Eyvah gitti (mi) 2 milyar lira
.
Başbakan Erdoğan çok değil daha 1 yıl önce, 1 Mayıs’ın kesinlikle tatil olarak ilan edilemeyeceğini bakın şu sözlerle izah etmeye çalışıyordu:
“Bugünü resmi tatil ilan etmemizi bekleyenler var. Zaten Türkiye tatiller ülkesi olmuş. Yıllık çalışma günü 200 gündür. Bunun dışı tatildir. Biz hesapladık. Bir günün maliyeti 2 katrilyondur (2 milyar TL). Bir taraftan emeğin karşılığının daha fazla olmasını arayacağız, bir taraftan ’tatiller artsın’ diyeceğiz. Biz böyle bir noktada değiliz.”
Bu sözlerin hemen ardından da çok eleştirilen şu cümleyi eklemişti: Ayakların başları yönettiği yerde kıyamet kopar.
1 Mayıs tatil ilan edildi.
Eeee şimdi ne olacak?
Erdoğan’ın hesabından yola çıkacak olursak acaba Türkiye, 1 Mayıs günü gerçekten 2 milyar kaybedecek mi?
Önce Erdoğan’ın bu hesabı nasıl yaptığını anlamaya çalışalım. Aslında hesabın çok basit bir düz mantığı var.
Malum Türkiye’nin yıllık gayri safi yurt içi hasılası önceki yıl yani 2007 için 856 milyar liraydı. (2008 yılı için ise geçtiğimiz hafta 950 milyar lira olarak açıklandı.)
1 yıl 365 gün ya...
Başbakan bölüyor 856 milyar liralık milli geliri 365’e. 1 tatil gününün Türkiye’ye maliyetini çıkarıveriyor...
Acaba mantık doğru mu?
Gerçekten Türkiye 1 gün çalışmayınca kabaca 2.3 milyar lira ya da 2 milyar dolar kaybediyor mu?
Tabii ki kaybetmiyor.
Çünkü Erdoğan’ın hesabındaki mantık baştan sona yanlış.
Bir ülkenin gayri safi yurtiçi hasılası 3 yolla hesaplanır.
Üretim, harcamalar ve gelir yöntemiyle.
Milli gelire mesela Türkiye’nin tüm tarım üretimi girer.
Süt veren inekleri, yumurtlayan tavukları, çiftçisinin ürettiği mısırları, arpaları, buğdayları...
Şimdi 1 Mayıs tatil diye ineklerin süt vermeyeceğini, tavukların yumurtlamayacağını ya da buğdayların o gün boy atmayacağını söyleyebilir miyiz?
Örneğin elektrik gaz su tüketimi de milli geliri etkileyen bir harcama unsurudur.
Ne yani şimdi 1 Mayıs tatil diye elektriğimiz suyumuz ya da gazımız mı kesilecek?
Ulaşım ve haberleşme de milli gelir hesaplamasında önemli bir kalemdir.
1 Mayıs tatil ilan edildi diye uçakların uçmayacağını varsayabilir miyiz?
Cep telefonlarımız ya da sabit telefonlarımız da mı çalışmayacak 1 Mayıs’ta?
Diyelim ki bankada paranız var.
Banka kapalı diye paranızın faizi o gün için işlemeyecek mi?
Ya da kredi taksit ödemeniz var.
Tatile denk geldi diye ödememe gibi bir lüksünüz olabilir mi?
Ya da 1 Mayıs günü otellerde müşteri olmayacak mı, bugün tatil diyerek otel müşterileri kapı dışarı mı edilecek?
Milli gelir özel tüketim harcamalarına bakılarak da hesaplanır.
Buna kişilerin yaptığı harcamalar, devletin yaptığı harcamalar ve özel sektörün yaptığı harcamalar yatırımlar girer.
Erdoğan gibi düşünecek olursak tatil günü ne sigara içeriz ne de arabamıza benzin alırız. Ya da kendimize bir mont veya ayakkabı almak için çarşı pazara bile gitmeyiz.
Oysa tatil günlerinde gidin alışveriş merkezlerine normal günden daha fazla bir yoğunluk vardır.
Bir diğer milli gelir hesaplama yöntemi gelirlerdir.
Ücretler maaşlar milli geliri oluşturan etkenlerdendir.
Ne yani şimdi 1 Mayıs tatil diye patronlar işçilerine, ya da devlet baba, kamu görevlilerine daha az mı maaş ödeyecek?
Kira gelirleri mi azalacak?
Kira da faiz de tatil dinlemez, tatil diye eksilmez.
Kimse kaygılanmasın bunların hiçbiri olmayacak.
Tatil günü satılmayan mal, talebi varsa zaten bir gün sonra satılacak.
Başbakan’ın hesabı yanlıştı.
Belki de 1 Mayıs’ta işçilerin talebini geri çevirmek adına yapılmış siyasi bir manevranın hatalı aritmatiğiydi...
Yerel seçim sonuçları Başbakan’ı değiştirmiştir. Daha da değiştirecek.
Malum ekonomik krizden sonra işsizlerin sayısında müthiş bir artış oldu. Bu yıl 1 Mayıs’ın çok daha farklı çok daha gergin geçme ihtimali vardı.
Dolayısıyla Başbakan böyle bir manevra ile hem tansiyonu düşürmüş oldu, hem de 1 Mayıs’ı tatil ilan eden Başbakan ünvanını ele geçirdi.
Aritmatik bilgisindeki tuhaflık ise kayıtlara geçti.