Cesaret gösterip Afrika açılımı yapan, 8.5 ay sonra kazanmaya başlıyor
.
İzmir’deki mobilyacıyı, Gaziantep’teki halıcıyı, Çorum’daki bakliyatçıyı dünya pazarları ile buluşturmada TUSKON önemli bir role soyundu. Dünya pazarları arasında ise özellikle sahra altı Afrika ülkeleri öne çıkıyor. Burası o kadar bakir bir coğrafya ki ticaret yapan da yatırım yapan da kazanıyor. Gana ve Gabon’u kapsayan ve Afrika açılımının dördüncü ayağını oluşturan gezide işadamları öyle iş bağlantıları kurdular ki takdir etmemek mümkün değil. Başarı öyküleri arasında, kendini 8.5 ayda amorti edebilen yatırımları ağzım açık dinledim. Bu hikayeleri aktarmak istedim çünkü cesaret gösterip Afrika’da yatırıma soyunana tabir yerindeyse büyük ekmek var...
KOBİ’leri global oyuncu yapan TUSKON modelinde okulların çok özel rolü var
Yapısal dönüşümünü henüz tamamlayamayan Türkiye ekonomisinin, KOBİ’ler aracılığıyla talip olduğu uluslararası rol, Anadolu örgütlenmesinin başarısına paralel öne çıkmaya başladı. Bunda kuşkusuz Türkiye İş Adamları ve Sanayicileri konfederasyonu’nun (TUSKON) payı büyük. Çorum’daki bakliyatçıyı, Kayseri’deki alabalıkçıyı, İzmirli mobilyacıyı dericiyi alıyor elinden tutup uluslararası arenaya götürüyor.
Bu ticaret ve yatırım köprüsü, kendi içinde ilginçlikleri de barındırıyor. Örneğin, çok tartışılan yurtdışındaki Türk okulları bu ticaret ve yatırım köprüsünde önemli bir rol oynuyor. Türk okullarında okuyan çocukların ülkelerinde önemli mevkilerde bulunan, iş hayatındaki köşebaşlarını tutan anneleri babaları, onların yakınları, tanıdıkları Türk işadamları ile buluşmalarda hep başrolde. Haritada yerini bile gösteremeyeceğimiz ülkelerde kurulan Türk okulları, işadamlarına kapıları açıyor, fırsatları yaratıyor. İşadamları da okullara yardım yapan bir formül eşliğinde bu kapıdan içeri adım atıyor.
İş dünyası bu örgütlenme sayesinde gerçekleştirdiği dış ticaret organizasyonları ile 14 milyar doların üzerinde iş bağlantısı kurdu. Bunların neredeyse tamamının KOBİ sayılabilecek ölçekteki firmalardan gelmesi dikkat çekici. TUSKON bu modeliyle “İhracat yapmayan KOBİ kalmayacak” formülüne büyük katkı sağladı.
Dünya ekonomisinin krize girmesi ile birlikte Türkiye’nin geleneksel pazarlarında yaşanan daralma, adını bile duymadığımız ülkelerle yapılan ticaretin ivme kazanması ile adeta dengelendi. Damlaya damlaya göl yapan bu küçük yatırımlar Türkiye’nin dünya ekonomisindeki rolünü güçlendiriyor.
Progrup Gana’ya iki AVM kuruyor, 10 bin prefabrik konut için de davet aldı
Türkiye’de bir AVM yatırımının geri dönüşü 2006’da ortalama 7-8 yıldı. Sonra ekonomik kriz patlak verdi ve bu süreler 10 yılın üzerine çıktı. Afrika’da ise modern yapıların kiraları inanılmaz yüksek ve bu nedenle de alışveriş merkezi yaptığınızda yatırım bedelini 5 yıl bile dolmadan rahatlıkla çıkarabiliyorsunuz.
1990 yılından bu yana inşaat yapı malzemeleri üreten Progrup, Gana’nın başkenti Akra’da ve ikinci büyük şehri Kumasi’de 20’şer bin metrekarelik iki AVM yatırımı yapmak üzere, Afrika açılımının bu dördüncü çıkarmasında anlaşma imzaladı.
