Vitamin ve mineralleri yeterince alamıyoruz
.
Vitamin ve mineraller konusunda uluslararası uzmanlığa sahip önemli kişilerden biri olan Dr. Luca Barella İstanbul’daydı. Şu anda Bayer Global Medikal Müdürü olarak görev yapan Dr. Barella uluslararası çapta medikal birçok başarıya imza atmış bir bilim insanı. Vitamin mineral ve diğer destekler konusunda soru sorulacak en doğru kişilerden. Hazır buraya gelmişken kaçırmadım, kendisini soru yağmuruna tuttum.
Dr. Barella, kaç yıldır vitamin-mineral destekler üzerinde çalışıyorsunuz?
2000 yılında bir ilaç şirketinde araştırma grubu lideri olarak başladım. O zamanlar E vitamininin insan vücudundaki rolünü araştırıyorduk. Kısacası 15 yıldır bu hayranlık uyandırıcı moleküller üzerinde çalışıyorum.
Vitamin-mineralin görevleri neler?
Vitamin ve mineraller normal bir metabolizma, büyüme ve sağlıklı olmak için küçük miktarlarda ihtiyaç duyduğumuz zorunlu besinlerdir. Mineraller ve vitaminlerin çoğu vücutta üretilemiyor, o yüzen dışarıdan yiyeceklerden almak zorundayız. Eğer yeterli miktarda almazsak, yetersizliklerine bağlı bozukluklar başlıyor.
Siz destek olarak alınmalarının önemli olduğunu vurguluyorsunuz. Bu konuda bazı değişik görüşler de var; “Destekler doğal değiller, almayın, sadece yiyeceklerden alın gibi”...
Günlük ihtiyacımız olan vitamin ve mineralleri yiyeceklerden alma konseptiyle tamamen aynı fikirdeyim. Aslında sağlıklı ve dengeli bir beslenme biçimi protein, karbonhidrat yağ gibi diğer önemli makro besinleri de sağlıyor. Ancak ne yazık ki önemli bir çoğunluk yiyecekle gerekli ve yeterli vitamin mineralleri alamıyor. Sağlık yetkillerince önerilen günde beş porsiyon sebze-meyve önerisini yerine getirmek çoğumuz için güç.
Haklısınız. Düşünüyorum da bir günde yediğim sebze-meyve çoğunlukla beş porsiyonu bulmuyor. 4’te kalıyorum!
Batı toplumlarının önemli bir bölümünün neden yeterli vitamin-mineral alamadığının açıklaması bu aslında... Bu gibi durumlarda toplu bir vitamin-mineral desteği beslenme açığını kapatmada faydalı olabilir. ‘Doğal’ (yiyecekten) veya ‘sentetik ‘( destekten) aralarında bir fark yok. Her iki şekli birbirinin aynı. Vücut aralarında bir ayrım yapmıyor. Her ikisi de etkili ve vücudumuz için aynı şekilde iyi...
Türkiye’deki eksiklik düzeyi nedir?
Birçok gelişmiş ülkede olduğu gibi Türkiye’nin de iyi bir beslenme şekli var ve çoğu insan yeterli yiyeceğe ulaşabiliyor. Vitamin eksikliği nadir. Ancak birçok ulusal araştırma Türkiye’de yiyecekle mikrobesinlerin yeterli alınamadığına işaret ediyor. Buradan yola çıkarsak; kronik vitamin-mineral yetersizliklerinin metabolizmamız üzerinde uzun süreli etkileri olabilir. Genel sağlık ve iyi olma halimiz üzerinde uzun süreli negatif etkiler yaratabilir.
Bir de son 10 yıldır Koenzim Q10 denilen kimyasal bileşiğin adını çok sık duyar olduk. Ne yararları var?
Koenzim Q 10 vücudmuz tarafından üretilen vitamin benzeri bir madde. Ana görevi vücudun enerji üretimine yardımcı olmak. Diğer bir deyişle Koenzim Q10 vitamin ve minerallerle yiyeceği vücut enerjisine dönüştürmek için iş birliği yapıyor.
Madem vücut üretiyor, neden dışarıdan destek gerekli?
Yaşla birlikte vücudun Koenzim Q 10 üretme kabiliyeti azalıyor. 20-30 yaşlarından sonra Koenzim Q 10 seviyesinin vücudu riske sokacak şeklide azalmaya başladığı konusunda kanıtlar var. Ayrıca kolesterol düşürücü statin grubu ilaç kullananlarda da Koenzim Q 10 seviyesi düşüyor.
Kimlerin daha çok Koenzim Q 10’e ihtiyacı var?
- Eğer 45 yaş üzerindeyseniz,
- Statin grubu ilaç kullanıyorsanız,
- Yüksek enerji gerektiren fiziksel veya zihinsel aktiviteniz varsa
- Koenzim Q 10 desteği almanızı öneriyorum.
- Koenzim Q 10 bazı kardiyovasküler durumlarda da destek tedavisi olarak uygulanıyor.