2.5 milyon dolara 106 milyon dolarlık reklam yapıldı mı?
.
Oldum olası Formula 1 yarışlarından haz etmedim. Türkiye’nin yarış takvimine girdiği 2005 yılından bu yana bir kez olsun gidip yerinde izlemedim. Yarışların Türkiye’nin tanıtımına iddia edildiği gibi çok büyük katkısı olduğuna da kesinlikle inanmıyorum.
Monaco GP’sini anlarım. Pilotlar şehrin içinde yarışıyorlar ve Monaco’nun güzelliği ekrana yansıyor. Ya da Tour de France dense yine anlarım. Orada da bisikletçiler Fransa’nın yemyeşil coğrafyasında pedal çeviriyor ve sırf o güzellikleri seyretmek için bile ekran karşısına geçilebilir.
Ancak İstanbul pisti ile Yeni Delhi pisti arasında bir fark göremezsiniz. Ya da Silverstone pisti arasında...
Üstelik İstanbul F1 pistinin yapımı için harcanan para ile ilgili çıkan dedikodular da oldukça sevimsizdi. Buna henüz Türkiye’deki yarışların ikinci yılında yani 2006’da bir de ödül töreni skandalı eklenmişti.
İstanbul yarışının galibi Felipe Massa’nın kupasını dönemin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat verince ortalık bir başka türlü karışmıştı.
Biraz da Rumlar’ın gazı ile Uluslararası Otomobil Sporları Federasyonu FIA, Türkiye’ye 5 milyon dolarlık fatura kesti. Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu Başkanı Mümtaz Tahincioğlu, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nu suçlayıp “Ben ödülü Sayın Talat’a verdirmezdim” dedi. Hisarcıklıoğlu altta kalır mı Tahincioğlu’nun açıklamalarını tabansızlık örneği olarak yorumladı.
Her neyse... 5 yıl öncesini bu kadar anımsamak yeterli.
Önceki gün Bursa’nın en büyük 250 şirketinin açıklanacağı toplantıya katılmak için Bursa Ticaret Sanayi Odası Başkanı Celal Sönmez’in daveti ile Bursa’ya gittiğimde yemekte biraz son günlerin gündemi şike gelişmelerinden ve biraz da Formula’dan konuştuk. TOBB Yönetim Kurulu Üyesi ve Bursa Ticaret Sanayi Odası Meclis Başkanı İlhan Parseker, söz Formula’dan açıldığında 5 milyon dolarlık cezada bilinmeyen bir ayrıntıyı ortaya koydu. FIA’nın kestiği cezayı ödediklerini ancak pazarlıklarla cezayı 2.5 milyon dolara indirdiklerini söyledi. Yani o 150 saniyelik görüntünün faturası 2.5 milyon dolar olarak kesildi Türkiye’ye. Peki Talat’ın o gün kupayı vermesi KKTC’ye ne katkı sağladı?
Bugün geldiğimiz noktada Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Kıbrıs ziyaretinde sarfettiği aşırı milliyetçilik kokan sözleri de dikkate alınca cevap ‘Koca bir hiç’ galiba...
Alman turizm ve reklam ajanslarından birine bir hesap yaptırmışlar vakti zamanında. Formula 1’i 203 televizyon kanalı naklen veriyormuş. O kanallar sayesinde yarışlar 2.5 milyar insana ulaşıyormuş. 1 saniyelik reklamın ortalama değeri de 3 bin 500 dolarmış. Yani Mehmet Ali Talat kupayı vererek 150 saniyede 106 milyon dolarlık reklam yapmış mış mış...
Sönmez’e cenazesinin nereden kalkacağını soran şaşkın sekreter
Yemekte Celal Sönmez iki gün önce Hürriyet’in ölüm ilanlarında bir isim benzerliğinden ortaya çıkan komik hikayeyi aktardı.
Celal Sönmez adında biri vefat ediyor. Sönmez’i tanıyan birisi de sekreterine talimat vererek, ‘Kızım ara sor bakalım cenaze nereden ne zaman kalkacakmış öğren’ diyor.
Sönmez’in cep telefonu çalıyor, açılınca sekreter soruyor.
- İyi günler Celal Sönmez’in cenazesi nereden kalkacak acaba?
- Ben Celal Sönmez’im ve henüz ölmedim.
- Ama benim cenazenizin nereden kalkacağını öğrenmem lazım...
Sekreterin şaşkınlığına gülüyoruz. Sonra Celal Sönmez ekliyor:
“Yıllar önce bir haftasonu, arkadaşımla Antalya’ya gitmiştik. Dev bir panoda müteahhit Celal Sönmez’in yaptığı evler ve kampanyasının reklamı vardı. Kimbilir belki de ölen Celal Sönmez o Celal Sönmez’di...”