Tamamen büyüme üzerine alınmış büyük risk ancak bu hesap tutar
Çılgın Türkler her yıl 1 milyar 635 milyon Euro’luk gideri karşılayacak parayı kazanabilir mi?
Yeni havalimanı ihalesinde ortaya çıkan rakam herkesi korkuttu. Zira bunun matematiksel bir izahı olup olmadığı ödenip ödenemeyeceği tartışılıyor. Projeksiyonlar belki ilk 5-6 yıl cepten yeneceğini gösteriyor ancak sonrasında havalimanı para kazanmaya başlıyor. Tabii tek şart var: Türkiye büyümesini kesintiye uğramadan sürdürebilirse...
Atatürk Havalimanı’nı ıskartaya çıkaracak yeni havalimanı için yapılan ihalede ortaya sürpriz sayılabilecek bir rakam çıktı. Ben ne yazık ki Fenerbahçe’nin Benfica maçını izlemek üzere Lizbon’a gittiğim için ihalede yaşanan kapışmayı bire bir takip edemedim. İhale bittikten sonra ise telefonum susmadı. İhale sürecini yakından takip ettiğim için, “Bu rakam gerçekçi mi, ödenebilir bir rakam mı?” türünden pek çok soru aldım.
En sonda söylemem gereken düşüncemi ilk başta söyleyip, sonra da nedenlerini açayım.
Eğer ihalede kapışan firmalardan biri kapıyı 20 milyar eurodan açıyorsa, bir diğeri kapalı zarfta 9 milyar euro olarak attığı ilk teklifi açık artırma turlarında 22 milyar euroya kadar çıkarabiliyorsa, kazananla kaybedenler arasında toplamda 150 milyon euro kadar bile fark yoksa, bir de üstüne üstlük kapışma 97 tur sürüyorsa, bu işte çok da büyük matematik yanlışı yok demektir.
Yeküne değil yıllığa bakın
Şimdi gelelim işin matematiksel mantığına...
Gelir gider dengesini iyi analiz etmek lazım. İhalede ortaya çıkan 22.1 milyar euroluk kira bedeline bilindiği üzere bir de KDV eklenecek. Dolayısıyla 25 yıllık kira maliyeti 26.1 milyar euro gibi görünüyor. Ancak bir takım mahsuplaşmalarla KDV yekünü yarı yarıya azalacak. Dolayısıyla kira maliyetini 25 yılın genelinde 24 milyar euro gibi düşünebiliriz. Bu demektir ki ihaleyi kazanan konsorsiyumun cebinden her yıl kiralama bedeli olarak 960 milyon euro çıkacak.
İnşaatın 10.2 milyar euroya malolması öngörülüyor. Tamamı inşaatçı olan konsorsiyumun ben bu işi daha düşük bir maliyetle ve daha hızlı bir şekilde yapacaklarına inanıyorum.
Ancak biz yine de hesabı açıklanan 10.2 milyar euro üzerinden yapalım. Finansman giderini de eklersek 11.3 milyar euroya yakın bir inşaat maliyetinden sözedebiliriz. Unutmayalım ki bu havaalanı adım adım, etap etap büyüyerek tamamlanacak bir proje. Yani inşaat için gerekli finansmanın tamamını bir defada bulmanız gerekmiyor. 30 yıla hatta daha uzun vadeye yayılmış bir proje kredisinden söz edebiliriz. İnşaatın yıllık 375 milyon euro gibi bir yükü bulunuyor.
İşletme giderine dikkat
Hürriyet Gazetesi’nden sevgili arkadaşım Sefer Levent dün sıcağı sıcağına bir analiz yapmış. Ancak o analizde çok önemli bir gider kalemini atlamış. 120 bin kişinin çalışacağı dev bir kompleksin çok ağır da bir işletme gideri olacak, onu hesaba katmayı unutmuş.
