Şampiy10
Magazin
Gündem

Ramsey Liverpool’a sponsor oldu Rusya’daki fanatiklerini fethetti

.

ABONE OL
Vatan Haber

Benim gibi 1960’ların sonunda doğmuş ve futbola meraklı olanlar için Liverpool, Ajax, Nothingam Forest, Mönchengladbach gibi takımlar özeldir. 1970’lerde hatta 80’lerde henüz Real Madrid, Barcelona veya Manchester United bu kadar popüler değildi. Mahalle arasında maç yaparken takımlardan biri mutlaka Liverpool olurdu. Söylemesi ayıp, iyi bir sol ayağım vardı, oynarken kendimi Kenny Dalglish’in yerine koyardım.

Ramsey geçen yıl Liverpool’un resmi giyim sponsoru olduğunda dikkatimi çekmişti. Ancak Ramsey’in İngiltere’de tek bir mağazasının dahi olmadığını öğrendiğimde, “Allah Allah bu sporsonluğun bir mantığı var mı? Remzi Gür parasını sokağa mı atıyor?” diye de sormadan edememiştim. Meğer enteresan bir yaklaşım söz konusuymuş.

Şu an 40’lı yaşlarında olanlar için bu takımların yeri hala başka. Liverpool’a karşı aynı sempati ve benzer duygular Türkiye’nin yakın coğrafyasında da geçerliymiş.

Ramsey’in de hedef pazarları Türkiye’den uçakla 2.5 saatlik mesafede olan her yer. Başta da Rusya pazarı.

Ramsey İcra Kurulu Başkanı Hüseyin Doğan sponsorluk macerasını, “Global marka hedefimiz için arayış içindeydik. Öncelikle Hollywood’dan bir ünlü ile anlaşmayı düşündük. Hatta anlaşmak da üzereydik. Ancak sonra bu sponsorluk fırsatı çıktı karşımıza. Liverpool bizim hedeflediğimiz pazarlarda çok sevilen bir klüp. Dünyada en çok fan’ı İngiltere’den sonra Rusya’da. Baktık ki bu sponsorlukla bir taşla pek çok kuş vurabiliriz. Hemen harekete geçtik. Her maçı, dünyanın değişik ülkelerinden milyonlarca kişi tarafından seyredilen Liverpool takımı ile yürütülen işbirliğinin markanın uluslararası platformda tanınırlığına büyük katkı yaptığını rahatlıkla söyleyebilirim. Ziyaretçi sayımız ikiye katlandı. Yeni müşteri sayımız yüzde 28 arttı” şeklinde özetledi.

Bu sponsorluğun etkisini rakamsal olarak ifade etmek zor. Ancak Ramsey’in geçen yıl 145 milyon TL olan cirosu bu yıl yaklaşık 200 milyon TL seviyesinde gerçekleşecekmiş. Doğan, “Bu rakamsal büyümede sponsorluğun katkısı büyük” diyor.

Liverpool ile işbirliği sayesinde hedef pazarların yanı sıra Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya gibi Batı Avrupa ülkeleri ile ABD’de önemli bir farkındalık yarattıklarını ve yurtdışından gelen franchise taleplerini değerlendirdiklerinin altını çiziyor.

Son 6 ayda 10 ülkeden 50’ye yakın franchise talebinin gelmesinde mutlaka Liverpool’un katkısı büyük olsa gerek. Mesela Endonezya da liverpool’un en çok seveninin olduğu İngiltere dışındaki ikinci ülke. Oradan da çok ciddi franchise talebi almışlar.

Tam kapasite ile üretim

Ramsey, Karabük-Safranbolu ve Kastamonu Araç’ta günde 2 bin 100 takım elbise, bin 750 pantolon, Kastamonu Merkez’de 2 yıl önce faaliyete geçen gömlek fabrikasında günde 2 bin gömlek üretimi gerçekleştiriliyor.

Türkiye’de 30 konsept, 25 grup mağaza, 48 corner olmak üzere toplam 103 satış noktası; Ramsey’in toplamda ise dünya genelinde 19 ülkede 155 satış noktası bulunuyor. Rusya, Azerbaycan, Kazakistan, Gürcistan, Ukrayna, Güney Afrika bu ülkelerden en önemlileri. Sadece Rusya’da 12 mağaza olduğunu söylersek sanırım Liverpool sponsorluğunun nasıl hedefi 12’den vurduğunu daha iyi anlayabiliriz.

