılan konular arasında kadın özgürlük sorunun tanımı ve kadın özgürlüğünün yasal-anayasal ifadeye kavuşturulması gibi çok sıkı başlıklar vardı. Savaş, göç, eğitim, ayrımcılık, kadın hakikatleri ve bu hakikatlerin nasıl hayata geçirilmesi gerektiği gibi konular uzun uzun tartışıldı. Bu çalıştayın sonuçları önümüzdeki günlerde kamuoyuna yansıyacak. Daha da önemlisi sürecin, olmazsa olmazları olarak parıldayacaklar.
***
Brecht’in ‘Gerçek ilerleme ilerici olmaktan değil, ilerliyor olmaktan meydana gelir’ sözünü bize hatırlatan dünya çapındaki heykeltıraşımız Rasim Konyar’ın ‘Dönüşüm’ adlı sergisi Kızıltoprak Sanat Galerisi’nde ay sonuna kadar gezilebilir.