Enflasyona devlet teşviği
.
Enflasyonda bırakın yüzde 5 hedefini tutturmayı, ‘yıl sonunda yüzde 9.9’la bile olsa tek haneli olur mu yoksa çift haneli mi bitiririz’ totosu oynanmaya başladı.
Cumhurbaşkanı’na göre enflasyonun suçlusu faiz.
Piyasa ise suçluyu başka yerde arıyor. Kimi et başta olmak üzere gıda fiyatlarını hedef gösteriyor, kimi sıkı para politikası izlendiği iddia edilse de diğer taraftan piyasalara KGF ile para enjekte edilmesinden dolayı enflasyonun kontrolden çıktığını düşünüyor.
Ben de Merkez Bankası’nın politika söylemine karşılık kamu maliyesinin hareketlerine bakınca sulandırıcı ve pıhtılaştırıcının aynı kapsulde olduğuna inananlardanım.
Merak ettiğim konu ise başka.
Malum önceki gün Ekim ayı enflasyonu açıklandı ve böylece 12 aylık gerçekleşmeye göre yeniden değerlemeye esas alınacak oran da ortaya çıkmış oldu.
Yurt içi üretici fiyatlarının 12 aylık ortalaması yüzde 14.47 oldu. Bu yüzden de vergiler, harçlar, cezalar önümüzdeki yıl bu oranda artacak. Pasaport istiyorsan bu yıla göre 2018’de yüzde 14.47 daha yüksek bedel ödeyeceksin. Çevre temizlik vergileri, trafik cezaları bu oran kadar artacak.
Peki bu işte bir sakatlık yok mu?
Memurun işçinin zam oranı belirlenirken ne deniyor?
“Benim önümüzdeki yıl için enflasyon hedefim bu. Bu yüzden de sana aynı oranda zam veriyorum. Şayet enflasyon yüksek çıkarsa farkını öderim.”
Memura işçiye, gelecek yılın hedef enflasyonunu hedef göstererek zam yapan devet niye bu formüle kendi uymuyor?
Cezalar, harçlar da geçmiş 12 aylık ortalamaya göre değil de bir sonraki yılın hedefine göre belirlense ya.
O zaman piyasaları da psikolojik olarak enflasyonun düşeceğine inandırmış olmaz mıyız?
Zaten motorlu taşıtlar vergisine önce yüzde 40 ardından insafa gelerek indirimli yüzde 25 zam yapıldı. Bir de cezaları, vergileri, harçları yüzde 14.47 oranında artırarak, etiketlerin üzerini çizip yenisini yazmaya dünden hazır piyasalara koz vermiş olmuyor musunuz?
Adam portakalın, elmanın, iğnenin, ipliğin fiyatını tekrar belirlerken devletin yaptığı zamları referans alıyor.
Pazarda peynirin kilosunu yüzde 15 artıran satıcıya ne diyebiliriz ki?
Adama sorsan niye zam yaptın diye...
“Abi devlet yaptı, ben niye yapmayayım” diye verecek cevabını, kalakalacaksın.
İşte tam da bu yüzden devletin bu yeniden değerleme uygulamasında, oranı geçmiş yıl enflasyonuna göre belirleme huyundan vazgeçmesi gerekiyor. Enflasyona geçişgenlik katıyorsunuz, bir sonraki yılın hedefine dair algıyı da peşin peşin bozuyorsunuz.