Erdoğan ortaladı, Obama topu göğsünde yumuşatıp auta atar
Kuzey Irak’ta Exxon kartını açan Türkiye’ye ABD’nin yanıtı merakla bekleniyor
Türkiye Kuzey Irak’ın petrol ve gazında söz sahibi olabilecek mi? Obama’nın bugünkü görüşmede vereceği yanıt Ortadoğu’da Türkiye’nin ayağına gelen tarihi fırsatın şeklini belirleyecek. Ancak sinyaller olumlu değil.
Türkiye belki de tarihi boyunca böylesi ekonomik bir fırsatı hiçbir dönemde yakalamamıştı. Kuzey Irak’ta, burnumuzun hemen dibinde petrol ancak ondan daha önemlisi doğalgaz kaynakları var. Üstelik az miktarda da değil. Dünya arz dengesini değiştirecek, fiyatları aşağı çekecek miktarlarda.
Petrolü tankere yükler dünyanın bir diğer ucuna kadar taşıyabilirsiniz. Ancak gazın Avrupa pazarlarına ulaşabilmesi için Kuzey Irak’ın Türkiye’ye ihtiyacı var. Türkiye’nin de bölgede gerçek anlamda söz sahibi güçlü otoriter bir ülke olabilmesi için Kuzey Irak gazına ihtiyacı var.
Sürpriz açıklama
Başbakan Erdoğan, önceki gün Esenboğa Havalimanı’nda, Washington’a uçmadan önce sürpriz bir açıklama yaptı. Kuzey Irak’ta petrol aramak için Exxon ile işbirliği anlaşması yaptıklarını duyurdu. Peki Erdoğan bu açıklamayı neden ABD seyahatinin öncesine ve tam da uçağa binmeden önceye denk getirdi?
Bu açıklama aslında Türk kamuoyundan ziyade, ABD yönetimine yönelik yapılmış bir açıklamaydı. ‘Ben havadayken iyice düşünün taşının Washington’a inince de bana net bir cevap verin’ demek istedi Başbakan Erdoğan. Şimdi gelin bu açıklamanın ve bugünkü Obama buluşmasından çıkabilecek cevabı anlamaya ve Erdoğan’ın sözlerinin alt metnini okumaya çalışalım.
Irak’ta bir denge var
Bu alt metni okumadan önce Ortadoğu’daki son dengeyi ve ABD’nin tavrını kavramak lazım.
Suriye’nin durumu ortada. Rusya-İran merkezli güç dengesi Batı’nın Esad’ı devirmesine izin vermiyor, ona sonuna kadar sahip çıkacaklarını cümle aleme gösteriyorlar.
ABD ve müttefiki İsrail, İran’a karşı ekonomik yaptırımlara öncülük ediyorlar ancak buna rağmen İran’ın nükleer programı tehditkar bir şekilde ilerliyor.
ABD bu şartlarda bu bölgede yeni bir düşman istemiyor. Dolayısıyla Bağdat’ta Maliki yönetimi ile oldukça dengeli bir ilişkisi var. Bağdat yönetimi ile Kuzey Irak’taki Kürt Bölgesel Yönetimi’nin enerji geliri paylaşımı kavgasına mesafeli ve dengeli yaklaşıyor.
Türkiye ise Kuzey Irak’taki enerjinin kendi toprakları üzerinden Avrupa’ya taşınması halinde müthiş bir güç elde edecek. Dolayısıyla bu potansiyelin bir an önce devreye girmesi için acele ediyor. Bu enerji koridorunda başrolü kapmaya çalışıyor. Kuzey Irak yönetimi ile son derece iyi ilişkiler geliştirildiği için burada eli oldukça güçlü. Kaldı ki Kuzey Irak’ın sahip olduğu doğalgazı tüketim pazarlarına taşımak için Türkiye dışında bir alternatifi de yok. Yani başrolü kapması işten değil.
