Siyaset-sosyal medya ilişkisinde yeni bir dönem başlıyor
.
Sosyal bilimler alanındaki araştırmacıların kullandığı ifadelere bakılırsa “teknolojideki baş döndürücü değişim” ve “rekabet” dikkat çeker. Öyle ki 20 yıl önce imkansız denilen tespit ve hedefler bugün çoktan sıradanlaşmış durumda. Elbette bunun bir sebebi var. Özellikle insanoğlunun sürekli yenilenen ve gelişen ihtiyaç haznesi...
İster bir işletme, ister kamu kuruluşu, isterse bir siyasal parti olsun; hepsinin ortak noktası takipçilerine ulaşarak amaçlarına ilerleyebilmek. Bu ilerleyişte sosyal medya çok önemli bir etkileyici haline geliyor. Bir araştırmaya göre firmaların %85’i bu yıl sosyal medyaya bir video koymayı, %68’i de buraya ayırdığı bütçeyi artırmayı düşünüyor
İlk olarak 2004 yılında tanıştığımız sosyal medya bireylerin olaylara yaklaşımını, yaşama biçimini ve iş yapma tarzını kuşatıyor. Çünkü insanlar bir tüketici ya da seçmen olarak gerçek zamanlı paylaşımlar yapabiliyor, kendi basın bültenini veya gazetesi oluşturabiliyor, anlık tepkisini muhataplarına aktarabiliyor. Pazarlama, propaganda, bilgi/haber paylaşımı derken milyarlarca insan her gün vaktinin önemli bir kısmını burada geçiriyor.
Ocak 2018 itibariyle dünyada 4 milyardan fazla internet kullanıcısı ve 3.2 milyar düzeyinde sosyal medya kullanıcısı var. Mobil kullanımda bu sayı daha da artıyor. İlk sırada facebook, ardından sırasıyla youtube, instagram ve twitter geliyor. Türkiye’de aktif sosyal medya kullanıcısı 51 milyon, mobil kullanıcı ise aktif olarak 44 milyon. Kullanıcılar ortalama 7 saat internette, 2 saat 48 dakika mutlaka sosyal medyada oluyor. Japonya’da ise 48 dakika. Dolayısıyla yurdum insanı kanaatlerinin önemli bir kısmını buradan alarak bilgi ve değerlendirme yapıyor.
Siyaset nasıl etkileniyor?
Siyaset-medya etkileşiminde sosyal medyanın aracı bir rol üstlendiği görülüyor. İzleyici ve okuyucu sayısındaki üstünlüğü ele alan internet ortamında sosyal medya hem bir süzgeç hem de haber oluşturucu vazife görüyor. Örneğin sosyal medyada milyonlara ulaşan bir amatör video akşam haberlerinde ya da sosyal medyada atılan bir haber ertesi gün gazetenin ilgili sayfasında sunulabiliyor.
Yani siyasetçiler doğrudan hedef kitleye ulaşmak ve aldıkları geri dönüşlere göre yeni yöntemler geliştirmek için burada mücadele vermek zorunda. Direnenler ise çoğunlukla yöresinde karizma üstlüğüne sahip olanlar.
Bununla birlikte her yaş ve sosyal kesim için ayrı ayrı kampanya yapabilme özelliği geleneksel propaganda süreçlerinde uzun zaman alan “adam adama” markaja karşı avantaj yaratıyor. Hatta anket şirketlerinin sahada yaptıkları “kim ne kadar oy alır?” araştırmaları çoktan sosyal medyaya uyarlanmaya başladı. Yeter ki gerçek şahıs ve tekil kullanım ispatlanabilsin.
En son yenilik...
2 Mart’ta Rusya Dışişleri Bakanlığı, ABD Dışişleri Bakanlığı’na resmi bir görüşme talebi gönderiyor. 8 Mart’a gelindiğinde ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Heather Nauert böyle bir davet almadıklarını açıklıyor. Bunun üzerine Rusya Dışişleri bundan böyle resmi taleplerinin bir örneğini twitter üzerinden yayınlamaya hazır olduklarını açıklıyor. Belli ki siyasette sosyal medya üzerinde resmi davetlerin yapılacağı bir döneme giriyoruz. Bu arada siyaset-sosyal medya ilişkisinde yalan, iftira, kara propaganda ve bot/sahte hesaplar üzerinden takipçi sayısını yüksek göstermek gibi yöntemler güncelliğini korumayı sürdürüyor.
Son olarak TBMM’de grubu bulunan siyasal partilerin twitter takipçi sayılarını sıralayalım. Video görüntüleme ve etkileşim sayıları farklılık arz etse de dün saat 12.00 itibariyle AK Parti: 1.359.403, MHP: 1.152.340, HDP: 928.398, CHP: 638.248.