Ülker Delgado’yu almıştı, Tabata’yı da Demirören almalı
.
Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören’e bu teklifi yapmak için uygun bir fırsat kolluyordum.
İşler Beşiktaş için kötü giderken olmazdı. 3-0’lık Fenerbahçe galibiyetine ardından yazayım dedim, biraz daha beklemeye karar verdim. ManU zaferinden sonra artık zamanının geldiğini düşünüyorum.
Konu Tabata transferinin camiada yarattığı rahatsızlık ve gerginlik.
Halka açık bir şirket olan Beşiktaş Futbol Yatırımları Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin Kamuyu Aydınlatma Platformu’na yaptığı bildirime göre Rodrigo Tabata için Gaziantepspor’la bonservis bedeli olarak 8 milyon euroda anlaşıldı. Bu paranın 2 milyon eurosu 2009 yılı içerisinde, 3 milyon eurosu Haziran 2010’da, 3 milyon eurosu ise Ekim 2010’da ödenecek.
Yani Beşiktaş, Gaziantepspor’a 8 milyon euro’yu 1 yıl içinde ödemeyi taahhüt etti.
Bu kadar yüksek bir bedelin 1 yılda ödenecek olması futbol endüstrisi için büyük sürpriz oldu.
Örnek verelim:
Beşiktaş şu an Bursaspor’da kiralık oynayan Tomas Zapotocny için kulübü Udinese’ye 4.5 milyon euro bonservis bedeli vermeyi kabul etmişti. Ancak bu bedelin 3 yıl içinde eşit taksitlerle ödenmesi konusunda anlaşılmıştı. Sivok ve Ferrari için de benzer şartlar geçerliydi. Zaten transfer borsasındaki diğer örneklere de bakınca bu kadar yüksek meblağlı ödemelerin 1 yılda değil en az 3 yılda yapılmasının genel kabul görmüş teamül olduğu dikkati çekiyor.
8 milyon euroluk ağır bedeli 1 yılda ödenecek Tabata’nın transferinde başka sürpriz gelişmeler de oldu.
Tabata’nın bonservisinin Gaziantepspor tarafından Beşiktaş’a verilmesinden kısa bir süre önce 2 milyon dolara alındığı ortaya çıktı. Bir tarafta 12 milyon dolar. Diğer tarafta 2 milyon dolar. Tam 6 katlık fark haliyle sinirleri bozdu. O yüksek maliyetli Tabata’nın futboluyla kuş konduramaması, kulübeye mahkum olması da cabası.
Demirören ile Gaziantepspor Başkanı İbrahim Kızıl’ın iş arkadaşlığının olması ise dedikodu üretti.
Ayrıca Başkan Demirören bu ağır maliyetli transferi kulüpte kimseye danışmadan yaptı. Denizli’nin bile, oyuncu alındıktan imza atıldıktan sonra haberi oldu.
Lise ve üniversite yıllarım Kapalı tribünde geçti. Hem tribün liderleri ile hem de camianın önde gelen isimleri ile tanışıklığım, iletişimim iyidir.
Kızgınlığın asıl sebebi
Tespitim şudur ki; tribünlerle ve camiayla Başkan Yıldırım Demirören arasındaki gerginliğin temelinde bu sorun yatmaktadır:
Lig’in ilk haftalarında alınan başarısız sonuçlar, Şampiyonlar Ligi’ndeki kötü başlangıç...
Bunlar tabii ki önemli ama gerginliğin, kızgınlığın asıl sebebi değil.
Öyle olsaydı 3-0’lık Fenerbahçe galibiyetinden sonra bile taraftarlar Başkan Demirören’i protesto etmezdi.
‘Gaziantep’e başkan olsana’ mesajının altında yatan nedenleri Yıldırım Demirören’in çok iyi analiz etmesi gerekiyor.
Swissotel’de yapılan son Divan Kurulu toplantısına göre kulübün borcu yaklaşık 180 milyon TL. Bunun 59.8 milyon TL’si Başkan Demirören’e.
Şimdi Başkan’ın yapması gereken, Rodrigo Tabata’nın bonservisini Beşiktaş Kulübü’nden satın almaktır. Aynı bedelle yani 8 milyon euro’ya Rodrigo Tabata’nın bonservisini Beşiktaş Futbol Yatırımları Sanayi ve Ticaret A.Ş Başkan Yıldırım Demirören’in bir şirketine devredecek. Başkan Demirören, kulüpten alacağı olan 59.8 milyon TL’den 18 milyon TL’yi düşecek.
Oyuncu’ya bu sezon için ödenecek 1.4 milyon euro, 2010-2011 sezonu için ödenecek 1.5 milyon euro ve 2011-2012 sezonu için ödenecek 1.6 milyon euro’luk ücret, kira bedeli olarak kulübün kasasından çıkacak.
Olmayacak şey değil.
Hatırlayın daha önce Delgado’nun bonservisi de Ülker’e aitti.
Beşiktaş bu futbolcuyu Ülker’den kiralamıştı.
Yarı Japon yarı Brezilyalı olan Rodrigo Tabata gerçekten iyi futbolcu ise oynar, klasını gösterir ve belki de Başkan Demirören’e para bile kazandırır.
Belki 1 yıl sonra Tabata’nın değeri 10 milyon euro olacak bilemiyorum. Olursa aradaki 2 milyon euroluk fark Demirören’e helal hoş olsun.
Ancak 500 bin euroya satabilirse de (Bence bu ihtimal daha yüksek) zararı sineye çekecek.
Başkan Demirören’in en azından Tabata konusunda bu jesti yaparak tüm dedikodulara bir son vermesi, camianın vicdanını rahatlatması gerekiyor.
Aslında bu ve buna benzer hesapları geçmişe doğru yaparsak, Başkan’ın alacağının büyük bir bölümünü de silmesi lazım ya neyse... (Mesela ilk aklıma gelen 32 yaşında, kariyerinin sonuna gelmiş olan Brezilyalı şişko Ailton için Schalke 04 Kulübü’ne ödenen 3 milyon eurodur. Hatırladıkça para sanki benim cebimden çıkmışcasına içim sızlar.)
Ancak bizim şu an için asıl konumuz kanayan yara Tabata’nın transferidir ve bu yaranın kapanması gerekiyor.
Başkan Demirören Tabata’yı alırsa camiayla barışabilir. Yapılacak kongrede seçilme şansını da yükseltir.