Düğün mönüleri
Son senelerde düğünlerdeki ikram, düğün sahibinin en önemsediği konu
Son senelerde düğünlerdeki ikram, düğün sahibinin en önemsediği konu. Düğün ziyafetinin gelmiş geçmişlerin en alası olması zihniyeti çok eskilerden beri var ve korunuyor. İyi bir mönü ha zırlamak, belli bir örnek olmadığı için kuşkusuz zorlayıcı...
Birbirinden farklı olan düğün mönülerinin ortak noktası Türk düğünlerinin tipik yemeklerinin yer almaması...
Bu yüksek olasılıkla, büyük düğünlerin yapıldığı otellerin istihdam ettikleri yabancı şeflerin Türk mutfağını ve şölensel yemeklerini tanımamalarından kaynaklanıyor...
Ve önerilenler de Türk yemekleri olmuyor.
Bu bir Türk şefin X bir ülkedeki bir düğün için keşkek, döş dolması, börek gibi yemekler önerip ancak bunların düğün sahibi Mrs. X'e fazla bir şey söylememesi gibi bir durum doğuruyor.
Düğünlerde birkaç neslin bir araya gelmesi kültürümüzde genç, yaşlı, her davetlinin zevkle yiyebileceği jenerik bir düğün mönüsünün oluşmasına yol açmış.
Sonuç olarak Anadolu eşrafı keşkeksiz, etli pilavsız, ayransız, şerbetsiz, baklavasız bir düğün yemeğine düğün yemeği demez. Şölensel zerde ise mönülerde davul zurna kadar elzemdir. Düğün sahibi konuklara "Bir kuş sütü eksikti" dedirtmek istiyorsa ancak bu mönüyü zenginleştirir.
Bugün ancak kentlerdeki karışık lezzet ortamı ve düğün sahibi ile pişirenin aynı dili konuşmaması, ikisinin aralarında bir mönü uzlaşması oluşturup ortaya yepyeni bir ikram tablosu çıkarmasına yol açıyor.
Türk düğünleri yabancı yemeklerin eşsiz bir dekor içinde sahnelenip değer kazanmalarına yol açıyor. Ancak gönül isterdi ki buraya gelen yabancı şefler kültürümüzü biraz inceleyip düğün ikramlarına Türk mutfağından bir şeyler de eklesinler.
İddialı şefler ilham almak için sultan şölenlerinin yemeklerine başvurabilirler. Sadece Kanuni'nin şehzadeleri Sultan Beyazıd ve Sultan Cihangir'in 1539'da yapılan sünnet düğününde baklava börek, pilav bir yana altıyüz sofralık yeniçeriler ziyafetinde tavuk kebabı, kuzu kebabı, koyun yahnisi gibi yemekler; paşa ve beylerin sofralarında ise badem çorbası, şekerli nardeng (nar suyu) çorbası, zerde, tavus kebabı, ördek kebabı, keklik kebabı ile kaz, koyun ve kuzu yahnilerinin yanı sıra 17 çeşit reçel, türlü muhallebi, zerde ve birçoğu artık pişirilmeyen nice çeşitler sunulmuş.
Günümüzde de eminim talep edilirse yabancı şefler Türk yemeklerinden oluşan bir mönüyü, zevkle hazırlayacaklardır. Bu da mutfağımız adına iyi bir piyango olur.