‘BRIC ile çok oyalandık Türkiye’yi ihmal ettik’
.
AB Danışmanlık ve Yatırım şirketi ile Türkiye’ye yatırım yapan ve yapmak isteyen büyük firmalara rehberlik eden Cem Duna, son iki çeyrek büyümesi ile Türkiye’nin uluslararası arenada büyük sükse yaptığını ve herkeste pişmanlık yarattığını söyledi. Bu hafta Barcelona’da ABD’li dev firmalara Türkiye sunumu yapacak olan Duna, “Şimdi herkesin radarında Türkiye var. Moda Türkiye” dedi.
Türkiye tereddütler yaratan bir ülke olarak algılandı ve ne yazık ki BRIC kadar popüler olamadı. Hele hele son 2 senede doğrudan yabancı sermayede sınıfta kaldık.
AB Danışmanlık ve Yatırım Şirketi’nin kurucu ortağı Cem Duna, son aylarda Türkiye’ye yönelik değişen bakış açısını en iyi gözlemleyen kişi. Türkiye’de pek çok uluslararası firmaya danışmanlık yaptığı gibi, Türkiye pazarına girmek isteyen kuruluşlara da rehberlik ediyor. Ankara ve İstanbul ofislerinde son derece deneyimli yaklaşık 20 kişilik bir ekip görev alıyor. Şirketin temelleri tam da Gümrük Birliği görüşmeleri esnasında atıldığı için AB adı verilmiş.
Cem Duna, 6 Ekim’de Barcelona’da Frontier Strategy Group (FSG) tarafından organize edilen bir toplantıda dünyanın en önemli şirketlerinin CEO’larına Türkiye’yi anlatması için davet edildi. FSG, 2004 yılında Mc Kinsey&Company ve Boston Consulting Group tarafından oluşturulan gelişmekte olan ülkelere yatırım yapacaklara destek olan çok önemli bir organizasyon. Duna, bu önemli organizasyonun hemen ardından da New York’da yine uluslararası yatırımcılara Türkiye’yi anlatacağı bir başka toplantıya gidecek.
Duna bu toplantılarda “Neden Türkiye’ye yatırım yapılmalı?” sorusunun cevaplarını aktaracak. Bir nevi Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı’nın özel sektör versiyonu gibi çalışacak.
Duna özellikle birkaç aydır Türkiye’nin yabancı yatırımcı gözünde çok farklı bir yere konduğunu hissettiğini söylüyor. Özellikle son 2 çeyrektir Türkiye’nin Çin ile yarışan bir büyüme gerçekleştirmesi yabancıların gözünü açmış durumda. Eski bir dışişleri mensubu olarak Birleşmiş Milletler Toplantısı’nda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ABD Başkanı Obama’nın masasında oturmasını bile çok farklı bir gözle yorumluyor. Duna, “Biz eskiden böyle bir organizasyonda Türkiye’yi ABD Başkanı’nın masasına almayı hayal bile edemezdik. Bu Türkiye’ye verilen önemin, değerin işaretidir” dedi. Barcelona toplantıları öncesi Cem Duna, yabancı yatırımcıda değişen Türkiye algısını değerlendirdi.
Türkiye algısını değiştiren neden ne oldu sizce?
C.D: Türkiye son ekonomik krizde hiçkimseden destek almadan, üstelik ne AB ne de IMF gibi bir çıpası olmadan ayakta kalan, ülke oldu. Bırakın ayakta kalmayı, atılım da yaptı. Son 2 çeyrek büyümesi kuşkusuz bu atılımın en büyük işareti. Çin’i kıskandıran bu büyüme haliyle yabancı yatırımcıların gözünü açtı. ‘BRIC ile çok oyalandık, Türkiye’yi unuttuk ihmal ettik’ sözlerini o kadar sık duymaya başladım ki. Bir pişmanlık var.
Sizce Türkiye krize bu kadar dayanıklı çıkmayı nasıl başardı?
C.D: Bunun birkaç nedeni var. 2001 krizi aslında bizim için şans oldu. Rekabet yeteneği olmayanlar sistem dışına çıktı. Piyasa hep rekabet yeteneği yüksek oyunculardan oluşuyor. Türk bankacılık sistemi, Kanada ile birlikte destek almadan krizi atlatabilen nadir ülke konumunda. Ayrıca sanayi de kendini çok geliştirdi. Düşünün ki Japonya’dan İtalya’ya kadar böyle bir sanayi altyapısı yok. Kayseri’de kontakt lens de üretilebiliyor, mobilya da.
Son 2 çeyrek büyümesinin yanı sıra, siyasi olarak Türkiye’ye dair kuşkular da biraz dağıldı mı?
C.D: Referandum bir güvenoyu gibi algılandı. Dikkat ederseniz fon girişleri referandum sonrası hızlandı.
Dövizdeki düşüş bu girişleri teyid ediyor. Kalıcı yatırımlar istenen hızda değil. Siyasi istikrarla ilgili endişeler dağıldıkça doğrudan yatırımlarda da artış olacak gibi görünüyor.
Hukuki altyapı eksikliği en temel yetersizliğimiz
Her ne kadar Cem Duna için Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı’nın özel sektör versiyonu desem de arada ciddi bir fark var. Zira resmi olan ajans Türkiye’nin reklamını yaparken Duna, Türkiye sunumu yaparken artıları ve eksileri ile fotoğrafı ortaya koyuyor. Net olmayan, yetersiz kısımları da yatırımı düşünenlere aktarıyor.
Daha önce Motorola gibi bir kuruluşun Telsim’le yaşadığı ihtilafta hem Uzanlar hem de TMSF döneminde danışmanlık yapmış biri olarak Cem Duna, yabancı yatırımcı gözüyle Türkiye’deki en büyük sıkıntıyı hukuki yetersizlik olarak tanımlayarak sözlerine şöyle devam etti:
“Unutulmamalıdır ki geciken adalet adalet olmuyor. Burada 5 yıl 6 yıl mahkemelerle uğraşan uluslararası firmalar var. Düşünün ki Mercedes’in CEO’sunu, Konya’da bir yerel mahkeme mahkum edebiliyor. Bugün Türkiye’de kişisel özgürlüklerden çokça söz ediliyor. Paradigma kişisel özgürlüklerden öte korunma hukuku olmalı. Buraya gelen yabancı yatırımcı da kendini güvende hissetmeli. Ekonomik aktörlerin en temel kuşkusu bu. Hukuka güvenmeyen oyuncular o piyasadan, yüksek potansiyel dahi vaadetse uzak duruyorlar. Türkiye’nin bir an önce bu sorunu çözmesi lazım. O sorun çözülürse doğrudan yatırımlar konusunda gerçek patlamayı yapabilir.”