Zero Weight ile Armani’yi D&G’yı geride bıraktılar

Ramsey için Liverpool’un resmi giyim sponsoru olmak hiç de kolay olmamış. Kulüp daha önce Harvey Nichols, Dolce&Gabbana, Armani gibi dünya moda devleri ile işbirliği yapıyormuş. Hüseyin Doğan ilk teması şöyle özetliyor: “Çok ciddi bir sunum hazırladık. Çünkü onlar için bilinmeyen bir markaydık. Normal bir takım elbiseye göre yüzde 50’ye yakın daha hafif olan Zero Weight teknolojimizden etkilendiler. Kreasyonu da çok beğendiler. Bu sunumda yöneticilerin yanısıra takımın kaptanı Stevan Gerrard da vardı. Zaten kulüpte efsane gibi. O ne derse o oluyor. Sonunda 3 yıllık imzayı attık.”

En zoru Premier Lig

Nuri Şahin, Almanya’da parladı sonra Real Madrid’in yolunu tuttu. Ancak hocası Mourinho ile yıldızı barışmadı ve bu sezonun başında kiralık olarak Liverpool’a geldi. Başarılı bir performans gösteren Şahin, “Burası kesinlikle dünyanın en zorlu ligi. Keyifli yanı da zaten burası. Her takım her takımı yenebilecek güçte. Her takımın ayrı bir stili, ayrı bir silahı var. Mesela Stoke City. Orta sahayı hiç kullanmıyorlar. Uzun toplarla sonuca gidip herkesi yenebiliyorlar. Oysa İspanya’da hep iki takım diğerlerine sezon sonunda 20 hatta 30 puan fark atarak şampiyon oluyor. Premier Lig bu yüzden bir futbolcunun kendisini geliştirmesi için en uygun ortamı sunuyor” diye konuştu.

Yemekte Lale Devri dizisinde oynayan Tolga Sayışman da vardı.

Dizide Ramsey kıyafetleri ile boy gösteren Sayışman da yaptığımız muhabbette anladım ki deli derecede bir futbol fanatiği. Liverpool’un Milan’ı İstanbul’da yenip Şampiyonlar Ligi Şampiyonu olduğu maçı o unutulmaz maçı tribünden izlemiş ve kare kare hâlâ maçı yaşayarak anlatışındaki heyecan, “Tamam karşımda benim gibi bir futbol manyağı var” dedirtti bana.

Nuri Şahin, Türkiye’de hangi takımı tuttuğunu söylemedi ancak Sayışman, ciddi bir Fenerbahçe fanatiği çıktı.

Sponsorluğun hakkını veririz hem kulüp hem firma kazanır

Liverpool hissedar temsilcisi Bill Hogan ve Satış Direktörü Olly Dale ile, geçen hafta sonu seyrettiğimiz Liverpool-Newcastle maçı sonrası akşam yemekte buluştuk. Şu an Liverpool’da 4 numaralı formayı giyen Nuri Şahin de maçtan çıkıp bize katılarak sürpriz yaptı. Yemeğe tabii ki Ramsey takım elbiseleri ile gelmişlerdi. Hafif bir kumaşın salaş olmamasının bir Ar-Ge başarısı olduğuna dikkat çektiler. Olly’ye, sporsonlarından elde ettikleri geliri sordum. Geçen yıl 170 milyon sterlin gelir elde etmişler. Bu yılki hedefleri ise 200 milyon sterlin. Gerçekten şaka gibi. Türkiye’de takımların bu rakamlara ulaşmaları kolay kolay mümkün değil. Çünkü önce kafaların değişmesi gerekiyor. Geçenlerde Murat Ülker, sporu o kadar desteklemelerine rağmen sponsorluk anlaşmalarına uyulmamasından şikayetçiydi. Düşünün bizde bir firma lige adını veriyor, ancak doğru dürüst lig o isimle bile anılmıyor.

Bakın Liverpool bu işi nasıl ciddiye alıyor: Takım maçlara kesinlikle eşortmanla değil mutlaka sponsor firmanın kıyafeti ile geliyor. Yöneticiler tribünde bir örnek sponsor firma takım elbiseleri ile oturuyor. O hafta 18’e giremeyen oyuncular bile eğer maçı tribünden izleyecekse sponsor firmanın elbisesini giymek zorunda.

Olly Dale, “Biz bu özeni gösterince win-win bir durum ortaya çıkıyor. Bize destek olan firmaya katma değer yaratıyoruz. Böylece biz de ciddiyetimizle sponsorluk gelirimizi artırıyoruz” diyor. İşte büyük kulüp böyle olunuyor.

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Halktan kopmadan kimseden korkmadan
  2. Türkiye’ye gelmeyip Samos’a saklanmak yok
  3. Urfalılar’ın hızına ayakkabı mı dayanır?
  4. Atık yağları bize ‘yem’liyorlar mı?
  5. Dünyanın en büyüğü ama kaybolmanız imkansız
  6. El uzattığı efsane olan Sequoia, Türkiye’de
  7. 250 gram ekmekte 1.25’lik fiyat adil
  8. Sıfırını alamayanlar ‘ikinci el’i coşturdu
  9. Sağlamcı yatırımcının parası buhar oldu
  10. Periscope kararır Türk futbolu kazanır

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.