Malum Gana, Ekvator bölgesine çok yakın. Biz geçen hafta oradaydık ve gündüz 30 dereceleri bulan sıcaklıkla karşılaştık. Sokaklarda yürümenin imkanı yok. Şehrin tek alışveriş merkezine uğradık. Standartları çok düşük ancak klimalı bir AVM çöldeki vaha gibi. Şehirde ne kadar yabancı varsa soluğu orada alıyor. Kiralanabilir tüm alanlar dolu hatta, boşalacak yerler için sıra var.
Progrup Yönetici ortağı Onursal Kocatepe, Akra’nın ikinci ve Kumasi şehrinin ilk AVM’sini yapmak üzere anlaşma imzalayarak döndü Türkiye’ye. Arsa bağlantıları daha önce yapılmış. Çinliler ve Lübnanlılar’ın ülkeyi daha önce farkettiğini Akra’nın ilk ve tek AVM’sinin de Lübnanlılar’a ait olduğunu söylüyor.
20 bin metrekarelik ikinci AVM’yi 2012’de bitirmeyi planlıyorlar. 100 milyon dolar cirolu bir şirket olduklarını belirten Kocatepe Gana macerasını şöyle aktardı:
“Gana’ya güveniyoruz, geleceğine inanıyoruz. Burada yatırım yapmamız için bize teklif geldi. Gana’daki Türk okulunun yöneticileri sayesinde bağlantılar sağlandı. Kiralama değerleri bize göre çok yüksek. Tahminimiz 5 yıl dolmadan yatırım bedelini geri alacağız. Burada nitelikli konut ihtiyacı da çok fazla. Gana Başkanı’nın verdiği yemekte, Gana’nın Dış Ticaretten Sorumlu Bakanı geldi ve bizden tanesi 20 bin dolardan 10 bin prefabrik konut istedi. Şimdi bunun finansmanına çalışacağız.”
Gana’ya Türkiye’nin 2010 yılı toplam ihracatı 96 milyon dolar seviyesinde. Damlaya damlaya çoğalıyor. Sadece şu prefabrik konut işi olsa en az 200 milyon dolarlık bir iş hacmi oluşabilir.
Bank Asya’nın eski genel müdürü rüzgara kapıldı
Bank Asya’nın eski Genel Müdürü Ünal Kabaca da heyette. ABK Enerji ile Söke’de 30 MW gücünde rüzgar santrali kuran Kabaca şimdi büyük enerji ihtiyacı olan Gana’da yenilenebilir enerji fırsatlarına bakıyor. Kabaca planını şöyle aktardı:
“Gana’da hem okyanus kıyısında hem de iç deniz kıyısında iyi rüzgar var. Hatta iç denizdeki rüzgar çok daha iyi. Hem tatlı su rüzgar türbinleri için daha avantajlı. Tuzlu su pervanelere zarar verebiliyor. Çok yakında yenilenebilir enerji yasası çıkacak. Burada ne üretirseniz satarsınız. Hem Gana’nın 6 ülke ile enerji nakil bağlantısı var ve bu ülkelerde de en büyük ihtiyaç enerji.”
Deride İtalyan’ın oyununu bozan Türk
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, hem Gana hem de Gabon’da yerel yatırımcılara ve yöneticilere seslenirken bir konunun özellikle altını çizdi: “Bizler buraya sömürgeci bir mantıkla gelmedik. Kazan-kazan formülü ile ahlaklı ticaret ve yatırım yapmak için buradayız.”
Gül’ün bu sözlerini haklı çıkaracak bir örneği, Gana’da işadamlarını buluşturan görüşmelerde işadamı Bilal Alkoç verdi. Bilal Alkoç, Türkiye’de İskefe adlı şirketi ile deri işleyen, aynı zamanda hastane yatırımı da olan bir işadamı. Kenya’nın fahri konsolosu aynı zamanda. Afrika’ya mal satmaya değil mal almaya gelmiş. Ham deri alırken başından geçen olayı şöyle aktarıyor:
“Kenya’da ilk iş olarak 200 bin dolarlık bir deri bağlantısı kurduk. 2 ay sonra mallar geldi. Fabrikadaki arkadaşlar, ‘Bir anlaşmazlık var sanırım, biz 100 ayak için anlaştık ancak onlar 110 ayak deri göndermişler’ dedi. Aradım Kenya’yı ve ilave derinin parasını ödemek istedim. Ancak onlar yanlışlık olmadığı, 100 ayak deri gönderdikleri konusunda ısrar ettiler. Sonradan anladık işin aslını. Bunlardan uzun yıllardır ham deri alan İtalyanlar bunlara bir şablon çıkarmış ve ‘Ölçüyü bununla hesap edeceksiniz’ demiş. Ancak ölçü şablonunu, uluslararası standardın yüzde 10 üzerinde hazırlayıp vermişler. Ganalılar 1 ayak deri gönderip bunun parasını alırken aslında 1.1 ayak deri gönderiyormuş. Adamlar açlıktan ölüyor ancak yine de onu aldatmakta bir sakınca görmüyorlar. Aldatıldıklarını bizim sayemizde öğrendiler.”
