ALDI poşetiyle Türkler sinirlendirilirdi, şimdi en güvenilir kurum oldu
.
DÜNYA ucuz ürün almak ancak ucuz görünmek istemiyor. Bir zamanlar Türkler’i aşağılamak için poşetleri kullanılan Aldi, Papalık makamı ile birlikte en güvenilen kurumlardan birisi. Türkiye’de de ucuzluk marketleri hızla yayılıyor. 1000 mağazayı geçen, her yıl 500 yeni mağaza açmayı hedefleyen A101’e yabancı ortak da geliyor
Almanlar’ın Aldi ucuzluk marketler zincirini bilmeyen yoktur. Yıllar önce Türkiye ile Almanya arasında oynanan bir futbol maçında Almanlar Türk seyircileri kızdırmak için Aldi marketler zincirinin poşetlerini sallamıştı ellerinde.
Akıllarınca Türkler’i ‘Ucuzcu’ göstermek istemişlerdi.
Gün oldu devran döndü. Avrupa ekonomik krizle boğuşuyor. Belki bir Yunanistan, bir Portekiz bir İrlanda kadar değil ama Almanlar da krizden etkilenmiş vaziyette.
Üstelik krizden sonra dünyada trendler de çok değişti. Artık müşteriler ucuz ancak kaliteli ürün kullanmaktan gururlanıyor.
Bu trend değişikliği o Aldi’yi bir araştırmaya göre Papalık makamından sonra Almanya’da en güvenilir kurumu statüsüne taşıdı.
Evet yanlış okumadınız, Türkler’i aşağılamak için poşetleri kullanılan Aldi şu an Almanya’nın en beğenilen en güvenilen kurumlarının başında geliyor. 10 sene öncesinde hayal dahi edilemeyecek bir durum.
Sözü bağlayacağım yer ise başka...
Türkiye’de de ‘Hard discount’ tabir edilen yani en ucuzu satmaya yönelik market anlayışı son dönemde müthiş bir ivme kazandı. Bunda kuşkusuz ekonomik krizin etkisi var. Ancak hard discount alanda yer alan zincirlerin tüketicinin beğenisini kazanacak çok önemli bir gayret içinde olması, en ücra köşelere kadar ulaşması da bu hızlı yükselişte pay sahibi.
Türkiye’de discount denince akla gelen markalar Şok ve DiaSa. Ancak hard discount parkurunda ise 2 zincir öne çıkıyor. Bunlardan biri BİM diğeri ise A101...
A101 Genel Müdürü Erhan Bostan artık kategorik olarak B hatta A olarak tanımlanan müşterilerin de ucuzluk marketlerine gururla gittiklerini, insanları verdikleri hizmete sabırla alıştırdıklarını söyledi.
Zaten bu başarı rakamlara yansımış vaziyette. Türkiye’de 6 binin üzerinde discount market var.
BİM 3.191 market ile piyasanın büyük oyuncusu.
A101’lerin sayısı ise 1020’yi buldu. Bostan bundan sonraki hedeflerini “2011 yılını 1200 market ile kapatmak istiyoruz. Bundan sonra da her yıl ortalama 500 market açarak 3.500 market” olarak özetledi.
Bostan, ucuzluk marketlerin pöne çıkmasının sırrını ise şöyle anlattı:
“Artık satılan ürüne, satan kurumun eklediği katma değer iyice azalmış vaziyette. Tüketici ucuzluk marketleri test etti kalitesine baktı. İnsanlar ucuz ürün almak ancak ucuz görünmek istemiyor. Mağaza içi tasarımlar ince dokunuşlarla bu algıyı yaratıyoruz. Raf sistemimiz 1.020 mağazada da aynı. Ayrıca Türkiye’nin her yerinde aynı fiyat olduğunu üstelik çok ucuza sattığımızı tüketici gördü. Mahallesindeyiz hemen ayağının dibindeyiz. Bir de strateji geliştirdik ve yazlık yerlerde mağazalar açtık. Bizimle yazlıkta tanışan şehirli tüketici evine döndüğünde bizi daha çok kullanmaya başladı. Bir diğer ayırt edici özelliğimiz tazeliğimiz. Bizde üreticiden ürün gelir depoda bir gün bile durmaz. Depolar indi bindi yeridir, hemen mağazalara dağılır. Az ürün alır çok hızlı satarız.”