Maliyetler de düşer
Ayrıca Kuzey Irak gazının Türkiye için bir başka önemi daha var. Şu an Türkiye gazı ağırlıklı olarak iki ülkeden Rusya ve İran’dan satın alıyor. Rusya, Avrupa pazarının da hakimi. Kazak ve Azeri gazı da var ancak onlar da fiyatı Rusya’nın etkisiyle belirliyor.
Kuzey Irak gazı piyasaya girerse bin metreküpün satış fiyatı çok rahatlıkla 400 dolarlardan 300 hatta 250 dolarlara inebilir. Rusya fiyatında indirim yapmak zorunda kalır ve tüm bütçe dengeleri şaşabilir. Buna karşılık Türkiye Rusya’ya ödediği milyarlarca dolarlık gaz faturasını düşürebilir. Ayşe Teyze’nin gaz faturasının düşmesi içeride Ak Parti Hükümeti’ne oy olarak da geri dönebilir.
Obama ne cevap verecek?
Erdoğan, ABD yönetimine açıkça, “‘Bana engel çıkarma, Kuzey Irak’ın petrol ve gazı için bana yeşil ışık yak, bak senin en büyük şirketinle de anlaştım önümüzü aç. Bu tarihi fırsatı bana kaçırtma beni oyalama” diyor.
Obama, büyük bir ihtimalle bugün bu talebe ‘Sana bu imkanı tanırsam, Irak’ın bölünmesine kadar gidecek bir yolu açmış olurum’ diyerek karşı çıkacak. Bunu ya kapalı kapılar ardında söyleyecek ya da diplomatik bir dille Beyaz Saray açıklaması olarak ilan edecek. Bugün bekleyip göreceğiz.
ABD’nin ortada durma ihtimali hiç yok mu?
Geçtiğimiz haftalarda Kuzey Irak’ta petrol sahaları arasında 3 gün geçirmiştim. Türk şirketi Genel Energy burada oldukça güçlü. Chia Surkh sahasında daha çok yeni müthiş bir rezerv keşfi yaptılar. Taq Taq ve Tawke gibi sahalardan petrol çıkıyor ancak piyasalara arzında sıkıntı var. Bağdat yönetimi KGR’nin parasını ödemiyor. Günlük 200 bin varile kadar çıkacak petrol sevkiyatı bir oluyor, bir duruyor. Bağdat son bütçe görüşmelerinde Erbil’e yapacağı ödemeyi 4 milyar dolardan 600 milyon dolara düşürünce ipler bir kez daha gerilmişti.
Bu resim içinde Exxon, Bağdat yönetiminin hışmına uğrama pahasına Kürt Bölgesi’nde anlaşmalar yaptı. Türkiye ise Bağdat ile Erbil arasında daha önce yapılan anayasal düzenlemeye sadık kalınması halinde enerji ticaretinin pekala gelişebileceği savını ortaya koyuyor. Yani ülkenin bölünmesi gerekmiyor. Bağdat yönetimi anlaşmaya uysun yeterli.
ABD aynı fikirde değil. Maliki yönetimini kızdırmak istemediğini bir kaç kez ortaya koydu. Peki bugün Obama’nın farklı bir tavır sergilemesi sözkonusu olabilir mi?
Belki bir orta yol bulunabilir. Türkiye’nin tezinin Bağdat kızdırılmadan uygulanabilir olduğuna Obama ikna edilebilir. Aslında bu enerjinin gelirinin paylaşımı Bağdat için de son derece hayati. Maliki’ye bu anlatılabilir, bir orta yol bulunabilir.
Belki Obama, düşecek doğalgaz fiyatlarının Rusya’da yaratacağı ekonomik sıkıntıyı da hesaba katıp bu plana yeşil ışık yakabilir.
Ortadoğu gerçekten çok zor bir coğrafya. Enerji masasında kumar oynamak ve ütülmeden kalkmak da çok zor...