Türkistan’ın yeniden yükselişi
.
Daha önce yazdığımız gibi Orta Asya Devletler Birliği, yani Kazakistan, Özbekistan, Tacikistan, Kırgızistan ve Türkmenistan bir araya geldiler. “Kendi sorunlarımızı çözmek ve işbirliği artırmak için üçüncü bir ülkeye ihtiyacımız yok” açıklaması yeni bir dönemin işaretiydi. Bu çapta bir buluşma en son 9 yıl önce gerçekleşmişti.
Burası sıradan bir bölge değil. Avrasya’nın kalbi... Rusya, Çin ve ABD mücadelesinin yeni oyun alanı burası olacak.
Peki bölgede son 1 yılda neler oluyor?
Kazakistan Latin alfabesine geçme sürecini resmileştirdi. Artık Kazakistan Parlamentosunun dili Kazakça olacak. Bölge ülkeleri arasında sınır problemleri yavaş yavaş çözülüyor. Kırgızistan’ın yeni Cumhurbaşkanı bir süre önce Kazakistan ile gerilen ilişkileri normalleştirmeyi başardı.
Özbekistan, Kırgızistan’a 100 Milyon dolar kredi verecek ve Özbekistan-Kırgızistan-Çin demiryolu projesi hızlandırılacak. Bu hat Doğu-Batı arasındaki en kısa güzergah olarak değerlendiriliyor. Ayrıca önümüzdeki hafta Taşkent’ten, Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’e tren seferleri başlayacak. Özbekistan Cumhurbaşkanı Mirziyoyev seçildikten sonra iki kez Türkmenistan’ giderek elektrik enerjisi konusunda anlaşma imzaladı. Ayrıca Hazar’daki petrol ve gaz üretimi için birlikte çalışma yürütecekler. Mart sonunda da Türkmenistan lideri Taşkent’i ziyaret edecek. Özbekistan-Kazakistan arasındaki ilişkiler “stratejik ortaklık” seviyesine çıkarıldı. İki ülke dış ticareti yaklaşık 1,5 milyar dolar. 2020’e kadar 5 milyar dolar hedefi konuldu. Özbekistan ve Tacikistan arasında vizesiz rejim uygulanmaya başlanacak. Anlaşılıyor ki Kazakistan ve Özbekistan bölgede özgül ve kontrol dışı bir işbirliği alanı yaratmak istiyor.
Çin-ABD etkisi
Özbekistan ve Tacikistan Avrasya Ekonomik Birliğine katılmadılar. Böylelikle Çin ile ekonomik bütünleşmenin sembolik yolunu açtılar. Tacikistan özellikle Özbekistan üzerinden Çin sahasına eklemlenecek gibi görünüyor. Özbekler yeni dönemde hem bölgede denge kuracak hem de Çin’in İpek Yolu projesinin mimarlarından olacak.
Bu arada ABD’de bölge üzerinde yeniden bir hamle sürecine giriyor. 90’lı yıllarda Türkiye önemli bir etkileyici olarak kabul görüyordu. 2000’li yıllara gelindiğinde ABD özellikle askeri üsler üzerinden doğrudan ilişkileri tercih etti. Ancak toparlanan Rusya engel oluşturuyordu. Şimdiler ise ABD-Rusya mücadelesi -Ortadoğu’daki sıkışıklık ile- bir kez daha Orta Asya’da şekilleniyor. ABD Merkez Kuvvetler Komutanı Joseph General Votel Rusya’nın bu bölgenin ABD ile ilişkilerini engellemek için uğraştığını Trump’a aktarmıştı.
Gelelim Rusya’ya...
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un bir makalesinde yer alan bilgiler bölgedeki Rus etkinliğinin boyutlarını ortaya koyuyor . Rus yatırımları yaklaşık 20 milyar dolar. 7.500’ün üzerinde Rus şirketi faaliyet gösteriyor. 2013-2016 arasında 37 milyar dolarlık bir ekonomik alan oluşmuş. Son 10 yılda bölge ülkelerine toplam yardım 6 Milyar dolardan fazla. Ayrıca Rusya üniversitelerinde bu 5 ülkeden 150 Bin öğrenci var. Bunların 46 Bini Rusya bütçesinden burs alıyor.
Ruslar bu bilgileri verdikten sonra bölge ülkelerinin “istedikleri ülkeyle özgürce ilişki geliştirebileceğini” belirtseler de uygulamada Rus güvenlik konseptinin çıkmazları var. ABD ve Çin’in Orta Asya’da etkinliğini artırması Avrasya Ekonomik alanının zarar görmesi ve Rusya’nın soğuk savaş döneminde algıladığı gibi çevrelenmesi anlamına geliyor.
Ya Türkiye?
Bu süreci de ıskalama lüksümüz yok. Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev Ankara’ya geldiğinde bana dönerek şunu söylemişti: “Şimdi sırada Türkiye-Özbekistan ilişkilerini düzeltmek var.” Bu aslında Türkiye’nin ne yapması gerektiğine yönelikte bir ipucu niteliğinde…