Mutfaklar arasında yolculuk
Doğu lezzetlerine meraklıysanız Oman Sultanlığı tam size göre...
Kurban Bayramı tatilini çocuklarımla sıcak bir ülkede geçirmeye karar verdim. Haritada Oman Sultanlığı’nın başkenti Muskat, coğrafi konumuyla uygun görünüyordu. Dubai ise gençlerin gittiği yer ve uçağın aktarma yapacağı yer olarak onları bu tatile çekecek cazibe noktası olabilirdi. Dubai tam beklediğim gibi çıktı. Birçok bina, yüzeysel bir kültür ve abartılı dekorlu oteller... Bayram yemeğini yeni yapılan Burj el Arab Oteli’nin akvaryumlu lokantasında yedik. Yaldızlı ve canlı renkli dekoru ile bu otel kişiyi hiçbir zaman ait olmayacağı fantastik bir ortama çekiyor. Balıklar muhteşemdi (oğlum Ali ile tuzda pişmiş levreği paylaştım) ama bu fantastik ortamda yakıştırıp sipariş ettiğimiz şampanya, sommelier köpüksüz bulduğu için getirilmedi. Neyse ki köpüğü kaçmış şampanya keyfimizi kaçırmadı. Yine de lüks ötesi bir lokantada beklenmeyen bir aksilik bu...
Vişneli ekmek tatlısı
Muskat’a Dubai’den kırkbeş dakikalık bir uçuş ile vardık. Otelimiz “Dünyadaki en iyi oteller” zincirindeki Chedi idi. Bulunduğu yerin kültürünü ince detaylarda bir bütün içinde yansıtan dekoru bile yeter ama mükemmel servis, leziz yemekler ve buna iklimi eklersek yüzde yüz isabetli bir seçimdi (Önerisi için Kefeli Turizm’e teşekkürler!) Muskat’ın tertemiz, rengarenk çiçeklerle donanmış caddeleri ve özgün binaları bize özel bir yerde olduğunuzu hissettirdi. Üzerinde tek bir bitki olmayan kat kat tıraşlanmış hissini veren dağların arasından bir inşaat harikası olarak açılan geniş yollarla ilk gece yine ünlü bir otel olan Shangrila’ya ulaştık. Burası devasa üç adet oteller kompleksi. Her birinde ayrı bir mutfak var. Fas’ta karar kılmak üzereyken denize nazır geniş terasta kurulmuş masalar cazip geldi. Açık büfede Arap, Türk ve Lübnan yemekleri varmış. Izgara tarzı etler, iri kıyılmış salatalıklı cacık, pilav ve baklava gibi yemeklerden aldık. Oman mutfağından bir tek ekmek tatlısı gözüme ilişti. Şerbetli, cevizli, bademli de olabilir, mayalı ekmek tatlısı bana vişneli ekmek tatlısını anımsattı ama daha fazla iyice ezilmiş. Bu tanıdık lezzeti sevdim. Tattığım diğer Oman yiyeceği ise ekmek oldu. Rukhal denilen ekmekleri çok ince ve kırılgan. Kari soslarının üzerine de ufalanıp tüketiliyormuş.
Türk mutfağı seviliyor
Muskat restoran rehberi birçok ülke mutfağını sıralamış. Ancak rehberde fevkalade ve “mutlaka gidilmesi gerekli” denilen yer, “Turkish Kitchen” adlı lokanta. Çöl safarisine bizi jip ile götüren Talip’den burada Türk yemeklerinin çok sevildiğini öğreniyorum. Oman, Yemen, Hindistan ve İran gibi ülkelerden göç almış. Bunlar zamanla kabileleşmişler ve Oman’a has, özgün kültürler oluşturmuşlar. Dolayısıyla yemeklerinin kökenlerinde bu ülkelerin tatları var. Mesela Talip bize çölde piknik hazırlayacaktı. Izgaralık etler almıştı. Biz onu zahmete sokmak istemedik ve sadece getirdiği soğuk yiyecekleri yedik. Salata, humus ve “mutabbal” dediği patlıcan ezmesi, hepsi son derece lezzetli yapılmıştı. “Lübnan ekmeği” dediği, son derece ince lavaştan koparıp bunlardan aldık. Talip ise Kurban Bayramı’nda üç gün boyunca et yediği için bu tercih iyi oldu. Bu arada Muskat halkı onurlu ve zarif. Mesela burada çığıran satıcılar göremezsiniz.
Harees burada keşkeğin adı; bayram sofrası için önemli. Talip’e Arap kökenli bazı Türkçe kelimelere dayanarak “Palmiye ağaçlarının hurması var mı?” diye sorduğumda, anlamadı. Meğerse hurma Arapça’da kadın demekmiş. Tmir (temir) ise hurma. Sonunda anlaştık.
Hurma burada lokum gibi kahve ile veriliyor; kahveden önce ikram edilen yiyecek ise helva. Burada kahve, “Türk kahvesi” diye sipariş edilebiyor ama sadece kahve de deseniz getirilecek olan yine Türk kahvesi. Ancak kakule baharatı katılmış. Osmanlı Dönemi Türk mutfağında da kahve önceleri kakuleli yapılıyordu. Biz vazgeçmişiz onlar devam ediyorlar. Ben bu çeşidini de benimsedim.
Hurma ve limon
Oman muftağı Arap, Hindistan, İran, ve Lübnan yani genel olarak Osmanlı Türk mutfağı çaprazında bir mutfak. Hurmadan başka övünülen yerel ürün ise Basra limonu. Aynı limonun tazesini Tunus ve Hindistan’da gördüm, limonatasını içtim. Buranınki çok daha parfümlü. Nitekim mutfaklarında aynen İran mutfağında olduğu gibi bu limonun kurusu, tavuk ve etli sulu yemeklerde kullanıyorlarmış. Ben bunu zaten İran mutfağından kendi mutfağıma aktarmıştım. Ancak ülkemizde Basra limonu sadece Gaziantep’te var ve çay olarak tüketiliyor.