Kansere karşı koruyucu bitkiler
Günde en az 30 dakika egzersiz ve fitokimyasallarla yani bitkisel olarak sağlıklı beslenme bağışıklığı güçlendiriyor ve tüm kanserler çeşitlerinin üçte birini önlüyor.
Biliminsanları gitgide yediklerimizin kanserle ilişkisi üzerinde daha büyük kanıtlar bulmaya başladılar. Sağlıklı bir beslenme biçimi, günde en az 30 dakika egzersiz ve sağlıklı bir kiloyu koruyarak tüm kanserlerin üçte birinin önlenebileceği düşünülüyor. Tüm dünyada katıldığım kongrelerde kanserden korunma denince hep aynı önlemlerden bahsediliyor: Kırmızı eti azaltmak, işlenmiş etlerden uzak durmak, bol bol sebze meyve yemek. Peki bitkilerde ne var da bizi bu kadar koruyor? Vitaminler, mineraller, lif ve fitokimyasallar...
Fitokimyasal nedir?
Yunancadan türemiş bir sözcük. Fito bitki demek. Bitki kimyasalı, kendiliğinden, doğal olarak oluşan bitki anlamlarına geliyor. Fitokimyasallar bir bitkiye rengini, aromasını, tadını veriyorlar. Ayrıca bitkiyi dış etkenlerden, hastalıktan koruyorlar. Bir bitkinin rengi, tadı, kokusu hep içerdiği fitokimyasallar konusunda ipucu veriyor.
Fitokimyasallar sağlıklı kalmamız için birlikte
Tek bitki veya fitokimyasal bizi kanserden koruyamıyor. Ancak çok çeşitli bir beslenme biçimine sahip olduğumuz zaman fitokimyasalların etkisinden daha iyi yararlanabiliyoruz. Çünkü fitokimyasallar sinerjik etkililer; yani birbirlerinin gücünü etkisini artırıyorlar. Bu bilimsel olarak kanıtlanmış durumda; vitamin, mineral ve fitokimyasallar işbirliği içinde. Örneğin; sadece muz ve çilek seven ve bunları yiyen kişi doğru yapmıyor. Her renk meyveden farklı fitokimyasal alıyoruz. Meyveyi sebzeyi değiştirerek yemek en doğrusu.. Gökkuşağının tüm renkleriyle beslenmeliyiz.
Fitokimyasallar kanserden ve diğer hastalıklardan bizi koruyorlar. Bağışıklık sistemimizi güçlendiriyor, kanser hücrelerinin büyümesini yavaşlatıyor, kansere neden olan DNA bozulmasını önlüyorlar.
Kanserden korunmak için üç adım
1-Bitkisel ağırlıklı beslenin. Kırmızı eti azaltın, işlenmiş etten kaçının.
2- Her gün en az 30 dakika veya daha fazla egzersiz yapın.
3- Hayatınız boyunca sağlıklı bir kiloda kalmaya çalışın.
Vitaminleri haplar yerine yiyeceklerden alın!
Dünya Kanser Araştırma Enstitüsü ve Amerikan Kanser Araştırma Enstitüsü’nün ortak görüşü fitokimyasal almak için desteklerden medet ummamak. Bu konudaki uyarıları şöyle:
- Araştırmalar bu bileşikler hap olarak alındığında bazılarının çok az emilebildiğini ortaya koyuyor.
- Fitokimyasallar sinerjik çalışıyorlar, ortamda diğer vitamin ve minerallerin, bulunması gerekli.
- Destek aldığınızda bir fitokimyasalı gereğinden fazla alma şansınız da yükseliyor.
- Bazı araştırmalar bazı fitokimyasal desteklerinin zararlı olabileceğini, oysa bunları yiyecek olarak yediğimizde aksine yararlı olduklarını ortaya koydu.
- Bir fitokimyasalı yiyecekten aldığınızda sadece o bitkisel besini almakla kalmıyorsunuz, yanı sıra pek çok yararlı bileşiği de alıyorsunuz.
Fitokimyasalların çoğu aynı zamanda birer antioksidan
Antioksidanlar hücrelerimizi oksidatif stresten koruyan bileşikler. Hücre yapısının bozulmasına yol açan oksidatif stres önlendiğinde kanserden ve diğer pek çok hastalıktan korunabiliyoruz. Vücudumuzn en güçlü koruyucuları ‘Savaş Beşlisi‘ adını verdiğimiz A, C, E vitaminleri, çinko ve selenyum mineralleri. Ancak çoğu antioksidan fitokimyasal. Örneğin; çok sık duyduğunuz likopen gibi...
Antioksidanlar nasıl çalışıyor?
