Bir de rating şirketimiz olacaktı
.
Pazar günü yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra en az muhalefet kadar performansı sorgulanan bir kesim de anket şirketleri oldu.
Hemen hemen hepsinin tahminlerinde yanılması “manipülasyon mu yapıyorlar” sorularının sorulmasına neden oldu.
Kamuoyu araştırmaları yapan Metropoll şirketinin Başkanı Özer Sencar’ın sözleri tam da bu şüpheler ortada dolaşırken herkesin dikkatini çekti. Sencar bir algı operasyonundan sözetti ve yüzde 2’nin üstünde yanılan anketlerde kasıt aranabileceğini söyledi. Daha önemlisi parayı bastıranın istediği algı operasyonunu yaptırabildiğini ifade etti.
Biz daha anket şirketlerinin yaptığı araştırmalara güvenemiyoruz ama kafamıza estikçe rating şirketi kurmaktan söz ediyoruz. S&P’den, Moodys’s’ten Fitch’den duymak istemediğimiz yorumlar geldiğinde, notumuz artırılmadığında haksızlığıa uğradığımızı iddia edip esip gürlüyoruz. Tıpkı Opera. Halley gibi sinir bozucu şarkılar seçip sonra Eurovision’da ‘Yok abi bunlar bize oy vermez. Hristiyan birliği kurmuş bunlar’ dememiz gibi.
Kızabiliriz ancak Fitch gibi Moody’s gibi itibarlı kredi derecelendirme kuruluşu kolay olunmuyor.
Biz JCR’yi de belki içine katarsak bir çırpıda en fazla 4 derecelendirme kuruluşunun adını sayabiliyoruz.
Oysa dünyada 80’e yakın kredi derecelendirme kuruluşu var.
Ancak itibarlı olup öne çıkmak hiç kolay değil. O yüzden bize göre sıfırcı hocalar öyle ya da böyle en azından saygıyı hakediyor. Belki farkında değiliz ancak Türkiye’de özel şirketlere not veren derecelendirme şirketleri zaten var.
Bunlardan en bilineni Saha Kredi Derecelendirme Kuruluşu ancak hükmü sadece Türkiye sınırları içinde o da sınırlı şekilde geçiyor.
Sakın yanlış anlaşılmasın, bu Saha ve diğer yerli kuruluşları yerme, eleştirme yazısı değil. Ancak biraz gerçekçi olmamız gerekiyor.
Biz daha anketlere güvenemezken, bırakın anketleri TÜİK’in verilerini bile sorgularken rating şirketi kurmak ile ilgili sözler kuru, içi boş hamaset laflarıdır. Kendimizi kandırmayalım.
Türkiye’de parayı bastırırsınız istediğiniz denetim raporunu alırsınız, parayı bastırırsınız ölüm madenine bile ‘Süper’ dedirtirsiniz. Bu kadar basit.
TÜİK’e bir özür borcum var
Geçen hafta enflasyon verisi yayınlandıktan sonra haberleşmedeki yüzde 7.49’luk artışa dikkat çekmiş ve “Operatörler zam yapmadık derken bu rakam da nereden çıktı. BTK’nın tavan ücret artışı mı dikkate alındı” diye sormuştum.
TÜİK Başkanlığı’ndan bir mektup aldım. O mektupta sabit telefon operatörünün zam yaptığı belirtiliyor. Oysa bana ‘zam yok’ demişlerdi. Sonra bir fatura geçti elime, Temmuz ayına ait. O faturada şehir içi, şehirler arası, milletler arası ve GSM operatörleri ile görüşme ücretinin 60 saniyesinin 16 kuruştan 17.50 kuruşa çıktığı görülüyor. TÜİK haklıymış. Türk Telekom beni yanıltmış oldu.