‘Türkiye, Orta Asya işbirliğinin tabii üyesidir’
.
Kazakistan Dışişleri Bakanı Abdrahmanov, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Tacikistan’ın bölgesel işbirliğinin memnuniyet verici olduğunu anlatırken, Türkiye için de “Bu birliğin tabii üyesi” dedi
Kazakistan Dışişleri Bakanı Kayrat Abdrahmanov resmi temaslarda bulunmak üzere önceki gün Ankara’daydı. İki günlük ziyaret kapsamında Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı İsmail Kahraman ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile bir araya geldi. Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi Toplantısı gerçekleştirildi.
Abdrahmanov, çok tecrübeli bir isim. Daha önce Kazakistan’ın BM temsilcisi, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) daimi temsilciliği görevlerini yerine getirdi. Bölgesel ilişkilerin geliştirilmesi, EXPO 2017 Organizasyonu, Astana Süreci gibi önemli diplomatik süreçler onun bakanlığı dönemine rastladı. Mütevazi ve samimi tarzıyla Kazakistan’ın bu yoğun diplomasi sürecini yönlendiriyor hem de Türkiye ile ilişkileri güçlendiriyor. Türkiye-Rusya ilişkilerinin normalleşmesinde etkili olan Kazakistan bugünler de Türkiye-Özbekistan arasındaki ilişkilerin de gelişmesi adına ciddi bir zemini harekete geçiriyor. Bölge ülkelerinin kendi aralarındaki Orta Asya Devletle Birliği oluşumu yakın gelecekte Türkiye açısından da çok önemli hale gelecek.
Bu vesileyle Ankara’daki yoğun trafiğine rağmen Kazakistan Dışişleri Bakanı Abdrahmanov ile bir araya geldik. Ziyaretin amacı, Astana Sürecinin geleceği ve Türkiye ile ilişkiler konusunda VATAN’a özel açıklamalarda bulundu.
Latin alfabesine geçişte Türkiye modeli
Öncelikli hedefimiz Cumhurbaşkanımız Nursultan Nazarbayev’in bu yıl yapılması düşünülen Türkiye ziyaretini planlamak. Bununla birlikte Türkiye-Kazakistan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi 3.Toplantısı hazırlıklarını gözden geçirdik. Daha önce Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan’ın Astana ziyaretinde ulaştırma, altyapı ve lojistik alanında çok sayıda anlaşmalar imzalanmıştı. Bu çerçevede iki ülke ticaret hacmini artırmak gayesindeyiz. Öncelikle 5 milyar dolarlık bir seviyenin yakalanması için Cumhurbaşkanlarımız bizlere talimat vermişti. Ne mutlu ki bugün 10 milyar dolarlık bir hedefi konuşuyoruz. Elbette bu biraz zaman alacak ancak bizlere büyük görev düşüyor. Kazakistan bugünlerde ekonomisinin modernizasyonunu gerçekleştiriyor. Bu süreçte Türk şirketlerinin büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz. Aynı şekilde Cumhurbaşkanımız Nazarbayev tarafından kurulan bir diğer program Kazakistan kimliğinin modernizasyonunu içeren “Ruhani Yükseliş” hakkındadır. Kazakistan ve Türkiye uluslararası arenada en yakın partnerler arasındadır. Birbirini tamamlayan birikimlere sahiptirler. Örneğin bizim Kiril alfabesinden Latin alfabemize geçiş sürecinde M.K.Atatürk dönemindeki yol haritasını çok önemsiyoruz. Burada bir şeyi vurgulamak isterim. Kiril alfabesiyle bağlı olan Rus dili ve diğer kullanılan alfabeler de daha önce kullanıldıkları tarzda devam edecektir.
