Milli gelir 4 bin 500 dolar ve sürekli artıyor, üstelik burası İstanbul’dan bile daha güvenli
.
Koç Topluluğu şirketi Divan’ın, Kuzey Irak’ın hızla gelişen şehri Erbil’de hizmete açtığı 5 yıldızlı otelin açılış törenindeyiz. Yaklaşık 100 milyon dolara malolan otelin yatırımcısı Elegan İnşaat’ın Başkanı Sarp Turanlıgil ve oteli 20+5 yıl işletmek üzere anlaşan Koç Topluluğu’nun Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, önemli misafirlerini otelin dış kapısında bekliyor.
Yanlarında otelin sınırları içinde son derece şık bir Beymen mağazası açan Cem ve Ümit Boyner de var. Beklenen konuk açılışı yapmak üzere müthiş güvenlik önlemleri altında otele giriyor.
Bize Barzani’nin yaklaşık 30 dakika kalacağı, resmi açılışı yapacağı, oteli hızlıca gezeceği ve ardından ayrılacağı duyurulmuştu. Ancak Barzani, programın aksine otelde epey vakit geçiriyor ve Koç başta olmak üzere ev sahipleri ile bir çardağın altında koyu bir sohbete dalıyor. Biz de açılış için oradayız ve şansımızı zorluyoruz. Programda yok ama bir röportaj için fırsat kolluyoruz. Meğer Barzani de konuşmak istiyormuş. Yanındaki danışmanların uzlaşmaz tavrına rağmen otelin sakin bir köşesinde bizimle buluşmayı kabul ediyor. Röportaj başlıyor:
Türkiye’nin en önemli grubu Koç’un Erbil yatırımını nasıl değerlendiriyorsunuz? Yabancı yatırımlara ve özellikle Türkiye’den gelen yatırımcılara yönelik politikanız nedir?
Türkiye’nin en büyük gruplarından biri olarak Koç Topluluğu’nun, Erbil’e gelerek iş yapmaya karar vermeleri bizim için büyük önem arz etmektedir. Benim şahsen Sayın Mustafa Koç Bey ile kardeşçe bir ilişkim var. Koç Topluluğu gibi büyük grupların buraya gelerek yatırım yapmalarını bekliyoruz, diliyoruz. Biz Türkiye ile her yönden iyi bir ilişkide bulunmayı teşvik ediyoruz. Her geçen gün de daha iyi olduğunu görüyoruz.
Bazı şirketlerin ve yatırımcıların Kuzey Irak’ta yatırım yapmakta sıkıntı çektiğini duyduk. 2 senedir yatırım izni bekleyen yatırımcılar var Türkiye’den, bu konuda ne diyeceksiniz?
Tabii yürüyen konular ile ilgili sıkıntılar olacaktır. Bilindiği gibi biz sancılı bir dönemden geçiyoruz. Bu dönemden geçerken böyle sıkıntılar yaşanabilir. 2004’te içinde yaşadığımız ortam başladı. Dolayısıyla böyle sıkıntıların olması çok normal. Ama yavaş yavaş aşılan sıkıntıları da görmeye başladık ve buna göre yasalar düzelmeye başladı. Tabii ki doğal olarak bazı firmaların sıkıntıları olabilir ama güzel başarılar elde edildiğini de görüyoruz.
Türk işadamı burada çok ama güvenlikle ilgili birçok işadamının kafasında soru işareti var. Burası size göre güvenli mi?
Tüm göstergelere dayanarak yüzde 100 güvenli olduğunu söyleyebilirim. Üzülmenizi istemem ama kesinlikle İstanbul’dan daha güvenli.
Milli gelirimiz artıyor
Türk şirketleri sıkıntılar karşısında pes etmesin, çalışmaya devam etsin mi diyorsunuz?
Tabii ki. Bizim şu anki hükümet kabinemizde bu konular ile ilgili (oluşan sıkıntılara yönelik) özel bir komisyon oluşturduk. Ekonomik açıdan biz Türkiye’yi ortak bir stratejiye dönük çok önemli bir ortak olarak görmekteyiz. O nedenle yolumuza çıkan tüm sorunları ve problemleri çözebilmek için biz tüm adımları atmaya hazırız.
