F.Bahçe’de karşılıklı aşk
.
F.Bahçe tahvilde istediğini elde etti. Kulübe güvenip tahvil alanlar da bankadan bile alamayacakları bir faiz geliri elde edecekler.
F.BAHÇE malum yaz aylarından bu yana kaotik bir süreçten geçiyor. Kulübün başkanı cezaevinde. Dışarıdaki yöneticiler tüm enerjilerini şike davasına harcayınca, kulübün gelir getirici fonksiyonları arızaya uğradı. Evet seyircisi F.Bahçe’ye sahip çıktı, Fenerium’da satış patlaması yaşandı ancak F.Bahçe’nin özellikle Şampiyonlar Ligi’ne katılamaması tüm finansal hedeflerin şaşmasına, gelir gider dengesinin bozulmasına neden oldu.
Kredi almaktan daha hesaplı
-KULÜBÜN kısa vadeli borçlarını döndürmesi için fon bulması gerekiyordu. Kulüp yöneticileri bu kaotik ortamda bile çok akılcı ve cesaret isteyen bir kararla, kredi kullanmak yerine tahvil ihraç etme yoluna gittiler. Hangi bankanın kapısını çalsalar kredi bulabilirlerdi. Ancak F.Bahçe yöneticileri tercihini “Banka kazanacağına, taraftarımız kazansın” prensibinden hareketle kullandı. Banka yerine taraftar kazansın mantığını biraz daha açacağım.
-ŞU an F.Bahçe bir bankanın kapısını çalsa ve 100 milyon TL kredi istese, kendisinden talep edilecek faiz kabaca yüzde 13-14’ler seviyesinde olacaktı. Muhtemelen masraflarla birlikte yüzde 15 yıllık faiz isteyen banka da çıkacaktı.
-F.Bahçe 100 milyon lirayı kredi olarak kullanıp bankaya faiz ödemek yerine şöyle dedi: “Nasıl olsa taraftarım bana sahip çıkar, 100 milyonluk tahvili peynir ekmek alır gibi alır. Ben de ona Hazine faizinin üzerinde bir getiri vadederek teşekkür ederim. Böylelikle kulüp taraftarına, taraftar da kulübüne olan aşkını ortaya koyar.”
Tahvil bankadan çok kazandıracak
F.BAHÇE’NİN tahvil ihracı karşılıklı bir aşkın neticesidir. Tahvil ihracına 101.2 milyon liralık talep geldi. Yani ihraçtan fazla. Yatırımcı kulübe aşkını ispat etti. F.Bahçe istediğini almış, kısa vadeli borçlarını döndürmek, finansal bir düzenleme yaparak vade yapısını uzatmak adına önemli bir silah kazanmıştır. Buna karşılık F.Bahçe’ye güvenip tahvil alanlar da bankada mevduata yatırım yapsalar alamayacakları bir faiz geliri elde edecekler.
F.BAHÇE tahvilinde yıllık ek getiri oranı % 3.5 olarak kesinleşti. Bu şu demek: Hazine faizine bakılacak, onun üzerine ekstra 3.5 puan daha konacak. Oysa banka mevduat faiz oranı ile Hazine faizi arasındaki makas daha az. Bankalarda geçerli olan mevduat oranlarına bakınca Hazine faizinin 2-2.5 puan üzerinde bir mevduat faiz oranı dikkati çekiyor.
YANİ F.Bahçe taraftarının mevduat yapmaktansa tahvil almasında parasal anlamda kazancı var.
KARŞILIKLI bir aşk. F.Bahçe bankaya kazandırmıyor, taraftarına kazandırıyor. Cebinde para olan F.Bahçe taraftarı da, şike davasının getirdiği tüm riskleri bir kenara itip, kulübün marka gücüne inanıyor ve tahviline yatırım yapmakta bir sakınca görmüyor.
G.Saraylılar da almış olabilir
-TABİİ hep F.Bahçe taraftarı üzerinden gidiyoruz ama... Şu az önce yaptığım hesabı yapabilen bir Beşiktaşlı ya da G.Saraylı da pekala F.Bahçe tahvili almış olabilir. Çünkü paranın dini imanı olmadığı gibi kulüp rengi de olmaz. Para su gibidir yolunu bulur.
-BU arada tahvil ihracında ortaya çıkan ekstra getiri oranının yüzde 3.5 olması, F.Bahçe markasının ne kadar güçlü olduğunu da ortaya koyan bir oran. Zira Türkiye’nin çok büyük holdingleri bile şu an tahvil ihraç ettiğinde yatırımcıyı tavlamak için ekstra yüzde 4’lük getiriyi gözden çıkarıyor.