Goldman Sachs’a yetki verildi A101’e yabancı ortak geliyor
Malum perakende sektörü çok hareketli. Ülker Grubu kısa bir süre önce Migros’tan Şok’ları aldı. A101 marketler zincirinin sahibi Yeni Mağazacılık A.Ş. de bugünlerde azınlık hissesini bir yabancı gruba satmaya hazırlanıyor. Goldman Sachs danışman olarak seçildi. Bir private equity fon A101’i radarına aldı. Bu yıl bitmeden hisse devrinin gerçekleşmesi bekleniyor. A101’de hisselerin yüzde 52’si Aydın Ailesi’nde. Aydın Ailesinin English Home, Memorial Hastanesi, Aydın Örme gibi faaliyetleri var. Şirketin yüzde 22’si ise Bank Asya’da. Diğer hisseler ise 5 farklı yatırımcı grubun kontrolünde. Erhan Bostan, “Mal kıymetli. Biz bu satışı sadece büyümeyi finanse etmek için yapıyoruz” diye konuştu.
‘Hanımdan’ tatlısı efsane olma yolunda
Ucuzluk marketlerinde, sadece o markette bulabileceğiniz, zincirin kendi adını taşıyan private label ürünler dikkati çeker. ‘A101’in böyle bir ürünü var mı?’ diye soruyorum. Erhan Bostan, şöyle yanıt veriyor: “Bizim de Hanımdan markalı tatlı ürünlerimiz dillenmeye başladı. 1.5 TL’ye satılan bu ürünler için Ekşi Sözlük’te bile müthiş iltifatlar alıyoruz. Şu an bizde raflarda markalı ürünler yüzde 70, private label ürünler yüzde 30 pay alıyor. Hedefimiz bunu 50-50 noktasına götürmek.”
Her perşembe ‘Kral ürün’ yok satıyor
A101’DE her hafta perşembe günleri ‘Kral ürün’ uygulaması var. Bir ya da iki ürün o haftanın en ucuzunun da ucuzu olarak öne çıkıyor. Örneğin piyasada 169 TL’den daha aşağı bulamayacağınız HP’nin 12 megapiksel fotoğraf makinasını 99.95 TL’den satmışlar. Son 3 ayda 2 kez navigasyon cihazı, Led TV haftanın kral ürünü olarak öne çıkmış. A101’de iPhone bile satmışlar. A101’de geçen haftanın kral ürünü ise 55 TL’den satılan motorlu şişebilen yatak oldu.
Minimum kaynakla iş çevirme sanatı
ERHAN Bostan ucuzluk marketlerin iş yapış biçimini “Minimum kaynakla iş çevirme sanatı” olarak tarif ediyor. Bu modelin tüm dünyada kabul görmüş formatı olduğunu yeni bir şey keşfetmediklerini de söyleyen Bostan, ucuzluğun formülünü ise şöyle izah etti: “Hiç çalışanı olmayan bir marketin sattığı ürünün endeksini 100 kabul edelim. Biz bir vardiyada 2 eleman çalıştırırız. Endeks 105 olur. 1 ekstra eleman çalıştırsak rekabet edemeyiz. Çünkü ekstra eleman ile bizdeki 105 birimlik malın fiyatı bir anda 115’e çıkar. Bizim mağazalarımızda 2, vardiya değişiminde ise 3 kişi görürsünüz. Her bir markette 2 vardiyada toplam 4 eleman vardır. 11 bölge müdürlüğümüzle birlikte 5 bin 300 elemanımız var. Yani mağaza başına eleman sayımız 5 bile değil. Bu yapı ucuzluğun ana formülüdür. Yoksa ben hiçbir marketin ilk satın almada birbirinden çok da farklı fiyatlar aldığını düşünmüyorum. Yani tüm rakipler 100 endeks ile başlıyor, personel ve kira giderlerinin çokluğuna göre o ürünün 100 olan endeksi her zincirde başka başka yerlere gidiyor.”