Batılı ülkelerin bölgeye ilgisi nasıl? Başka yatırım var mı?
Bizim piyasamız ve pazarımız herkese açık. Ama şüphesiz Türkiye ise söz konusu olan biz Türkiye’yi komşu olmakla beraber stratejik bir ortak olarak görüyoruz.
Şu an Irak’ta kişi başına düşen gelir düzeyi ne durumda?
Kürdistan bölgesinin ekonomik durumu her geçen gün daha da iyiye gitmektedir. Birkaç yıl öncesine kıyasla şüphesiz bugünkü durum çok daha iyi. Ama almamız gereken çok uzun bir yol var önümüzde.
Kişi başına düşen milli gelir veya bölge gelirine yönelik rakam veremez misiniz?
4.500 dolar civarında ve her geçen gün de artıyor. Burası bir çekim merkezi olacak. Buna inanıyoruz.
Türkiye ile ticaret hacmi şu sıralar nereye geldi?
Bizim Türkiye ile olan ticaret hacmimiz 8 milyar dolara yakın. Müteahhitlik hizmetleri bunun içinde yok. Almanya’dan sonra biz Türkiye’nin en büyük ticaret ortağıyız.
Kürt bölgesinin toplam dış ticareti ne kadar?
Türkiye ile 8 milyar dolar, İran ile 4 milyar dolar. Diğerleri çok daha az. Esas ortaklarımız bunlar.
ABD, hem Bağdat’a hem bize eşit mesafedeydi
ABD Irak’tan çıktıktan sonraki süreçte sanki tersine bir gelişme yaşanıyor. Irak’ta Bağdat yönetimi ile Türkiye dış politikası çok uyumluydu. Aynı süreçte Kürdistan bölgesel yönetimi ile ilişkiler de biraz daha mesafeliydi. Türkiye Bağdat’a daha yakın, Erbil’e daha uzaktı. Fakat ABD Irak’tan çıktıktan sonra durum tersine döndü. Bağdat ile Türkiye’nin arası açıldı, Erbil ile yakınlaştı sanki...
ABD geri çekildikten sonra Türkiye’nin böyle bir politika değişikliğine başvurduğuna ben inanmıyorum. Ben inanıyorum ki ABD hem Erbil hem Bağdat için mesafeli bir politika izlemiştir. Türkiye’nin stratejisi de bu yönde.
Maliki’nin Türkiye’ye yönelik çok sert demeçleri var. Şunu öğrenmek istiyorum. Türkiye bölgede uzlaşmacı bir ülke olarak konumunu koruyabilecek mi?
Bence Irak’ın iç meselelerine karışmak anlamında değil ancak Türkiye Irak’ın en iyi konumdaki komşusudur. Türkiye tüm Irak’taki oluşumlar için yardımcı hayırsever bir rol oynamaya çalışmıştır.
Irak hepimizin, Irak’ın hedefi toprak bütünlüğü
Bağdat yönetimi ile çoğu zaman karşı karşıya geliyorsunuz. ‘Eğer aramızdaki sorunlar çözülmezse ayrılmayı da düşünebiliriz. Bu konuyu halkımıza sunarız’ gibi bir açıklama da oldu. Eylül’de ayrılığı oylayacak bir referandum olacak mı?
Sayın Başkan bir şey söylediği zaman sadece Kürtler için söylemiyor. Sayın Başkanın önerisi sadece Kürt bölgesi için değil tüm Irak içindir. Bizim bölgemize ilişkin endişelerimizin içinde Şii’ler de var, Türkmenler de var, Araplar da var. Diğer bütün halklar da var. Sayın Başkan milletime döneceğim demiştir. Kendisi bütün Bölgesel Kürt Yönetimi bölge halkları başkanı olduğu için bunu söylemektedir. Sayın Başkan bölgede kazandığı yüzde 70 oy ile bu konuma gelmiştir. Halkın da yaşanan sorunları bilmesi gerekiyor. Ancak Sayın Başkan bu sıkıntıları çözmek için bir yol çizmiştir. Birinci seçenek Irak’ın toprak bütünlüğüne saygılı, anayasaya uygun bir çözümdür. Bizim politika çizgimiz budur. Bunun üzerinde de bu meselelerin çözümü için çalışmaya devam edeceğiz.
