Meme kanserine karşı sosyalleşin!
Şişmanlığın kanseri de tetikleyen önemli bir faktör olduğu vurgulanıyor
Yurt dışında katıldığım konferanslarda şişmanlığın kanseri de tetiklediği, özellikle kadınlarda meme-rahim gibi kanser türlerinde riski artırıcı önemli bir faktör olduğu vurgulanıyor. Şişman kadın hastalarımı bu konuda uyarıyorum. Bakın bir başka cerrah Doç Dr. Orhan Çelen de aynı şeyi söylüyor.
Şişmanlık meme kanseri riskini neden artırıyor?
Tüm meme kanserlerinin yüzde 70-80’i hormon (östrojen) bağımlı. Meme kanseri vakalarının da 2/3’ü 50 yaşından sonra yani menopoz döneminde görülüyor. Menopozdan sonra östrojenin ana kaynağı yağ dokusu. Kadın bu dönemde ne kadar şişmansa meme dokusu o kadar fazla östrojene maruz kalacaktır. Bu da riski çok artırıyor.
Menopoz döneminde bana başvuranların çoğu 5-10 kiloluk artışlardan söz ediyor. Hep söylüyorum; “Artık eskisi gibi yiyemezsiniz” diye. Çünkü metabolizma hızı bu yaşlarda çok azalmış oluyor. Akşam yemeğini çok hafif tutsalar bile yetecek!
Kilo vermek, yağ dokusunu azaltmak gündemlerinin en üst maddesi olmalı. Bir de ince olup sonradan kilo alanlarda risk artıyor. Yani bir kadın genç kızlığından beri hep kilolu ise riski daha düşük. 8-10 kilo aldığında bu meme kanseri riskini yüzde 15-20 artırıyor.
Beslenmeyle ilgisi nedir? Soya, soya yan ürünleri, keten tohumu bitkisel östrojen içeriyor. Meme kanseri olan bu ürünleri kullanmasın mı?
Aslında soya ve soyalı ürünleri çocukluk-gençliklerinden beri tüketen toplumlarda (Güneydoğu Asyalılar) meme kanseri oranının düşük olduğunu biliyoruz. Ama bu ürünlerin özellikle hormon duyarlı meme kanserlerinde hormonoterapi sırasında kullanılmasını önermiyorum. Hormon reseptörleriyle etkileşerek ilaçların duyarlılığını azaltabilir. Bunların yanı sıra özellikle üzüm ve narın hormon bağımlı meme kanseri riskini azalttığına dair çalışmalar mevcut. Yine mangonun bazı laboratuvar çalışmalarında meme kanseri hücrelerinin büyümesini ve çoğalmasını engellediği gösterildi.
Her yIl yaklaŞIk 30 bİn kadInIn yakalanacaĞI tahmİn edİlİyor
İngiltere’de son katıldığım konferansta kırmızı eti kanser riskini artıran faktörlerde 1 numaraya oturtmuşlardı. Meme kanserli hastalarıma haftada 1-2 den fazla önermiyorum. Ya stres? Şimdiye kadar gördüğüm kişilerde hep ağır bir travma, stres sonrası ortaya çıktığını gözlemledim.
Stres bağışıklık sistemini düşürüyor. Mutlaka etkisi vardır. Önemli bir veri daha; sosyal izolasyon meme kanseri ve tümör büyüme hızını artırıyor.
Farelerde yapılan deneyler bunu gösterdi.
Şaşırtıcı değil! Ne kadar sosyalleşirsek, sevdiğimiz insanlarla hayatı paylaşırsak o kadar iyi hissediyoruz kendimiz çünkü... Bu da direnci mutlaka artırıyordur. Erken adet görmek de riski artırıyor, biliyoruz. Günümüzde kız çocukları erken adet görmeye başladı. 9-10 yaşında adet görenler var.
Evet, benim de iki kızım var ve bu konuda endişeliyim. Belki yiyeceklerdeki katkılar ve çevremizdeki kimyasalların etkisi olabilir. Kesin ispatı yok! Ne kadar erken yaşta adet görürse, o kadar fazla östrojene maruz kalıyor.
