Şampiy10
Magazin
Gündem

Sağlığınız için 5 küçük adım

.

ABONE OL
Vatan Haber

1. Yiyecekleri daha iyi çiğneyin

Sindirim sanılanın tersine midede değil, ağızda başlıyor. Lokmaları iyice çiğnemek hem sindirim sisteminizin yükünü hafifletir, hem de daha az kalori almanıza neden olur. Nasıl mı? Midemiz hacim reseptörleriyle çevrili. Biz yedikten 15-20 dakika sonra mideyi çeviren bu algılayıcılar beyne uyarı gönderiyor. Beyin de bize ‘ Doydun, artık yeter, dur!’ komutunu veriyor. Ağır yemek, çok çiğnemek işte bize gerekli bu süreyi sağlıyor. Üstelik böylece yiyeceklerin tadını da daha çok almaya başlayacaksınız.

2. Dünden biraz daha çok hareket edin

Vücudumuz biz en hareketli olduğumuz zaman en iyi şekilde çalışmaya programlı. Hareket ettikçe metabolizmamız ivme kazanıyor, yediklerimizi daha iyi yakmaya başlıyoruz. Bu yüzden egzersiz dışı günlük aktivite de en az düzenli egzersiz kadar önemli. Evinizde merdiven varsa üşenmeyin; küçük şeyler için bile inin Markete yürüyerek gidip gelin. Koyun en sevdiğiniz müziği, 10 dakika dans edin. Bütün bunlar toplandığında 20-30 dakika spor eder!

3. Ağzınızın tadını bozmayın

Çoğumuz tatlımızdan vazgeçmek istemiyoruz. Tatlıya bayıldığım için halinizden çok iyi anlıyorum. Yolları var; tatlılarınızı yarı şeker yarı-tatalndırıcıyla veya tamamen tatlandırıcıyla pişirerek kalorisini azaltabilirsiniz. Veya benim yaptığım gibi balla hazırlayıp balın iyileştirici ve güçlendirici özelliklerinden yararlanabiirsiniz. Yoğurt-bal ve vanilya karışımı yazın favori tatlım. Enfes oluyor, deneyin.

4. 100 kalori kesin

Günlük yediğinizden toplam 100 kalori keserek daha az yeme yolunda bir adım atın. 100 kalori iri bir dilim ekmek demek. Bir anda 400- 500 kalori çıkarmak travma oluyor. Ama 100 kalori zor değil, farketmeden daha az yemeye alışıyorsunuz.

5. Pozitif olun

Olumlu olmak her alanda işe yarıyor. Saftirik bir pozitiflik değil kastım, akılcı bir pozitiflik. Bardağın dolu tarafından bakın. Evet 5 kilo fazlanız olabilir, ama bunun için davete gitmekten caymak niye? Çok zorlu hastalıklarla boğuşan, hayatın tadını çıkartamayan milyonlarca insan var unutmayın.

İştahımızı kontrol eden organımız karaciğer mi?

Araştırmayı yapan İspanya Barcelona Biyotıp Araştırma Enstitüsü’nden Iliana López-Soldado ve ekibi. Araştırmacılar karaciğerin gliokoken oranının iştahı etkileyebileceğini göstermişler.

Rahat anlaşılması için biraz açayım: Vücutta şekerin fazlası glikojen şeklinde karaciğerimizde depolanır. İhtiyaç halinde kanımızdaki en küçük şeker birimi glikoza çevrilerek tekrar kana verilir.

Ekibin fareler üzerinde yaptıkları deney şöyle: Farelere çok yağlı yiyecekler sunmuşlar. Ancak karaciğerinde aşırı glikojen yükü olan farelerde yiyecek tüketimin azaldığını, iştahlarının kapandığını saptamışlar. Ayrıca bu farelerde deneye tabii tuttukları diğer normal farelerde gelişen yağlı karaciğer, glikoz intoleransı da gelişmemiş.

Sonuç: Diyabet ve obesite tedavisinde karaciğerin glikojen (şeker depose) yükü hedef olabilir, ilaç geliştirmede dikkate alınabilir.

‘Moda Oruç’ yöntemlerinin sağlığa faydası var mı?

Günümüzde kilo vermeyi kolaylaştırdığı iddia edilen çok çeşitli oruç yöntemleri var. Gün aşırı oruç, aralıklı oruç, 5 gün oruç- 2 gün istediğini ye, vs. Peki bilimsel olarak bu tür moda oruç yöntemleri gerçekten yararlı mı?

Haber Amerikan Klinik Beslenme Dergisi’nden. Utah’dan Beanjamin Horne ve arkadaşları konuyu büyüteç altına almışlar.

100 kişinin katıldığı 2 günden 12 haftaya kadar süren oruç yöntemlerini incelemişler. İnceledikleri 3 ana araştırmada katılanların kilo kaybı, kolesterol düşürme konusunda başarılı olduklarını görmüşler. Ancak diyabet veya koroner arter hastalının iyiye gitmesi konusunda bir işaret bulamamışlar.

Araştırmacıların parmak bastığı nokta çok önemli: Fayda sağlayan oruçla, yetersiz kalori alımı nedeniyle vücuda zarar verilen oruç arasındaki çizgi çok önemli. Uzmanlar kesin klinik sonuçlar alınıncaya kadar moda oruç yöntemlerinin sadece birer ümit kaynağı olduğunu düşünüyor.

Sonuç: Bu yöntemlerin gerçekten sağlık üzerinde ne gibi etkileri olduğunu anlamamız için daha çok araştırmaya ihtiyacımız var.

Yazarın Diğer Yazıları

  1. ‘Bahçe şehir’ Singapur’dan esintiler
  2. Bitkisel proteinlerin en güçlüsü: Kinoa
  3. Hindistan cevizi yağı efsanesi çöktü
  4. Her öğünde güçlü protein alın!
  5. Ünlülerin yeni gözdesi: Teff
  6. Ne kadar toksiksiniz?
  7. Hazımsızlığı önlemenin 20 yolu
  8. Defne yaprağı her derde deva
  9. Bulguru sofranızdan eksik etmeyin
  10. Ağlaya ağlaya hafifleyelim mi?

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.