Şampiy10
Magazin
Gündem

Hayvanlarınıza kıymayın efendiler!

.

ABONE OL
Vatan Haber

Heyecanla içeri girdim. Dükkanın diplerinde oturan İran kedilerine benzeyen kadında tok satıcı bir hal vardı. Bir türlü gözleriyle buluşamadım. İçerinin kokusu dışarıdaki sıcağın etkisiyle daha da keskinleşmişti sanki.

Epey sonra ‘Buyurun’ deme nezaketini gösterdi. Bu sorusunun nezaket sorusu olduğuna da emin değildim ya, o da ayrı bir konu.

Söyleyecek bir şey bulamadım. Tekrar dükkanın içine, duvarlardan sarkan aksesuarlara, yerdeki oyuncaklara baktım .

‘Ne vardı?’

Aksiydi bu kadın, aksi.

Hiçbir şey olmamış gibi kaçıp gitse miydim dükkandan? Arkamı dönüp gidecekken, daha doğrusu buna hamle yapacakken, beni ve hamlemi yakalarcasına:

‘Al işte bir kararsız daha!’ dedi. ‘Bayılırım sizin gibi kararsızlara!’

O zaman durdum. Dahası kadının yüzüne dik dik bakıp ‘Kararsız olduğumu da nereden çıkardınız?’ diye sordum .

‘Ne istiyorsunuz?’ dedi. ‘Bir hayvan mı? Evcil yumuşak bir hayvan? Ne için istiyorsunuz onu? Yoksa birine mi hediye alacaksınız?’

Ee, pes !

‘Şey’ deyip kaldım .

‘Sadık bir köpeğe ne dersiniz?’ diye sordu. ‘Terliklerinizi Fizan’a attığınızda tutup size getirirdi!’

Bu sıcak günde aramızdaki tansiyon giderek yükseldi kadınla. Ama kadın duracak gibi değildi.

‘İsterseniz çocuğunuza alın. Hatta alırken hediyenin boynuna bir de kurdele bağlayın. İki ay sonra da ondan bir güzel bıkın, olur mu? Adalar’a bir tekne gezisinde onu salıverin gitsin! Adalar sahiplerini bekleyen, bir süre sonra da beklemekten vazgeçen mutsuz hayvanlarla dolu! Sadece Adalar olsa iyi, bütün sahil şeritlerimiz...’

Bir dakika! O an kadının gerçekten bir şeyler söylemek istediğini anladım. O hoyratlığın altında tuhaf bir hüzün vardı. Galiba hayvanları kendinden daha çok seven birine rastlamıştım! Onunsa attığı adımdan yana ödün vereceği falan yoktu.

‘Atın o yüzünüzdeki şaşkın ifadeyi’ dedi. ‘Sizler hayvansever falan değilsiniz. Sanıyorsunuz ki bu kediler köpekler sizlerin süsü, gününüzün eğlencesidir. Bunlar canlı, anlıyor musunuz? Canlılardan bahsediyoruz burada. ’

‘Bakın!’ diye araya girmeye çalıştım .

Beni duyacağı yoktu .

‘Bakalım onlar sizi istiyorlar mı?’ diye kızgın bir soru daha sordu ve sonra hiçbir şey olmamış gibi kedilere özgü eski sessizliğine gömüldü.

Bir müddet o anı kurtaracak, aramızı yumuşatacak bir cümle aradım. Çıka çıka vasat bir cümle çıktı: ‘Hassasiyetinizi anlıyorum’ dedim.

Elbette bu ezber cümleye cevap alamadım. O sıcak dükkandan çıkmaktan başka çarem de kalmamıştı. Yine de bir sürü gözün üzerimde gezindiğini hissettim: Hava alsınlar diye dükkanın en havadar yerine bıraktığı hayvanlar umursamaz bir edayla beni seyrediyordu. İçten içe benimle dalga geçer bir halleri vardı sanki.

‘Bir hayvan sahiplenmeyi düşünüyorsanız, onu eve gelen bir bebek gibi sahipleneceksiniz’ dedi bir ses arkamdan. Bu bizim kedi kadındı.

Ve sonuna kadar haklıydı.

(Bu yazıyı facebook’ta dolaşan hüzünlü bir haber için paylaştım sizlerle. Sahiplerini, terk edildiği rıhtımda gözyaşlarıyla bekleyen bir köpek için yazdım. Sayıları o kadar fazla ki bu hayvanların... Oysa onlar bizlerin oyuncağı değil. Lütfen bu zalimliği onlara yapmayalım. )

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Tek perdelik
  2. Cumhuriyet Bayramı
  3. Yaşlanmak ve yaşlılık
  4. Milyonlarca Yıldız
  5. Çöküşler
  6. Biri serbest mi dediniz?
  7. Tecavüzcü
  8. Cinsel şiddet
  9. Af
  10. Başka başka konular

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.