Bunu anlamak için en iyi deney bir elmayı kesip bırakmak. Ne olur? Elma hızla sararmaya, kararmaya başlar, değil mi? Çünkü elmanın yüzeyi havayla, havadaki oksijenle temas ediyor, bu da onun biçim değiştirmesine yol açıyor. Ancak elmanın üzerine limon veya portakal suyu dökün, bu hızla kararmayacaktır. Çünkü bunların içindeki C vitamini elmayı korur. İşte vücuttaki antioksidanlar da aynen bu şekilde hareket ediyor. Oksidatif strese yol açan pek çok neden var; sigara, hava kirliliği, yaşlanma... Vücudumuzun tüm bunlarla savaşabilmek için düzenli antioksidanlara ihtiyacı var.
Biliminsanları sürekli yeni fitokimyasalllar buluyorlar, araştırmaları sürüyor. Biz şimdi gelin en çok araştırılmış, tanımlanmış fitokimyasalları görelim, dosyamızı açalım:
Indoller
Indol-3 karbinol
Nerede bulunur?
Brokoli, Brüksel lahanası, lahana, karnabahar, hardal otu, turp, kişniş, yaban turpu.
Ne işe yarıyor?
- Vücutta kansere yol açan bileşiklerden koruyan enzimlerin aktivitesini artırıyor.
- Bozuk DNA’yı onarıyor (bozuk hücrelerin onarımı)
- Bazı kanser türlerine yol açan hormonların aktivitelerini engelliyor.
- Kanser hücrelerinin ölümüne yol açıyor.
- Meme ve rahim gibi kanser türlerinde östrojen hormonunun teşvik edici etkisini azaltıyor.
İnositol
Fitik asit
Nerede bulunuyor?
Tam tahıllar, mısır kepeği, yulaf, pirinç, çavdar ve buğday.
Kuruyemişler, baklagiller ve soya fasulyesi.
Ne işe yarıyor?
- Yüksek oranda antioksidanlar.
- Tümörün büyümesini yavaşlatıyor.
- Kanser hücerlerini öldürüyor.
- Laboratuvar araştırmaları fitik asidin kolon, akciğer, prostat ve cilt kanserlerine karşı koruyucu olabileceğine işaret ediyor.
İsoflavonlar
- Daidzein
- Genistein
- Glycitein
Nerede bulunuyorlar?
Soya fasulyesi ve soya ürünleri. (edamame, tofu, soya sütü gibi)
Ne işe yarıyor?
- Antioksidanlar.
- Bazı hormonların üretimini azaltıyor.
- Tümör büyümesini engelliyor.
İzotiosiyanatlar
Nerede bulunuyor?
Borokoli, karnabahar, Brüksel lahanası, lahana, pazı, hardal otu, turp, kişniş.
Ne işe yarıyor?
- Antioksidanlar.
- Tümörün büyümesini engelliyor.
- Kanser hücrelerini intihara sürüklüyor.
- Yangıyı önlüyor.
- Kanser oluşturan bileşiklere karşı vücudu koruyan kimyasallar olan enzimleri aktive ediyor.
- Birçok kanser türüne karşı koruyucu.
Alyum bileşikleri
Nerede bulunur?
Sarmısak, pırasa, soğan, yeşil soğan, frenk soğanı.
Ne işe yarıyor?
- Tümör büyümesini yavaşlatıyor ve önlüyor.
- Mide kanserine karşı koruyucu olduğu düşünülüyor.
-Sarmısağın kolorektal kansere karşı koruyucu olduğu düşünülüyor.
- Laboratuvar araştırmaları alyum bileşiklerinin lösemi ve prostat, mesane, cilt, akciğer kanserine karşı da koruyucu olduğu konusunda umut verici.
Karetonidler
Bu grupta alfa-karoten, beta-karoten, lutein, zeaksanthin, beta-kriptoksantin, likopen gibi bileşikler yer alıyor.
Nerede bulunur?
Kırmızı, turuncu, sarı ve bazı koyu yeşil sebze ve meyvelerde bulunuyor.
Ne işe yarıyor?
- Ağız, yutak ve soluk borusu kanserlerinin önlenmesinde etkili.
- Koyu yeşillerdeki karetonoidlerin cilt, akciğer, mide ve bazı meme kanseri türlerini öneleyebileceği düşünülüyor.
- Domates ürünlerindeki likopenin prostat kanserine karşı koruyucu.
Flavanoidler
Anthocyanidinler, flavan, kateşin, epikateşin, hesperidin, naringenin, apigenin, luteolin, kuersetin, kaempferol, myricetin gibi bileşikler.
Nerede bulunur?
Meyveler: Elma, böğürtklen, kiraz, narenciye grubu meyveler, üzüm, armut.
Sebzeler: Pancar, dolmalık biber, marul, soğan, brokoli, kereviz, patlıcan, lahana, kırmızı lahana, turp, pazı.
Baklagiller: Siyah fasulye, kırmızı fasulye, barbunya.
Otlar: Maydanoz, kekik, biberiye.
Günde ne kadar sebze meyve yemeliyiz?
Meyve: 3-4 porsiyon
Sebze: 3-7 porsiyon
Tam tahıllar: En az 3 porsiyon (1 dilim ekmek, yarım tabak makarna gibi)
Baklagiller: Haftada 2-5 porsiyon