65 metre yükseğe çıkıp ‘Silüeti bozdun’ denmez
Tartışmalı Onaltı Dokuz’un sahibi Mesut Toprak ilk kez konuştu
Onaltı Dokuz’un mimari projesini onaylayan, imar iznini veren belediyeler. Yani ortada proje sahibinin işlediği bir suç yok aslında. Her şey kurala uygun.
Kendisini duruma göre çevrecinin daniskası ilan eden, Marmaray kazısında çıkan tarihi eserlerde olduğu gibi işine gelmediği durumlarda ise arkeolojik eserleri üç beş çanak çömleğe indirgeyebilen Başbakan Erdoğan, geçenlerde yine ilginç bir çıkış yaparak gözlerin Zeytinburnu’nda yükselen Onaltı Dokuz projesine yönelmesine neden olmuştu.
Başbakan’a göre o proje tarihi yarımadanın silüetini bozuyordu. Sahibi Mesut Toprak’tan traşlamasını özellikle rica ettiğini ancak bunun yapılmadığını 5 yıldır da kendisi ile bu yüzden konuşmadığını söylüyordu. Başbakan’ın bu sözlerinin üzerinden bir hafta geçmedi, İstanbul 4. İdare Mahkemesi Pendik’te oturan bir vatandaşın şikayetini karara bağladı ve sözkonusu projenin ruhsatını iptal etti. Dava sanılanın aksine proje sahibi Mesut Toprak’a değil, o planları onaylayan, imar iznini, yapı ruhsatını veren Belediyelere açılmıştı. Bölgenin 1 bölü 5 binlik planlarını Büyükşehir Belediyesi, 1 bölü 1000’lik planlarını ise Zeytinburnu Belediyesi yapmıştı. Kamuoyunda ruhsatlar iptal edilince gökdelenlerin yıkılacağına dair kanı oluştu. Ruhsat iptali, yıkım kararı gibi algılanmıştı.
100 metrede ortaya çıkıyor
Projenin sahibi Mesut Toprak ile önceki akşam Onaltı Dokuz’un 30’uncu katında buluştuk. Söze silüetin ne anlama geldiğini anlatarak girdi:
“Çok araştırdık. Silüet, 1.80 insan boyundan bakınca ortaya çıkan görüntüdür. Yükseğe çıkmaya başlarsanız ona artık silüet denmez, manzara denir. Dürbünle bakıp da silüet mi belirlenir allah aşkına. O gazetelere yansıyan fotoğraf 360 derecede sadece 2 bilemediniz 3 derecede ortaya çıkıyor. Üstelik 65 metre yükseklikte. O zaman istediğiniz kadar yükseğe çıkın o silüetin içine her şeyi dahil edebilirsiniz.”
Mesut Toprak belli ki bu işe takmış. Haydarpaşa, Salacak, Üsküdar aksında farklı noktalardan ve farklı yüksekliklerden tarihi yarımadayı ve bu yarımadayı içine alan kare içine Onaltı Dokuz’un girip girmediğine baktırmış. Haydarpaşa’dan 15 metre yükseklikten çekilen fotoğrafta Onaltı Dokuz sol başta ve çok geride kalıyor. Salacak’ta 15 metreden çekilen fotoğrafta Onaltı Dokuz yok, görünmüyor. 30 metrede yine yok. 50 metreye çıkınca Sultanahmet Camii ile Ayasofya arasından ucu belli belirsiz görünüyor. 100 metreye çıkınca binalar camilerin arkasından net şekilde ortaya çıkıyor. Üsküdar’dan yapılan çekimde yine 15 metrede Onaltı Dokuz yok. 30 ve 50 metrelerde de yok. 100 metreye çıkınca Onaltı Dokuz ortaya çıkıyor.
Nereden baktığınızla alakalı
Fotoğraflar gösteriyor ki 15-30 metre yükseklikte hatta 50 metreye çıkana kadar sorun yok. Zaten Mesut Toprak da buna dikkat çekiyor ve “65-70 metreye çıkarsanız tabii ki binaları görürsünüz. Ancak o artık silüet olmaz manzaraya döner” diyor. Mesut Toprak ayrıca bir başka fotoğraf daha paylaştı bizimle. Amberin Zaman’ın Taraf’ta çıkan fotoğrafını. O karede sadece Onaltı Dokuz değil, Sinpaş’ın yaptığı Ottomare den, Galleria kompleksinin içinde yer alan Sheraton Oteli’ne kadar pek çok yüksek bina da cami minarelerinin arasından net şekilde görünüyor.