Atatürk Havalimanı’nın yıllık işletme giderlerinin ne kadar olduğunu biliyorum. Yılda 45 milyon yolcuya hizmet veren Atatürk Havalimanı’nda sadece TAV’ın işletme giderleri 150 milyon euro’yu buluyor. Buna bir de DHMİ’nin giderleri katılınca yıllık 180 milyon euro gibi bir gider çıkıyor karşımıza.
Yeni havalimanı çok daha büyük olacak. İlk açıldığında belki yıllık 90 milyon yolcuya hizmet verecek. Dolayısıyla bu havalimanının işletme giderlerini her yıl için 300 milyon euro gibi düşünmekte fayda var.
Yani Çılgın Türkler’in her yıl denklemeleri gereken para 1 milyar 635 milyon euro’yu bulacak. Bunu düşürmenin yolu da pek yok Dediğim gibi belki inşaattan bir avantaj yaratabilirler kendilerine ancak o avantaj da yüzde 10’u yani yıllık bazda 30-35 milyon euro’yu geçmez.
90 milyon yolcuyla açılır
Böyle bir havalimanı yapıp 25 yıl kira ödeyerek işletmenin maliyetini 3 aşağı 5 yukarı çıkardık. Şimdi gelelim gelir kısmına. Bu adamlar ne yapacak da yıllık 1 milyar 635 milyon euro’yu bulan gideri karşılayabilecek?
Öncelikli hesap tabii ki yolcu üzerinden...
İstanbul Atatürk Havalimanı’nın son yıllardaki büyüme hızına bakacak olursak yüzde 14-15’lik ortalama büyümeler var. Son rakamlar 30 milyonu dış hat, 15 milyonu iç hat olmak üzere 45 milyon yolcuyu gösteriyor. Bu sayının her yıl düzenli olarak yüzde 15 büyüdüğünü varsayarsak inşaatın bitip de yeni havalimanının açılacağı 2019 başına kadar havayolu trafiğinin 90 milyonu bulacağını söylemek zor değil. Ancak başlıkta da belirttiğim gibi burada temel soru her yıl yüzde 14-15’lik büyümenin sürdürülebilir olup olmadığıdır.
THY yönetimi çok doğru bir strateji uygulayarak İstanbul’u Afrika başta olmak üzere bazı bölgelerin hab’ı yani aktarma noktası haline getirdi. İstanbul coğrafi konumu itibarıyla Amerika-Avrupa hattı ile Yakın Asya ve Afrika arasında aktarma noktası olmaya inanılmaz müsait bir nokta.
Çok rahatlıkla Frankfurt’u sollayıp geçer. Zaten Frankfurt Havalimanı’nı işleten Fraport’un konsorsiyum ortağı IC ile ilk anda 20 milyar euroluk teklif atması bu öngörünün sonucu olsa gerek. Belki 2019’da değil ancak 2023’de bu havalimanı tam kapasiteye yani 150 milyon yıl/yolcu kapasitesine ulaşacak potansiyele sahip görünüyor.
İhale şartnamesinde hangi yolcudan ne kadar ücret alınacağı belli. Şartnamede 12 yıllık yolcu garantisi olarak 6.3 milyar euro veriliyor. Bu finansmanı sağlayacak bankalar için önemli bir garanti.
Ancak asıl bakmamız gereken ücretler. Şartnameye göre dış hat giden yolcudan 20 euro, transit yolcudan 5 euro ve iç hat giden yolcudan 3 euro kazanacak ihaleyi alan konsorsiyum.
150 milyon yolcu trafiğine ulaşıldığında sadece ayak bastı parasından yıllık gelir 1.4 milyar euro’yu bulacak gibi görünüyor. İlk yıl 90 milyon yolcu üzerinden gidersek kazanılacak para 840 milyon euroda kalıyor. Ancak her yıl üzerine koyarak büyüyor.
