3’te 2’yi bulunca değil ‘röntgeni çürük’ yıkılacak
.
BAKAN ERDOĞAN BAYRAKTAR OCAK’TA YASALAŞMASI BEKLENEN AFET RİSKİ İLE İLGİLİ YASANIN BİLİNMEYENLERİNİ ANLATTI
Van-Erciş Depremi sonrası Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Siyasi faturası ne olursa olsun, bize seçim de kaybettirse riskli binaları yıkacağız” sözü hâlâ akıllarda.
Zaten hemen akabinde ‘Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi’ hakkındaki yasa taslağında çalışmalar hızlandı. Yasa tasarısı hazırlanıp jet hızıyla Başbakanlığa gönderildi. Büyük bir aksilik olmazsa Ocak ayında tasarı yasalaşacak. Yasanın çıkmasından sonra da 2-5-10 ve 20 yıllık projeksiyonlar doğrultusunda riskli konutların yıkımına başlanacak. Türkiye’de yaklaşık 19.5 milyon konut var. Bunların en az yüzde 40’ının yenilenmesi gerekeceği tahminleri yapılıyor. Çok büyük bir proje. Ekonomik maliyeti ise 500 milyar dolardan daha aşağı değil...
Yasa tasarısı ortaya çıkınca kamuoyunda tartışılmaya başlandı. Ancak tasarıda bir ayrıntı var ki tüm gözlerden kaçıyor. Yasa tasarısı kamuoyunda tartışılırken sanki riskli bir binada oturanların 3’te 2’sinin oluru ile binanın yıkılabileceğine dair bir algı oluştu. Oysa bu bilgi büyük bir yanılgı. Zira yasa tasarısındaki hükme göre bina yıkımında kesinlikle 3’te 2 çoğunluğun kararına bakılmayacak.
Bilimsel Teknik Heyet’in raporu doğrultusunda bina yıkılacak. Bina yıkıldıktan sonra yapılacak işle ilgili olarak alınacak kararda 3’te 2 çoğunluğun oyu etkili olacak.
Dün Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ile İstanbul’da bir grup gazeteci buluştuk. Gündemin en önemli konusu tabii ki yeni yasa tasarısı oldu. Ancak Bayraktar’ı dinledikçe, aslında yasa tasarısının çok yanlış bir şekilde tartışıldığını farkettim.
Bu yasa yakında hayatımıza girecek ve hayatımızı çok derinden etkileyecek. Sadece uygulanması ile değil, uygulanışı sırasındaki tartışmaları da epey renkli geçecek. Vatandaşla belediyeler, yine vatandaşla binanın röntgenini çekecek heyet, vatandaşla müteahhit ve siyasi rakipler birbirine girecek. Çeşitli suçlamalar iddialar alıp başını gidecek.
Hakikaten Başbakan’ın dediği gibi siyasi fatura çıkaracak bir operasyon. Çok sancılı geçecek.
Ancak şu da bir gerçek ki deprem gerçeği ile yaşayan Türkiye’nin bu yasaya ihtiyacı var.
Yasanın bir rant yasası olduğunu düşünürsek bu hamle yapılmaz. Olaya rant tarafından değil, hayati risk tarafından bakmak şart. Erdoğan Bayraktar çok ürkütücü bir rakam verdi.
Sadece İstanbul’un Zeytinburnu, Bakırköy ve Bahçelievler ilçelerinde 7.2 şiddetinde bir depreme dayanamayacak 110 bin bina tespit edilmiş... Van’da yıkılan konutların 4 katına yakın bir rakam.
Sanırım tasarının getirdiklerini Erdoğan’ın verdiği bilgilere göre küçük başlıklar şekline sokup anlatmak daha doğru ve anlaşılır bir yöntem olacak...
Hangi bölgenin yıkılacağına Bakanlar Kurulu karar verecek
Afet Yasası tüm Türkiye’nin kentsel dönüşümünü sağlayacak şekilde dizayn edilen ve bunu amaçlayan bir yasa değil. Deprem açısından riskli ilçeler, bölgeler tek tek belirlenecek. Bu belirlenen yerleri Bakanlar Kurulu onaylayacak. Yıkım işinde ilin valisi amir olacak. Ancak yıkımı belediyeler ve TOKİ yapacak.
Heyet ‘Yıkılsın’ dediğinde yapacak bir şey kalmıyor
Bilimsel teknik heyet geldi, binanızın röntgenini çekti. Bina dayanıksız çıktı. Yıkılması için rapor düzenlendi. Yasa tasarısının belki de en çok tartışılacak kısmı bana göre burası. Bu rapora itiraz edemiyorsunuz. Hukuk yolu kapalı olacak. Yıkımı durdurmak için başvuracağınız bir merci yok. Yıkım kararını değiştiremeyeceksiniz.
Hangi binanın yıkılacağına teknik heyet karar verecek
Diyelim İstanbul’un Zeytinburnu ilçesi. Buradaki binaların tek tek röntgeni çekilecek. Bu röntgen çekimleri için özel cihazlar kullanılacak. Binanın beton kalitesine, demir kalitesine bakılacak. Hatta bu iş için Almanya’dan deneme amaçlı özel bina röntgen cihazları getirildi. Teknik heyetin içinde devletten, üniversitelerden yetkililer olacak.