Amerika, Kuzey ve Batı Avrupa ülkeleri meme kanserinin en fazla görüldüğü yerler. Bizde durum nedir?
Yeterli veri yok. Türkiye’de sadece 8 ilden yeterli veri var. Her yıl 100 bin kadından 35’i yakalanıyor. Karşılaştırma yapmak için Amerika’ya bakarsak 100 binde 110!
Bizde de kadınlarda en sık görülen kanser. Her yıl yaklaşık 30 bin kadının meme kanserine yakalanacağı tahmin ediliyor.
Doç. Dr. Orhan Çelen kİmdİr?
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu. Genel Cerrahi Uzmanlık eğitimini Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tamamladı. 1993-95 yılları arasında ABD Boston School of Medicine’de ziyaretçi asistanlık yaptı. 2008’de Doçent oldu. Şu anda İstanbul Cerrahi Hastanesi’nde çalışıyor.
Zuhal Olcay “Şölen” veriyor!
Zuhal Olcay ekrana ilk çıktığı günden beri hayranlıkla izlediğim bir oyuncu. Güzelliği ve oyun gücü beni hep hipnotize etmiştir. Son oyunu “Şölen” kapalı gişe oynuyor! Şölen’de elit tabakadan bir İngiliz kadının kendisini aldatan kocası, sevgilisi ve arkadaşlarına verdiği çok özel bir akşam yemeğine, kişi- ilişki irdelemesine tanık oluyorsunuz. Oyun sonrası kuliste kendisiyle formunu nasıl koruyor, konuştum.
Boyunuz ve kilonuz ne kadar?
Boyum 1.70 ve kilom 64 ile 67 arasında gidip geliyor şu aralar.
Çok güzel bir kadınsınız. Yine de takıntılarınız var mı; daha ince olayım, şuram şöyle olsun gibi?
Güzel bulduğunuz için çok teşekkürler. Ama kilomun 62-63 olması için şu aralar dikkatliyim. Kilolu olmak düşüncesi bile beni mutsuz ediyor. Bu nedenle ara ara ipin ucu kaçsa da gözüm hep üzerimde. Onun dışında bakımlı olmak için rutin cilt bakımları dışında kendimle pek uğraşmam.
Nasıl besleniyorsunuz?
Olmazsa olmazlarım; sebze yemekleri ve salatalar. Et çok yiyemiyorum. Onun dışında sütlü tatlılara zaafımı dizginlemem gerekiyor, çünkü çok seviyorum. Ama sonuç olarak sağlıklı beslenmeye fazlasıyla özen gösterdiğimi söyleyebilirim.
Kilo alınca nasıl önlemler alıyorsunuz?
Kilo alınca porsiyonlarımı azaltmam ve tatlıyı kesmem yeterli oluyor.
Pilates yapıyorum ve dolabımdan yoğurdu eksik etmiyorum
Dolabınızda en çok hangi yiyecekler bulunur?
Dolabımda en başta yoğurt, meyve ve salata malzemelerim var ve tabii vazgeçilmezlerimden olan peynir.
Oyundan sonra, geç saatte yemek yiyor musunuz? Bu önemli bir kilo artış nedenidir çünkü.
Oyundan önce çok hafif yiyorum ve oyun sonrasında yalnızca yoğurt ya da süt ve çok az karbonhidrat benim için yeterli oluyor. Oyun sonrası az yemek, yalnız ve sessiz olmak tercihimdir.
Destek kullanıyor musunuz?
Multivitamin, C vitamini, ara ara da Omega-3 kapsülleri alıyorum.
Ya spor?
Pilates ve yürüyüş yapıyorum. Daha ılık havalarda ve yaz aylarında da yüzmeyi ihmal etmiyorum.
Haftanın Sözü
“Vücudunuza özen gösterin. Çünkü yaşamak zorunda olduğunuz tek yer orası!”
Jim Rohn -Amerikalı iş filozofu (1930- 2009)