IMF ile anlaşmayı unutabilirsiniz
.
Başbakan Erdoğan’ı dinlemek üzere dün Ankara’daydık. Güney Afrika ve İspanya ile birlikte küresel kriz döneminde işsizlik belasını en derinden hisseden 3 ülkeden biri olan Türkiye için Başbakan’ın açıklayacağı yeni teşvik sistemi ve istihdamı destekleyecek önlemler paketinin açılımı çok önemliydi.
Teşvikler, genel hatlarıyla, daha önce 5084 sayılı yasa ile uygulanan sisteme göre daha adil duruyordu. Ancak bölgeler belirlenirken Malatya ve Trabzon’un da dördüncü bölgede yer alması biraz tuhaf karşılandı. Teşviklere kaynak yaratmak için İşsizlik Fonu’nun kullanılacak olması da özellikle sendikaları tedirgin ediyor.
İşçi kiralanabilecek
Ancak sendikaları tedirgin eden çok daha önemli bir ayrıntı var. O da yeni modelde işçi kiralamaya imkan verilmesi.
Başbakan Erdoğan, aktif işgücü programlarının güçlendirilmesi başlığı altında istihdama yönelik alacakları tedbirleri açıklarken özel istihdam bürolarına geçici iş ilişkisi kurma yetkisi verileceğini söyledi. Bunun anlamı şudur: İşverenler isterlerse kendileri işçi istihdam etmeden işçi kiralayabilecekler. Çalışmak isteyen, emeğini ortaya koymak isteyen öncelikle özel istihdam bürolarına gidecek. İşçiler bu büroların elemanı olacak. İşçilerin ücret ve sosyal güvenlik hakları özel istihdam bürolarınca karşılanacak. İşverenler de geçici olarak bu emekçileri özel istihdam bürolarından kiralayacak. Bu ne zamandır işverenin istediği, işçi sendikalarının ise şiddetle karşı çıktığı bir uygulamaydı. Bence yeni açıklanan modelde en hararetli kavgalar buradan çıkacak.
Henüz kesip atmadık
Soru cevap kısmında ise Başbakan çok önemli bir sinyal verdi. Konuşmayı televizyonlardan izleyenler de herhalde aynı hisse kapılmıştır. Bu hükümetin IMF ile anlaşmaya kesinlikle niyeti yok. Dünyadaki şartlar çok fazla bozulmadığı takdirde hiçbir şekilde IMF ile anlaşılmayacak. Bunu bu kadar net söylememin ve kendimi bir yerde angaje etmemin tabii ki nedenleri var.
Başbakan’ın şu sözleri anlamlı: Piyasa oyuncularının bir kısmı IMF ile anlaşılsın diye bir beklenti içine girebilir ama Türkiye Cumhuriyeti’nin piyasa oyuncuları, ‘IMF varsa var, yoksa yok’ noktasında olmamalıdır. Yani Türkiye Cumhuriyeti’nin piyasa oyuncularının, kendi ayakları üzerinde durma kabiliyetini gösterebilecek güce sahip olduğunu düşünüyorum. İşte son 14 ay içinde de bizim piyasa oyuncularımız IMF ile ayakta durmadı. Kendi kabiliyetleri kendi gücüyle ayakta durdular. Bu piyasa oyuncuları içinde birebir görüşme yaptığım birçok arkadaşımız var. Hepsiyle görüştüğümüzde, ‘biz ayaklarımızı üzerinde rahatlıkla durabiliyoruz’ diyorlar, onlarla iftihar ediyoruz.
Başbakan IMF’nin siyasi içerik taşıyan istekleri olduğunu, bu istekleri ile haddini aştığına dikkat çekiyor. O siyasi isteklerin neler olduğuna dair ipucu vermiyor. Not almışım. Şu sözleri bence önemli ayrıntı: Görüşmeler devam ediyor, henüz kesilip atılmış bir durum yok
ÖTV indirimleri ne olacak?
Bir de tabii merakla beklenen ÖTV-KDV destekleri var. Dün Başbakan ile aynı masada yer alan bir bakanla ayak üstü sohbet etme imkanı da bulduk. Adını yazmayacağım. Görünen o ki 15 Haziran’dan sonra bazı sektörlerde ÖTV-KDV indirimleri devam edecek, bazı sektörlerde ise kesilecek.
Vergi avantajı kesilecek sektörlerin başında elektronik geliyor. Otomobildeki ÖTV desteği de kesilecek. Ancak ÖTV desteğinin yerini hurda teşviği alacak. Motosikletlere sağlanan vergi desteği de 15 Haziran itibarıyla bitecek. Mobilyadaki ve gayrimenkuldeki desteğin ise sürdürülmesi gündemde. Ancak bakan bunların tam net kararının henüz verilmediğini ısrarla vurguladı.
Yeşil kartlı korkmasın
İstihdam açılımı olarak 120 bin kişiye kamuda geçici iş imkanı sağlanacağını açıkladı Başbakan. Ücretin belli olup olmadığını sordum. Asgari ücretin saate bölümü ile bir rakam çıkacağını söyledi. Benim bildiğim asgari ücret bir aylık bir de günlük belirleniyor. Aylığı 527 lira, günlüğü ise 22 lira. Günlük 22 lirayı 8 saate böldüğümüzde 2 lira 75 kuruş gibi ‘Cücük’ bir para çıkıyor karşımıza. Belki de aylık asgari ücreti 40 saate bölerek de saat ücretini belirleyebilirler. O zaman da rakam en çok 3 lira 30 kuruş oluyor. Bir de geçici işçilerin yeşil kart hakkını kaybedip kaybetmeyeceğini sordum. Zira biliyoruz ki pek çok yerde yeşil kartını kaybetmek istemeyenler bu tip işlere sıcak bakmıyorlar. Ancak Başbakan o konuda güvence verdi ve 120 bin kişi arasında yeşil kartı olanların bu hakkını çalıştıkları takdirde kaybetmeyeceğini söyledi.