Rapordan sonra en geç 5 ay sonra bina yıkılacak
Yasa tasarısına göre ‘Yıkılsın’ raporu verilen binanın kat sahiplerine bir yazı gönderilecek.
‘Binanızın yıkılması gerekiyor. Size 4 ay süre tanıyoruz. En geç 4 ay içinde karar alın, binanızı yıkın’ denecek. 4 ay içinde yıkılmayan binanın ilgililerine, yasa tasarısına göre 1 ay daha ek süre verilecek. Ancak 30 günlük ek süreye rağmen, çürük raporlu bina hâlâ yıkılmamışsa, belirsizliğe devlet müdahale edecek. Yıkılsın raporlu bina yıkılacak. Yıkım masrafları da dönüşüm gelirinden düşülecek. Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, gerekirse proje üretilmeyen arsanın yeşil alan olarak da kalabileceğine vurgu yaptı.
Van Depremi 100 bin kişiye iş sağlayacak
Van-Erciş depreminden sonra yaralar sarılmaya çalışılıyor. Kalıcı konutların bir bölümü ile ilgili ihaleler hızla tamamlandı. Erdoğan Bayraktar, Van bölgesinde yaklaşık 40 bin kalıcı konut yapılacağını belirtirken çok önemli bir başka konuya da değindi:
“İnşaat emek yoğun bir sektör. Hesabımıza göre tek bir konutun yapımında ortalama 3.5 işçi çalışıyor. Yani bu demektir ki 40 bin konut için en az 100 bin inşaat işçisine ihtiyaç duyulacak. Bu insan kaynağını elbette bölgeden temin edeceğiz. Türkiye’de en büyük işsizliğin bu bölgede olduğu düşünülürse, kalıcı konut seferberliği bölge ekonomisine de çok önemli bir katkı sağlayacak.”
Kat malikleri yıkımla artık arsa hissedarları olacak
Yıkılan binadan sonra o binanın ilgilileri artık kat maliki olmaktan çıkacak. Kat mülkiyeti, kat irtifakı gibi bir sıfatı olmayacak. Yıkılan binanın oturduğu arsanın hissedarı haline gelecek. İşte 3’te 2 çoğunluk bu noktada devreye girecek. Yıkılan binanın yerine yapılacak projeyle ilgili karar 3’te 2 arsa hissedarının oluru ile verilecek. Burada da 30 günlük süre var. Eğer karar verilemezse kamulaştırma dahil önlemler alınabilecek. Yıkıma direnen bina ilgililerine hapis cezası dahil ağır yaptırımlar uygulanabilecek.
Çoğunluğun kararına uymayan hissedarın hakkı ne olacak?
Diyelim ki 3’te 2 çoğunluk arasında yer almadınız. İtiraz ettiniz. Devlet devreye girecek. SPK’nın gayrimenkul ekspertiz çalışmasına göre arsaya bedel biçilecek. İtiraz edenin hissesi oranında bedel kabul ederse kendisine verilecek ya da bankada adına bloke edilecek. Bir diğer yöntem olarak projeyi kabul eden hissedarlar arasında açık artırmayla satılabilecek. Satılmayan hisseyi devlet alabilecek.
Yıkılsın raporu verilmeyen sağlam bina da tehdit altında
Afet Yasası’na göre sadece ‘Yıkılsın’ raporu düzenlenen binalar değil, onun yanındaki binalar da sağlam olsa bile tehdit altında. Zira şayet bölgede imar durumu ve yapılmak istenen proje, o sağlam binanın da yıkılmasını gerektiriyorsa, bina istediği kadar sağlam olsun yıkılacak. Yine bu duruma itiraz etme imkanı bulunmuyor.
‘İyi de bunda özümün kârı ne?’ demeden...
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, riskli alanların dönüşümünün bir seferberlik olması gerektiğini, yasanın Meclis’teki diğer partilerin de desteği ile çıkmasının önemli olduğunu vurguladı. İnşallah vekil zammında hep birlikte kalkan eller, bu önemli projede de ortak akıl ile en ideal, en adil yasayı çıkarırlar.
Erdoğan Bayraktar, dönüşümün bir rant yasası olarak görülmemesi gerektiğini şu sözlerle vurguladı:
“Hani Azerilerin dediği gibi ‘İyi güzel de bu işte özümün kârı ne?’ denilmeden olay götürülmeli. Projenin başarısı baştan olaya böyle yaklaşmamaktan geçiyor. Bu bir rant yasası değil, ölüme meydan okuyan yasa olacak. Bu işe kelle koltukta giriyoruz. Ancak TOKİ’den gelen bir deneyimimiz var. Hesaplarımıza göre 7 milyonun üzerinde konutun yenilenmesi lazım. Tabii öyle bir çırpıda olacak şey değil. 20 yıla yayılacak büyük bir proje.”