Türk liderler zirvesini bu yıl toplamak istiyoruz
Biliyorsunuz Kazakistan BM Güvenlik Konseyinin seçkin üyelerinden birisi. Ve Türkiye bizim BM’deki adaylığımız ve kampanyamızda büyük destek verdi. Bunun için minnettarız. İslam İşbirliği Teşkilatındaki çalışmalarımız da çok değerlidir. İlk kez bilim ve teknoloji konusunda zirve gerçekleştirdik. Bununla da sınırlı değil Türkiye ve Kazakistan Türk dili konuşan ülkeler olarak Türk Keneşi, Türksoy, TÜRKPA, Türk Akademisi gibi kuruluşlarda ortaktır. Şimdi üye ülkelerle bu yıl içinde yeni zirveyi toplamak için çalışmalar yapıyoruz.
Orta Asya Devletler Birliği ve Türkiye
Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Tacikistan’ın bölgesel işbirliğini inşa etmek için bir araya gelmeleri ve hızla bunun ilerletmeleri memnuniyet verici. Bu işbirliğinin artışı ile yatırımları bölgemize çekmek ve uluslararası bir takım tehlikelere karşı bir arada olmayı arzu ediyoruz. Örneğin uluslararası terörizm ve kaçakçılık gibi meseleler çok önemlidir. Bu noktada Afganistan’a özellikle ekonomik açıdan yardımcı olmak zorundayız. Bu bakanlığımız bu yıl ki önceliklerden birisi. Beş Orta Asya ülkesi olarak NewYork’ta gerçekleşen bakanlık toplantısına katıldık. Orada Afganistan’ın geleceğini barış güvenlik ve sürdürülebilir gelişmenin bir model ülkesi olarak konumlandırdık. Afganistan’ı basit olarak terörizm ve istikrarsızlığın bölgesi olarak düşünmeyin. Bölgedeki partnerlerimizle birlikte Afganistan’da daha pozitif bir resim ortaya koyacağız. Dışişleri bakanları arasındaki işbirliğini artırıyoruz. Bu komşu ülkeler arasında müzakere ortamını güçlendiriyoruz. Böylelikle yapay bariyerleri kaldırıyoruz. Ticareti, insan etkileşimini ve her türlü ulaşım güzergahlarını teması daha da artıracak şekilde düzenlemenin gayesindeyiz. Türkiye’nin bu birlikte yer alması mümkün mü? Elbette Türkiye zaten bu birliğin tabi bir üyesidir. Bu işbirliğinin bölge dışı partneridir. Türkiye bağımsızlığımızı ilk tanıyan ülkedir. O günden bu yana bizi sürekli destekledi. Ticaret ve kültür alt yapımızı güçlendirecek ilk yatırımları yaptı. Bakınız Türkistan’a gelen ilk ülkedir. TİKA burada anlamlı işler yapmıştır. Hoca Ahmet Yesevi’nin dünyaya anlatılmasında önemli bir yere sahiptir. Bakın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısı ile bizim Cumhurbaşkanımız Nursultan Nazarbayev Arakan’daki müslamanlar için kullanılmak üzere TİKA’ya beş yüz bin dolarlık bir bütçe verilmesini sağladı. Sayın Çavuşoğlu ile TİKA, resmi kalkınma ajansı arasındaki mu htemel işbirliğini de irdeledik.
Astana süreci yoluna devam edecek
Astana süreci başarılı bir şekilde devam ediyor. Türkiye, Astana sürecindeki garantörlerden birisi. Yapısal olarak bu sürece bağlı ve etkili çalışmalar yürütüyor. Barış ve istikrarın sağlanması adına sonuçlarını da veriyor. Artık Suriye’nin ekonomik ve mimari açısından yeniden inşasında da bu rolü devam edecektir. Astana’da ateşkes Aralık 2016’da imzalanmıştı. Şimdiye kadar yaklaşık 65 ülke müzakerelerin öyle ya da böyle parçası oldu. Çatışma alanının Astana süreci ile ciddi biçimde azaldığını ölçtük. Bu süreç çatışmaların önlenmesi dışında rehine/tutukluların serbest bırakılması, hayatını kaybeden ya da yaralıların tahliyesi, kayıpların bulunması gibi insani konulara da odaklanıyor. Rusya, İran ve Türkiye ile birlikte oluşturduğumuz çalışma grubu bu konularda çok hassas. Şimdi Mayıs ayı içerisinde yeni bir Astana buluşmasına hazırlık yapıyoruz.