"Penis sağlığı kalp sağlığının göstergesidir!"
Prof. Dr. Yavuz Yörükoğlu’nun kitabı çok yeni çıktı. Adı: Orta Yaş El Kitabı ve Genç Kalmanın Sırları. Didaktik, sıkıcı bir sağlık kitabı değil. Tam aksine eğlendirerek, güldürerek öğretiyor. Yazarla sohbet ediyormuş havasında gidiyor . Doktor olsam da çok şey öğrendim, üstelik eğlenerek, gülerek, kahkahalar atarak! Şiddetle öneriyorum.
45 ile 59 yaş arasındaki dönem orta yaşlılık...
Orta yaş ne zaman başlıyor, ne zaman bitiyor?
Orta yaşın kesin bir tanımı yok. Dünya Sağlık Örgütü orta yaşı 45 ile 59 yaş arasındaki dönem olarak tanımlıyor ancak orta yaşın tanımını etkileyen birçok faktör var; 17'sinde anne olan, zaman içinde 2-3 çocuk doğuran ve 40 yaşına gelmeden anneanne olan bir kadın için orta yaş gelmiş sayılabilir. Öte yandan üniversite okuyup üstüne master yapan, bir süre kariyer yaptıktan sonra 35 yaşında anne olan bir kadın için orta yaşa daha 15-20 yıl vardır denilebilir.
Bence orta yaşın en güzel tanımı; “Gençlik ile yaşlılık arasında bir geçiş dönemi” şeklindedir. Bu dönemin en belirgin ve ilginç özelliği ise avantaj ve dezavantajlarına karşın bu döneme hazırlıklı olmamamızdır. Bu da kişide önemli bocalamalara neden olur.
Orta yaşla birlikte hangi hormonlar azalıyor? Vücutta neler değişiyor?
Orta yaşla birlikte en çok azalan hormonların başında “büyüme hormonu” (somatotropin) gelir. Bu hormonun azalması ile birlikte tüm dokularımızda hücre yenilenmesi yavaşlar ve yaşlanma süreci başlar. Bu olgunun gözle görülen yansıması cilt esnekliğinin azalması ve sonucunda yavaş yavaş ortaya çıkan kırışıklıklardır. Somatotropin hormonunun azalmasının daha önemli bir etkisi ise 35 yaşından sonra kas kitlemizde azalma olmasıdır. Özel önlem alınmadığı takdirde 35 yaşından sonra kas kitlemiz her yıl yaklaşık yüzde 1 kadar azalır. 50 yaşına gelindiğinde gençlik yıllarında sahip olduğumuz kas kitlesinin yaklaşık yüzde 25'ini kaybetmiş oluruz. Kas kitlesi kaybı estetik olarak amiyane tabirle “pörsümeye” neden olur ama daha önemlisi kas kitlesinin kaybı metabolizmanın yavaşlamasına ve dolayısıyla orta yaşlarda görülen kilo alma eğilimine neden olur.
Bir de cinsel hormonlarımızda değişme oluyor, değil mi?
Evet! Orta yaşla azalan bir hormon grubu da cinsel hormonlar (Östrojen ve testosteron ). 30-35 yaşlarından sonra yavaş yavaş azalmaya başlayan cinsel hormonlar orta yaşlara gelindiğinde belirgin olarak azalmış oluyor. Bu da erkeklerde cinsel aktivitede azalmaya kadınlarda da 50 yaş civarında menopoz ile sonuçlanıyor. Bu yaşlarda azalan cinsel hormonlar aynı zamanda “cinsel enerji”de azalmaya ve metabolizmanın daha da azalmasına neden olur. 50 yaşına gelindiğinde kadınların yüzde 95'i menopoza girmiş, erkeklerin de tamamında cinsel aktivitede belirgin azalma, yüzde 25'inde tedavi gerektiren cinsel iktidarsızlık ortaya çıkmıştır. Kadın-erkek, kişilerin büyük kısmında vücut kitle indeksleri (yani kiloları) 30 yaşına göre ortalama yüzde 15-20 artmıştır.
"Penis sağlığı kalp sağlığının göstergesidir" şeklinde bir saptama var kitapta. "Kalple penisin ne ilgisi var" diye soruyor şu anda birçok kişi eminim...
Orta yaşlarda erkeklerde görülen cinsel aktivite azalması ve iktidarsızlık (Erektil disfonksiyon ) nedenlerinden biri de bu bölgeyi besleyen damarların arteriyoskleroz (damar sertliği) nedeniyle daralmaları ve tıkanmalarıdır. Bu damarlar küçük boy arterlerdir ve kalbi besleyen koroner damarlar ile neredeyse aynı çaptadır. Eğer kişide damarsal nedenlerden kaynaklanan erektil disfonksiyon varsa mantıken başta kalp olmak üzere diğer organların da damarlarında aynı hastalığın olması ihtimali çok yüksektir. 45-65 yaş erkekler arası bir anket yapsanız yüzde 99’u cinsel bakımdan aslanlar gibi olduğunu söyler. Ama gerçekler öyle değil! Tıbbi istatistikler 45 yaşındaki erkeklerin yüzde 15’inin, 50 yaşındakilerin yüzde 25’inin ve 65’ine gelindiğinde yüzde 45’inin erektil disfonksiyondan muzdarip olduğunu gösteriyor.
"İkinci perdeyi açın artık!" deyip, genç kalmanın sırlarını da vermişsiniz.
“İkinci Perde” yaşamımızın yeni ve çok güzel bir dönemini ifade ediyor. Genç kalmanın en önemli unsuru bu dönemde bizi mutlu eden ve yaşama bağlayan uğraşılar bulmaktır. Özellikle Türk toplumunda 50'li yaşlarda emekli olan insanların günlerini anlamlı bir şekilde dolduracak yeni işler, hobiler ve faaliyetlerde bulunmaları çok önemli.
"Tek cümlede nasıl genç kalabileceğimizi özetlemek gerekirse; Yaşama pozitif bakmak, beynimizi ve vücudumuzu sürekli olarak aktif tutmak ve sağlıklı beslenmek diyebilirim. Yaşam tarzınız, 65 yaşında tenis oynamak ile koroner bypass ameliyatı olmak arasındaki farkı belirler."
Prof. Yörükoğlu’ndan fıkra
Temel bakkala gider. 1 paket sigara ister. Bir bakar; paketin üzerinde bir uyarı: "Sigara içmek cinsel iktidarsızlığa neden olur!" Temel bozulur, "Ha uşağım bana bunun öldüreninden ver da" der.