Bilal Alkoç, Gana’da ise derinin dışında başka alanlardaki fırsatlara bakıyor. Hastanelerin görüntüleme, diyaliz bölümlerinin özelleştirmesine talip. Ayrıca palm ormanı kurma ve palm yağı ticareti yapma planı var.
Karlıtekin’e THY için geldiler
Türk Hava Yolları (THY) eski Yönetim Kurulu Başkanı Candan Karlıtekin, işadamı hüviyetiyle Afrika gezisine katılan isimler arasında yer aldı. Ortağı olduğu Özbakan Makina adına geziye katılan Karlıtekin, Gebze’de 6 bin metrekarelik fabrikalarında çelik konstrüksiyon yapılar ve çelik profil üzerine çalıştıklarını söyledi. Karlıtekin, Gana ve Gabon’da bu işlerle ilgili yerli işadamlarıyla temaslarda bulunduklarını anlattı. Ancak Karlıtekin’in önceki görevini bilen birçok girişimcinin havacılık ve THY ile ilgili konularda kendisine başvurmak istediği görüldü. Karlıtekin, Fransızca konuşulan Gabon’da tercüme sorunu yaşanması üzerine işadamları için yaklaşık 3 saat çeviri yaptı. Ardından da TUSKON Genel Sekreteri Mustafa Günay’a “Tercümanlık ücretimi istiyorum” diye takıldı.
Ayda 1000 kanepe satarsa 8.5 ay sonra işlem tamam
Mehmet Timuroğlu, İzmir Genç İşadamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı. Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin fahri konsolosu aynı zamanda. Burayı Afrika’nın en stratejik ülkesi olarak tanımlıyor. Önemini anlatmak için de Çin Başbakanı’nın bu ülkeye geçen yıl 5 kez geldiğine dikkat çekiyor.
İzmirli bir ekip toplanıyorlar ve sadece 3 milyon dolar yatırımla ülkede çek-yat kanepe yatırımı yapıyorlar. Türkiye’de 3 milyon dolarlık çek-yat işi yatırımdan sayılmaz, haber bile olmaz. Ancak Timuroğlu’ndan fizibilite analizini dinleyince Afrika’nın gerçekten büyük fırsatlar sunduğu ortaya çıkıyor:
“Baktık ki burada evler küçük. Yataklar çok yer tutuyor. Çek-yattan haberleri yok. İki mobilyacı ustası getirttik. İncelediler ve 3 milyon dolarlık yatırıma giriştik. Yatak olabilen aynı zamanda bazası olan çek-yatlar ilgi gördü. Yaklaşık 150 dolara maledip 500 dolara satabiliyoruz. Ayda 1000 tane satmayı hedefliyoruz.”
Çek-yatın tanesinden 350 dolar kazanacak ve ayda 1000 tane satacak. Eğer satış hedefini tutturursa ayda 500 bin dolar ciro yapacak ve bunun 350 bin doları kazanç hanesine yazılacak. 3 milyon dolarlık yatırımın karşılığını 1 yılda bile değil, sadece 8.5 ayda geri alacak. Nasıl şaka gibi değil mi?
Afrika ülkelerine ihracatta gözle görülür artışlar var
Ülke adı 2006 ihracatı 2010 ihracatı
Angola 44.657 109.527
Benin 6.003 118.346
Ekv.Ginesi 9.597 32.741
Gabon 6.108 18.697
Gana 32.965 96.433
Kongo 14.737 45.449
Liberya 9.540 67.323
Madagaskar 8.963 26.978
Moritanya 8.910 37.436
Mozambik 8.559 45.689
Namibya 0.810 3.431
Ruanda 0.981 7.992
Sierre leone 6.620 24.465
Tanzanya 27.360 89.694
(000 dolar)