Ana yaklaşım bu sorunu anlaşarak çözmek yönünde mi?
Kesinlikle. Biz, Erbil’de tüm Irak oluşumlarının katılımı ile bir anlaşma yapmıştık. Bu anlaşmayı ciddiye alıp çözüme götürmesini istiyoruz. Şunu vurgulamak istiyorum, bu endişeler sadece Kürtlerin varlığına yönelik değildir. Şiiler de Sünniler de Kürtler de Türkmenler tüm oluşumlar endişe duymaktadır. Sayın başkan sorun yaratmak değil çözüm için çabasını ortaya koyuyor. Yönetim olarak tavrımız gayet açık. Anayasamız ile konuşuyoruz.
İkinci seçenek ne?
Parlamentoya dönmek. Sorunların bu alanda olduğunu söylemek için bizim tek bir noktamız var Irak’ın toprak bütünlüğüne çözüm getirmek. Irak hepimizin Irak’ıdır.
Buradan çıkan petrol tüm Irak’ın petrolüdür
Başbakanlığını yaptığınız bölgenin petrolünün Türkiye üzerinden Avrupa’ya aktarılması yönünde bir plan vardı. Bir gelişme var mı bu konuda?
Dünyaya enerji temini için Irak büyük bir potansiyele sahip. Şüphesiz ki bu konu bizim planımızda var ve Bağdat’ın planında da yer almasını umuyoruz. Çünkü bu mesele Avrupa’ya enerji temini için yardımcı olacak.
Petrol üretiminiz giderek artıyor? Türkiye’nin know how’ından yararlanarak bir rafineri düşünüyor musunuz?
Gayet tabii. Bunun üzerinde çalışmaktayız. Şu anda 2 rafinerimiz yapılmak üzere. Bunlardan birini Türk şirketi yapıyor (Genel Enerji). Bu konu üzerinde devam edeceğiz.
TPAO’nun bir girişimi var mı?
Gelmesini diliyoruz.
Bağdat yönetimi ile sıkıntılar yaşanıyor mu? Exxon Mobil ile bir anlaşma oldu sonra Bağdat yönetimi bunu kabul etmedi mesela.
Gayet tabii ki problemler var. Sorunlar nereden kaynaklanıyor? Bizim bir anayasamız var. Biz Kürdistan bölgesi olarak anayasada yer alan haklarımızı aramaktayız. Kesinlikle eğer biz bu konuda anayasaya dayanan hakkımız olmadığını Exxon Mobil düşünse gelip de tabii ki buraya yatırım yapmaz. Tarafsız bir tarafın gelerek bu konuda hakkımız var mı yok mu görmeleri gerekiyor. Biz eminiz ki anayasada hakkımız var. Petrole dönük yasanın ve petrol gelirlerinin paylaşılmasına yönelik yasanın öncelikle çıkması için yıllardır çalışmaktayız.
Bağdat yönetimi petrol gelirlerinden sizin payınıza düşeni veriyor mu düzenli olarak?
Vermiyor diyemem ancak her zaman sorunlar var. Bizim petrol gelirlerinden almamız gereken pay konusunda şunu söyleyebilirim: Anayasada gelir paylaşımı belli. Irak Anayasası’nda “Irakta olan petrol tüm Irak halkınındır” yazıyor. Biz Kürdistan bölgesinden çıkan petrolün sorunsuz olarak yüzde 17’sini almak istiyoruz. Bazı zamanlar bu konuda sorunlar yaşanıyor. Eğer Bağdat petrolün paylaşım yasasını tam olarak uygularsa tabii ki sıkıntı olmaz.