Cironun % 65’i 19’dan sonra
.
Kahraman bakkalların temsil ettiği geleneksel satış kanalları ile hipermarketlerin başını çektiği organize perakendenin savaşı Türkiye’ye özgü değil. Dünyanın her yerinde geleneksel kanallarla organize perakende er ya da geç karşı karşıya gelmiş. Son 10 yıldır Türkiye’de de amansız bir savaş var. Önce rakamları konuşturup, savaşı bu rakamlar üzerinden yorumlamak doğru bir metodoloji olacak.
Türkiye’de perakende sektörünün cirosunun 2007 yılında 34-35 milyar doları bulacağı tahmin ediliyor. Bu rakam 2006 yılında 29 milyar dolardı. Artışın bir bölümünün kurdan kaynaklandığını hatırlatırım. Yoksa her yıl bu kadar hızlı büyümüyor.
Organize perakende son 5 yıldır düzenli olarak her yıl bakkallardan ortalama 2 puanlık pay çalıyor. 34 milyar dolarlık pazarın yüzde 56’sının hala bakkalların kontrolünde olduğunu, organize perakendenin payının 44’lerde olduğunu belirtmeliyiz. 5 yıllık performans aynen devam ederse 2010 yılına gelindiğinde organize perakendenin cirosu, bakkaları yakalayacak, belki de geçecek.
Artık dünya ekonomisi ölçek üzerine kurulu. ABD’li Wal-Mart’ın tüm ucuzluk mahareti buradan kaynaklanıyor. Türkiye’de de tüm satın almaları bu gözle irdelemek lazım. CarrefourSa Gima’yı alarak, Migros da Tansaş’ı alarak ölçek konusunda biraz daha avantaj sağladı. Fiyatlarını aşağıya çekebildi. Bu tür büyük oyuncuların ölçekten kaynaklı cazip satın alma fiyatlarına karşı bakkalların fiyat avantajı yaratması hemen hemen imkansız. Hal böyle olunca bakkallar da kendilerini korumak için bu yasa tasarısına bel bağlamış vaziyette.
Organize perakendenin istihdam, kayıt dışılığı önleme, daha hijyen ambalaja teşvik, servis kolaylığı, kalite, fiyat istikrarı gibi alanlardaki katkıları tartışılamaz.
Trafiği bahane ederek, marketleri saat 20’den sonra kapatmaya çalışmak mantıkla bağdaşmıyor.
“Pazar günleri açılmazlar” demek de tamamen tüketicilere insafsızlık olur.
Alışveriş merkezleri ve marketler cirolarının büyük bir bölümünü hafta sonları yapıyor. Hafta içi saat 19 ile 22 arasında yapılan ciro, günlük cironun yüzde 65’i...
Marketlerin tedarikçilerle olan ilişkisine yeni bir düzen getirmeye çalışmak da yine tüketicilere yapılmış bir haksızlık olacaktır. Hatta enflasyonist baskı bile yaratabilir.
Sonuç olarak yasa taslağının tüketici haklarını ve memnuniyetini boşverdiğini, tek amacının küçük ve orta boy bakkalların piyasadan çekilmelerini engellemek olduğunu söyleyebiliriz.
Hiçkimse bakkallara karşı olamaz.
Hepimizin hayatında benimki gibi bir bakkal Ahmet abisi, Cüneyt abisi vardır. Ancak Ahmet abiler, Cüneyt abiler biraz daha yaratıcı olmak, süper ve hipermarketlerin zayıf yönlerini yakalayıp bu noktalara yoğunlaşmak zorundalar.