Ortaklar kafa kafaya verip işin içinden çıkacak
Gider tarafı
- İhale bedeli: 22 milyar 152 milyon euro
- KDV’si: 3.987 milyar euro
- 25 yıllık kira bedeli: 26 milyar 139 milyon euro
- Kira bedelinin yıllık maliyeti: 960 milyon euro*
- İnşaat maliyeti: 10.2 milyar euro
- Finansman dahil inşaatın 25 yıla yayılmış yıllık maliyeti: 375 milyon euro
- Havalimanının ortalama yıllık işletme gideri: 300 milyon euro
- Çılgın Türkler’in her yıl denklemesi gereken para: 1.635 milyar euro
GELİR TARAFI
- Yurtdışına giden yolcu başına: 20 euro
- Transit yolcu başına: 5 euro
- İç hat giden yolcu başına: 3 euro
- Otopark gelirleri
- Duty Free gelirleri
- Mağaza gelirleri
- Otel gelirleri
- Kule hariç, DHMİ gelirleri
- Çılgın Türkler’in kazanacağı para: Sürpriz
Sürpriz gelir DHMİ’nin payı
Duty free, diğer kiralanabilir alanlar (Lounge, cafe vs), otel gibi bölümler elbette ekstra gelir yaratacak. Ancak yolcu başına alınacak ücretten sonra bu havalimanında asıl kilit gelir kalemi DHMİ’nin gelirleri olacak. Burası çok önemli olduğu için ayrı bir kutuda değerlendirmeyi düşündüm. Şartnameye göre şu an Atatürk Havalimanı’nda DHMİ’ye ait pek çok gelir kalemine yeni havalimanında Çılgın Türkler sahip olacak.
Şu vereceğim rakamlar işin matematiğini kurmak için önemlidir ve her yerde bulamazsınız.
DHMİ şu an Atatürk Havalimanı’ndan yıllık 800 milyon TL para kazanıyor. Bunun 220 milyon TL’sini TAV’dan aldığı kira oluşturuyor. 200 milyon lira ise Türkiye‘de herhangi bir havalimanına inmeyen ancak Türk hava sahasını kullanan uçaklardan geliyor. DHMİ’nin diğer gelir kalemleri içinde ise seyrüsefer gelirleri var. Uçaklar indiğinde kalktığında ve park ettiğinde DHMİ bir ücret alıyor. Uçağa yakıt veren şirketlerden, yer hizmeti veren şirketlerden de terminal hariç havalimanının sahibi olarak yine belirli ücretler alıyor.
Yeni havalimanında DHMİ sadece kuleyi vermeyecek. Kule kontrol DHMİ’de kalacağı için hava sahasını kullanan uçaklardan alınan 200 milyon lira gibi bir gelir kalemi yine DHMİ’nin kasasına gidecek.
220 milyon liralık TAV kira gelirini de düşünce şu an DHMİ’nin kasasına giren yıllık 380 milyon lira gibi bir gelir de Çılgın Türkler’in olacak.
İlk yıllar cepten yerler
Bugünkü kurla 161 milyon euroluk ekstra bir gelir. İnen kalkan uçak sayısının 2019’da artacağını öngörüyoruz. Dolayısıyla bu gelir de 2019’da en az 250 milyon euroya gelecek ve yine yıllar içinde artacak gibi duruyor.
Şimdi bir toplama yapalım. İlk yıl 840 milyon euro gibi bir yolcu başına ücret gelirinden söz ettik. 250 milyon euroluk da DHMİ’nin terkettiği bir gelir var. İkisi 1.1 milyar euro yapıyor. Otopark, duty free ve diğer ekstra gelirlerle ilk yıl 1.3 milyar euroluk bir geliri öngörüyoruz demektir.
İhaleyi alanların bulması gereken para ne kadardı? Her yıl için ortalama 1 milyar 635 milyon euro.
Bu demektir ki ilk yıl 350 milyon euro içerdeler.
Bir yıl sonra yani 2020’de zarar 300 milyon euro’ya iner.
6-7 yıl içinde de giderek azalarak başabaş noktasına gelir. Sonra yıllık gider olan 1 milyar 635 milyon euronun üzerinde para kazanılmaya başlanır.
