Faizi sevmeyen ama altınla arası iyi olana ‘altın günü’
.
Altının munzam karşılık kabul edilmesi bankaların uyuyan deve yönelik girişimlerini hızlandırdı. Yastık altında 5 bin ton altın var ancak bunun sadece 140 tonu bankacılık sistemine girdi. Bank Asya altın kabul günleri düzenleyip yastık altını ekonomiye kazandırmaya çalışıyor.
Türkler’in doğruluğu asla check edilemeyecek bir hesaba göre yaklaşık 300 milyar dolar karşılığı 5 bin ton civarında altın stoğu var. Bu altın atıl bir vaziyette boş boş duruyor. Ekonomik aktiviteye katılmıyor, hatta tutana zarar ettiriyor. Zararın iki boyutu var. Birincisi sadece altının uluslararası piyasalarda ons fiyatının artmasına ya da doların TL karşısında artışına paralel bir kazanç söz konusu. Kazandıracağı garanti değil. Zarar da ettirebilir. İkincisi ise alım ile satım arasında yüzde 7-8’e yakın farkın söz konusu olması. Yani aldığınız altın öncelikle yüzde 7-8 prim yapacak ki satarken başa baş noktasına gelebilesiniz.
Yastık altı birikimlerin ekonomiye kazandırılmasına yönelik düzenleme kapsamında altının Merkez Bankası tarafından munzam karşılık olarak kabul edilmesi, bankaların altın hesaplarına hareketlilik getirdi. Bankalarda altın hesapları son 1 yılda yüzde 350 artış gösterdi. Ancak bu performansa rağmen stok ancak 30 tondan 140 tona gelebildi.
Bankalar çeşitli aktivitelerle bu miktarı artırmanın yollarını arıyor. Bank Asya da altına yönelik hesapları artırmak isteyen finans kuruluşlarının başında geliyor.
Bank Asya Genel Müdürü Abdullah Çelik, faizden uzak duran ancak altınla arası iyi olan bir kesime hitap ettiklerini, bu yüzden altına dayalı açılan hesaplarda en hareketli finans kuruluşu olmaya çalıştıklarını, bu konuya özel önem verdiklerini söyledi. Çelik, düzenledikleri altın kabul günleri ile altın hesaplarına ilginin hızla arttığını belirterek, açılan hesap karşılığı altın varlığının bu yılın sonunda iki tona ulaşmasını beklediklerini söyledi. Çelik, bir süre sonra altın hesaplarına da kâr payı ödemeyi düşündüklerini dile getirdi.
Çelik, “Bize getirilen altınların, İstanbul Altın Borsası ile birlikte 24 ayar karşılığını buluyor ve bu karşılık üzerinden hesap açıyoruz. Alım ve satım işlemlerini ise yüzde 1’in altında komisyonla yapıyoruz. Dolayısıyla bize altınını getiren, kuyumcuların yaptığı gibi alırken ya da satarken yüksek komisyonlarla alıp satmayacaklar. Altın hesabı olanlar, 24 ayar karşılığı altın fiyatı üzerinden çok düşük komisyonlarla birikim yapabilecek ya da ihtiyacı olan para miktarı kadar altını bozdurup bu ihtiyaçlarını giderebilecek. Hazırlık yapıyoruz; bir süre sonra altın hesaplarına da kâr payı dağıtmayı planlıyoruz. Şu ana kadar yastık altından gelen altın bir ton civarında; bunun karşılığı da yaklaşık 1 milyar lira. Bir yılda bir milyar daha olur diye düşünüyoruz. Altın hesaplarını menkul kıymetleştirebiliyor ve bunun karşılığı olarak da bankanın ihtiyacı olan diğer fonlamaları yapabiliyoruz” dedi.
Abdullah Çelik’e İlahiyat Profesörü Hayrettin Karaman’ın gelire endeksli senetlerin faizli enstrüman kapsamına girdiğine dair açıklamasını hatırlattım. Bu açıklama sonrası bir daha gelire endeksli senet almamışlar. Ancak ellerinde bir miktar senet itfa tarihini bekliyor. Çelik, “Bu yüzden Hazine’nin sukuk ihracı ile ilgili düzenlemesini dört gözle bekliyoruz. Diğer bankalar menkul kıymet işi yapabilirken, biz yapamıyoruz” dedi.
Aynı sermaye ile daha çok iş yaptık
BDDK, sermaye yeterlilik rasyosu verilerini çok yakından takip ediyor. Bank Asya Genel Müdürü Abdullah Çelik, son 1 yılda ipotekli kredilerin miktarını 2.5 milyar TL’den 5.5 milyar TL’ye çıkardıklarına dikkat çekti ve bu sayede aynı sermaye ile iki kat daha fazla iş yapma imkanı elde ettiklerini söyledi. Çelik, “Toplamda 14 milyar liralık bir kredi hacmimiz var. Bunun içinde ipotekli kredilerin miktarını 5.5 milyar TL’ye çıkarınca sermaye yeterlilik rasyomuz aynı kaldığı halde daha fazla iş yapma imkanı bulduk. Bu da kârlılığımızı pozitif etkileyecek. Eminim bu politika değişikliğinden sermayedarlar da mutludur. Çünkü ilave sermaye gerekmeden mevcut sermayenin getirisini artırmış olduk” diye konuştu.
Altının hepsini satma, ihtiyacın kadarını sat
Altına dayalı kıymetli maden depo hesapları, yatırım aracı olarak altını tercih edenlere önemli avantajlar sunuyor. Öncelikle bu hesaba yatırılacak altının parasal değeri belirlenirken yüzde 1’in altında komisyon alınıyor. Fiziki altın bulundurma riski ortadan kalkıyor ve kötü gün dostu olarak altın tutan vatandaşlar, başı sıkıştığında sadece ihtiyacı kadar altın hesabını bozduruyor. BDDK verilerine göre, 2011 sonunda bankalarda tutulan kıymetli maden depo hesaplarının toplam tutarı 2010 Kasım sonuna göre yüzde 588 artışla 14 milyar 220 milyon liraya ulaştı. Bankaların altın depo hesabı büyüklüğü 1 yılda 30 tondan yaklaşık 140 tona yükseldi.