Konu gerçekten çok ilginç. Günümüz Türkiye’sinin tam bir özeti gibi. Olaya hangi açıdan ve hangi seviyeden baktığınızla alakalı. “Evet silüeti bozuyor” da diyebilirsiniz... “Burada biraz haksızlık yapılıyor. Konu belli ki suistimal ediliyor” da diyebilirsiniz...
Mesut Toprak silüet tartışmasına kafayı takmış. Helikopter kiralamış belirli noktalardan tarihi yarımadayı görüntülemiş. Bu kare Üsküdar’dan ve denizden 15 metre yükseklikte çekilmiş. Onaltı Dokuz karede yer almıyor....
Üsküdar’da bu kez 15 değil 100 metreye çıkılmış. 100 metreye çıkılınca arkada Onaltı Dokuz ortaya çıkıyor.
Ancak Mesut Toprak 100 metreden yapılacak çekimin silüet değil manzara çekimi olacağını belirtiyor.
Burası da Haydarpaşa. İlk karede 15 metre yükseklikten Burası da Haydarpaşa. İlk karede 15 metre yükseklikten çekilen fotoğrafta Onaltı Dokuz görünmüyor.
Ancak aynı noktada 100 metreye çıkınca Onaltı Dokuz da karede kendine yer buluyor haliyle...
Bu da Amberin Zaman’ın çektiği ve Taraf’ta çıkan bir kare. Yeterince yükselirseniz silüete sadece
Onaltı Dokuz’u değil, Sinpaş’ın Ottomare’si hatta Ataköy Galleria’’daki 5 yıldızlı Sheraton Oteli de giriyor.
Emsal 2.50, biz 2.42’de kaldık ortada suç yok ama icat ediliyor
Mahkeme kararından sonra yıkım sözkonusu olabilir mi?
Mesut Toprak bu soruya net bir şekilde “Mümkün değil” diye cevap veriyor:
“Tabii bir olasılık yok değil. Kamulaştırma yapılır. Projenin tüm maliyeti devlet tarafından karşılanır, sonra devlet orada istediğini yapar, ister traşlar ister tamamen yıkar. Ancak yaşamın başladığı, bağımsız ünitelerin satıldığı Onaltı Dokuz’da şu an itibarıyla yıkım mümkün değil.”
Mesut Toprak’a buraya ne kadar yatırım yaptığını da sorduk:
“Burası eski Mensucat Santral fabrikası. TMSF tarafından satışa çıkarıldı aldık. Sanırım 45 milyon dolar arsa bedeli ödedik. Projeye ise arsa hariç 175-180 milyon dolar harcadık...”
Bu demektir ki projenin yatırım maliyeti 230 milyon dolar seviyesinde. 68 bin metrekareye yakın satılabilir alan da ortalama 4.500-5 bin dolar seviyesinden satılmış. 496 bağımsız alanın olduğu projede halen satılmayı bekleyen 22 daire var. Mesut Toprak, projenin başlangıcından bitişine kadar hukuka aykırı tek bir işlem yapılmadığına da dikkat çekiyor ve şu noktalara vurgu yapıyor:
“Burada tüm inşaat belediyelerden alınan izinler doğrultusunda yapıldı. Hatta emsal 2.50 iken biz 2.42’de kaldık. 25 bin metrekare alanı yeşile ayırdık. Yükseklik serbestti. İstesek bir iki kat daha çıkabilecek iznimiz vardı. Burada bizim tarafımızdan işlenmiş bir suç yok. Suç yok ama icat ediliyor. 42 yıldır iş hayatının içindeyim, unatılacak hiçbir işim olmadı, bundan sonra da olmayacak. Başbakan ile Fatih İmam Hatip Lisesi’ne dayanan bir tanışıklığımız arkadaşlığımız var. Benimle ilgili bu çıkışına bir anlam verebilmiş değilim. Nedenini bana sormayın inanın bilmiyorum.”