150 milyon yolcu kapasitesine ulaşıldığında yıllık gelir 1.4 milyar euro’su yolcudan olmak üzere 2 milyar euro’lara yaklaşabilir. Bu demektir ki bu işten 25 yılın sonunda, işler hesaplandığı gibi giderse, büyümeler öngörüldüğü gibi gerçekleşirse en az 6-7 milyar euro gibi bir para kazanmak mümkün. Kazanılan parayı 25 yıla yayarsanız yıllık 250 milyon euro gibi bir rakama ulaşırsınız ki bu devirde güzel paradır.
Heathrow gerçeği
Fiyat analizi yaparken, dünyadaki diğer örnekleri incelemek, karşılaştırma yapmak faydalıdır. Ancak gördüm ki bu havaalanı işinde tam olarak elma ile elmayı karşılaştıracak bir örnek yok. En yakın örnek olarak Londra Heathrow Havalimanı’nın satışı görünüyor. 12 milyar paunda satılmıştı. 70 milyon yolcu kapasiteli Heathrow’un yanısıra Aberdeen, Southhampton, Glasgow ve Gatwick havalimanları da bu fiyata dahildi. Öyle bakınca İstanbul’a yapılacak yeni havalimanı, açık ara en pahalı havaalanı olarak değerlendirilebilir.
Heathrow’u alanların 31 Mart 2013 tarihli bilançosuna bakıyorum. 520 milyon paund gelir, 244 milyon paund gider var. Yolcu başına net gelir 6.33 paund olmuş. Fena bir rakam değil. Ancak dediğim gibi elma ile elma değil. Heathrow Havalimanı, Amerika kıtasına gidecek özellikle geniş gövdeli uçaklardan inanılmaz yüksek gelirler elde ediyor. Türkiye’de bu rakamlara ulaşmak mümkün değil. Atatürk Havalimanı’nı işleten TAV’ın tüm giderler vergiler şunlar bunlar düştükten sonra yolcu başına net geliri 3 euro’lar civarındaydı. Bakalım Çılgın Türkler yeni havalimanında yolcu başına nasıl bir gelir elde edebilecek?
Erdoğan: Hemen imzaları atacağız
Başbakan Erdoğan, Kızılcahamam’da düzenlenen AK Parti 20. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nın açılışında konuştu ve önceki gün ihalesi yapılan havalimanı ihalesine de değindi. Daha önce köprü ve otoyol ihalesinin ucuza gittiği gerekçesiyle ertelenmesini isteyen Erdoğan, havalimanı ihalesinde ortaya çıkan rakamdan ise mutlu olduğunu ortaya koydu. Erdoğan şöyle konuştu:
“Buranın maliyeti, müteahhit daha düşük maliyet ortaya koyabilir, gayretlerine bağlı ama tespitler şunu gösteriyor, yaklaşık 10 milyar euro tutarındaki bu büyük yatırımın ihalesi gerçekleşti ve şu anda süreç başladı. Artık hemen toplanacağız ve bu ihaleyle ilgili kararımızı vereceğiz, imzalar atılacak. İnşallah müteahhit firmalar da makinelerini, her şeylerini almak suretiyle burada yoğun çalışmaya girecek. Ne kadar erken zamanda bu havalimanı biterse bu da onların o kadar karınadır. Projenin yatırım tutarında 25 yılda, bize ödeyecekleri kira, 22 milyar 152 milyon euro. Ortalama yaklaşık yılda 900 milyon euro ödeyecekler, kira olarak. Burada artı bir de KDV’si var. KDV’yi bunun üzerine koyduğunuz zaman yaklaşık 28 milyar dolara ulaşıyor.”
Erdoğan, “100. yıla farklı ulaşmanın adımlarını atıyoruz. Bütün bunlar düşük enflasyon oranı, en düşük gösterge faiz oranı, en yüksek borsa seviyesi, en yüksek rezerv miktarı ve 2 dev yatırımın ihalesi ve anlaşması, sadece ve sadece tek bir gün içinde gerçekleşti. Geriye dönük 12 aylık ihracatımız yeni bir rekorla Nisan’da 153,5 milyar dolara ulaştı” dedi.