Kadın belediye başkan adayları
.
Türkiye olarak soluğumuzu tutup beklediğimiz bir seçimin arifesindeyiz. Bu seçimlerde de kadın adayların sayısı yine bir elin parmaklarını geçmiyor. HDP ve BDP’nin dışında kadın adaylara göreceli de olsa bu olanağı sağlayan parti neredeyse yok. Şırnak, Diyarbakır ve Bitlis gibi illerde kadın belediye başkanı adaylarının varlığı umut veriyor. HDP, ‘eş başkan adayı’ kategorisinde İstanbul’da birinci parti. Gelin görün ki diğer partilerde böyle bir hareketlilik yok!
İş yüzdeye vurulduğunda, Türkiye genelinde karşımıza çıkan tablo insanı resmen hüzünlendiriyor. Kadın belediye başkanı adaylarının tüm adaylara göre oranı yaklaşık yüzde 10’u bile bulmuyor. Bu oranın içinde kadın eş başkan adayları da var.
Diyelim başardınız...
Diyelim ki bu oranın içinden sıyrılıp seçilmeyi başardınız. İş onunla bitmiyor. Hâlihazırdaki siyaset arenası, kadınların varlığını hissettirebilmesi için uygun bir zemin değil. Çoğu kadının siyasete atıldıktan sonra ‘bile’ bu ortamın pürüzlerine şu ya da bu şekilde takıldığını biliyoruz. Dahası, takıldıkları noktalarda bir daha ön plana çıkıp seslerini duyurma şansları da olmuyor. Ses varsa da çok cılız. Kimi ise susmayı tercih edip geleneksel rollerle karşımızda durmaya devam ediyor. Temsil ettikleri kitlenin onların varlığına ne kadar gereksinim duyduğunu unutmuş hâldeler ne yazık ki. Bereket, az da olsa, bunun farklı örneklerini sergileyenler de var. Özellikle BDP’nin varlığını burada anmak isterim.
Eşit temsil neden önemli?
Belki de tam da bunun için bu konuda ısrarcı olmaya devam etmek şart. İlk koşul olarak şunu düşünebiliriz: Bir erkek arenası hâline getirilmiş siyasetin dilinin yumuşaması için kadınların siyasette erkeklerle eşit olarak var olması elzem. O dilin ne kadar yakıcı, seviyesiz ve küstah bir dil olduğunu hemen hepimiz biliyoruz. Ne kadar otoriter ve baskıcı bir dil olduğunu da. Bu noktada o dilin öncelikle yerel yönetimlerde, sonrasındaysa Meclis’te yumuşaması ülkenin derin bir soluk alması anlamına gelebilir. Bunun için de bazı adımların atılması ve hayata geçirilmesi şart: Kadın adayların desteklenmesinden tutun da kota, fermuar, eş başkanlık sistemi gibi olumlu ne varsa işlevselleştirilmeli.
En azından bundan sonrasında!
Hiç kuşku yok ki işin en sahici boyutu toplumdaki birçok kadının bu kadınları kendilerine rol model alması ile gerçekleşecek. Özellikle yerel yönetimlerde söz sahibi olacak kadınlar, kadınların toplumsal yaşama eşit ve özgür katılımlarına bir eşik sunabilir. Bu yönetimlerdeki kadının varlığını gören diğer kadınların hak arama yolunda önlerine çıkacak engebeler hafifleyebilir. Dahası, onlar da söz hakkına sahip olabileceklerini görebilir; sükûtun, özellikle bu coğrafyadaki kadınlar için hiç de ‘altın’ olmadığını keşfedebilirler.