ÇEAŞ-Kepez yatırımcısı da objektif tutumu hak ediyor
.
Libananco meselesi açılmamak üzere kapandı. Enerji Bakanı Yıldız, Tahkim Heyeti’ne objektif tutumundan dolayı teşekkür etti. Peki ya Borsa’dan ÇEAŞ-Kepez hissesi alanlar?
Bir şirket düşünün. Başta Berke olmak üzere çok sayıda barajı var. Bu barajlarda üretilen elektrik iletiliyor ve abonelere satılıyor.
Halka açık bir şirket. Ancak gelin görün ki hakimiyeti ele geçiren ana ortak biraz fırlama. Kural kanun tanımıyor. Enerji Bakanlığı’nın imtiyazı ile faaliyet gösteriyor ancak otoritenin hiç bir tavsiyesine uymuyor. Üretimi, iletimi, dağıtımı ayır diyorlar umursamıyor. Farklı hükümetler döneminde bu kanun tanımazlığına bir şekilde göz yumuluyor, haliyle daha da küstahlaşıyorlar. Ancak yıl 2003 ve farklı icraatları olan bir hükümet var.
Hem Çukurova Elektrik’e hem Kepez Elektrik’e el konuyor.
12 Haziran 2003’tü el konduğunda. Tam 10 yıl geçmiş. Aynı gün borsada büyük oyuncu olan bir tanıdığım aramış ve “Biz ne olacağız” demişti. Ben de ona, “Daha iyi ya artık patronunuz devlet oldu. Bilanço oyunları, kâr transferleri olmaz. ÇEAŞ ve Kepez yine borsanın lokomotif şirketleri haline gelir. Siz de daha çok kazanırsınız” demiştim.
Yanılmışım. Devlet enteresan bir şekilde bu şirketleri yok etti. Elektrik üretim şirketi ana çatısı altında eritti ve daha sonra ilerleyen yıllar içinde de yeniden başka isimlerle ortaya çıkarıp, satmaya başladı.
Bu operasyon, batık banka operasyonuna benzemiyordu. Bankaların içi boştu. Yani eğer borsada oyunculuk hem zarar hem kâra ortaklıksa, batan bankalar için küçük yatırımcının yapabileceği birşey yoktu. Söyleyeceği söz de yoktu. Oysa ÇEAŞ ve Kepez öyle değildi ki...
Yağmur yağıyor, barajlar doluyor, elektrik üretiliyor ve satılıyordu. El konunca barajlar yıkılmamış, susuz da kalmamıştı.
Ancak devlet ana ortağın hisselerine el koyarken küçük yatırımcıyı da baraj suyunun önüne kattı. Onları da bir kalemde sildi.
Sonra ortada bir haksızlık olduğunu kabul ettiler. Yasa tasarısı hazırladılar. Ancak bir başka kaygı ön plana çıktı.
Eğer biz küçük yatırımcının hakkını ödersek, Uzanlar bunu uluslararası platformda aleyhimize kullanır, “Ortada bir mağduriyet varsa, bu bizim için de geçerli” derler diye düşünüldü.
Hazırlanan yasa tasarısı tozlu raflara kalktı.
Şimdi o yasa tasarısının tozlu raflardan indirilmesinin zamanı kesin olarak geldi.
Uzan Ailesi’nin Türkiye aleyhine açtığı Libananco davası sonuçlandı. Uzanlar için Türkiye’den birşey tırtıklama umudu tamamen bitti. Uzanlar artık bundan böyle, imparatorluğu yönetirken Türkiye dışına çıkardıkları ve TMSF’nin de radarından kaçırdıkları para ile geçinecekler. Ben bu paranın da oldukça yüklü olduğunu düşünüyorum. 7 göbek sülalerine yeter...
Enerji Bakanı Taner Yıldız, Libananco kararına dikkat çekiyor ve “Tahkim Heyeti’ne objektif tutumlarından dolayı teşekkür ediyoruz. Sülüklerin istedikleri para 23.5 milyar dolardı. Temyiz yolları da kapandı dava kesinleşti” diyor.
Hadi o zaman. Bu tehlike tamamen ortadan kalktığına göre Çeaş ve Kepez’de küçük yatırımcıya yapılan haksızlık telafi edilsin. Küçük yatırımcı da devleti sülük olarak tanımasın.
Aradan yıllar geçti bu iş unutuldu diye bakılmasın sakın. Dün mahkeme kararının çıkmasından sonra bana gelen mail’leri eğer isterse Sayın Bakan Taner Yıldız’a aktarabilirim.
ÇEAŞ-Kepez’de parası buharlaşan 30 bin küçük yatırımcı adına değil, bütün sermaye piyasası adına...