Gelecekten mesaj var!
Kimi genç dostlarım 2017’yi böyle karşılamaya karar vermişler, ben sadece elçi oldum:
‘Yeni yıldan çok yavaş geçmesini ve hep mutlu olmayı istiyorum. Mümkünse (birden olmasa da olur) Türkiye’nin düzelmesini ve internetimizin hızlanmasını diliyorum.’ (12 yaşında)
‘Birbirine kırgın veya kızgın olan herkesin barışmasını; insanların ellerindekinin değerini bilmesini diliyorum. Varken bir daha almasınlar lütfen! Küresel ısınmanın durmasını ve daha çok kar tatilinin olmasını da istiyorum.’ (13 yaşında)
‘Ülkedeki cinayetlerin sona ermesini istiyorum. Dünyadaki savaş ortamının yerine barış ortamında bulunmayı özlüyorum. Bu sene çok iyi bir liseye girmeyi de istiyorum elbette!’ (14 yaşında)
‘2017’den ülke barışı, kedi, legolar vb. şeyler diliyorum. Hayatta asla savaş olmasın. Ama tabii ki hayatta kavgalar olabilir, onlara bir şey demiyorum. Ben dünyada adalet, özgürlük, eşitlik istiyorum.’ (13 yaşında)
‘Benim yeni yıldan beklentim herkesin umutlarının gerçek olması. Dünyada haksızlık olmamasını istiyorum. Dünya barışının sağlanmasını da.’ (14 yaşında)
‘Herkesin rüyalarının gerçek olmasını isterim. Kimsenin birbirini kırmadığı bir dünya olsa.’ (14 yaşında)
Bana da sordular sormasına. Lafı oradan oraya savurup durdum. Ancak galiba 2017’den en elzem dileğim, işimi yapabilmek... Bir başka öğrencimin (20 yaşında) senenin neredeyse son günü elime tutuşturduğu Kazuo Ishiguro’nun Noktürnler’ini okumak da; onun ‘Müziğe ve Günbatımına Dair Öyküler’ini...
Müzisyenleri anlatan beş öykü var kitapta. Akşamın gölgeli ışıkları da. ‘Peki bu bir var bir yok ışıklar neyi değiştirir?’ sorunuzu duyar gibi oluyorum. ‘Bir şeyi değiştirmesi gerekmiyordur belki de’ demek istiyorum. Öykülerdeki gibi döne döne ilerlediğimizi kabul etsek, şimdilik yeterli demek geçiyor içimden. Tek parça kalmaya çalışmak, buna rağmen bazen dağılacağımızı bilmek, yine de sakin olmayı öğrenmek, anlamayı denemekten vazgeçmemek ve er ya da geç sabahın olacağını bilmek...
Siz sevgili okurlar için dileğimse malum: 2017’de sanatsız, sevgisiz, dostsuz, umutsuz, kahkahasız, çaysız (tamam bu madde arzuya göre değişebilir) tek bir gününüz dahi olmasın.